24.01.2020 - 23:54 | Son Güncellenme:
Gündem maddelerinden biri olan Sivrice deprem haberlerine yoğun ilgi görüyor. Tüm yurdumuzu derinden etkileyen deprem haberleri vatandaşları meraklandırıyor. Depremin tam olarak nerede olduğunu öğenmek isteyenler, Sivrice nerede sorusuna cevap arıyor. İşte Sivrice hakkında merak edilenler...
SİVRİCE NEREDE?
Sivrice, Elâzığ'ın bir ilçesidir.
1936 yılı Şubat ayı içerisinde Dedeyolu köyünde kurulmuştur. 1938 tarihinde şimdiki yeri olan Hazar Gölü sahiline nakledilmiştir. İlçenin kuruluş tarihi çok eski olmamakla birlikte göl içinde bulunan adacıkta ve devamında eski bir yerleşim yeri mevcuttur. Hangi tarihte kimlerin yaşadığı kesin olarak tespit edilememiştir.
Adacıkta yıkılmış halde bir manastır, devamında da su içinde büyük bölümü sağlam halde evler ve diğer yapıların kalıntıları vardır. Son yıllarda çevre illerin önemli bir turizm merkezi olan ve olma yolunda gelişmeler kaydeden Sivrice ilçesinde yaz aylarında halkın günü birlik olarak tatil yapabileceği mesire yerleri ve çadır kent yerleri mevcuttur. Ayrıca kamuya ait Orman, Sağlık, Köy Hizmetleri, Maliye, Karayolları, DSİ, Fırat Üniversitesi, Elâzığ Belediyesi, Posta İşletme, Sümerbank, Harb-İş, TPAO, DDY ve Hazar Gençlik ve İzcilik Kamplarında kamu personelinin rahatlıkla tatil yapma imkânlarını sağlamaktadır.
Elâzığ’ın turizm açısından önemli bir potansiyele sahip ilçesidir. İl merkezine 31 km. uzaklıkta olup, ulaşım kara ve demiryolu ile sağlanmaktadır. Sivrice Hazar gölü kıyısındadır. Hazar gölü tektonik bir göldür. Hazar gölü tertemiz berrak suyu, halka açık plajlarıyla ve içerisinde bulunan “Batık Yerleşme” siyle Elâzığ’ın tatil ve dinlenme merkezi konumundadır.
Sivrice ilçesinin doğusunda Maden ilçesi, batısında Baskil ilçesi, güneybatısında Doğanyolu ilçesi, güneydoğusunda Çüngüş ilçesi, kuzeyinde Elâzığ Merkez ilçesi ile çevrilidir. Karakaya gölü barajı Sivrice ilçesi ile Malatya ili, Doğanyolu İlçesi arasında sınır teşkil etmektedir. Ayrıca ilçenin güneydoğusunda 2347 metre yükseklikteki Hazarbaba dağı ile 2171 metre yükseklikteki Karaoğlan dağı bulunmaktadır. İlçe merkezinin rakımı 1266 metredir.
Dik yamaçlarla göle inen bu dağlar, göl çevresinde geniş düzlüklerin gelişmesine imkan tanımamıştır. Nitekim gölün güney batısında Kürk suyu ağzında gelişen Kürk deltası ve onun devamı olan Gölbaşı düzlükleri ilçenin başlıca düzlüklerini oluşturmuştur. Bu delta dışında dağlardan dik derelerin göl kıyısında oluşturduğu birikinti koni ve yelpazeleri ile Hazar Dağı’nın güney yamaçlarında gelişen fay basamakları tarım ve yerleşmeye imkan tanıyan başlıca alanlardır.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Hazar Gölü havzası bir taraftan ana çizgileriyle içinde bulunduğu bölgenin iklim özelliklerini yansıtırken diğer taraftan kendine has iklim özellikleri ile dikkat çekmektedir. Türkiye'nin en dağlık bölgesini meydana getiren Doğu Anadolu kütlesinde morfolojinin doğurduğu bir iklim tipi kendini hissettirir. Şöyle ki yükseltileri batıdan doğuya doğru artan birbirine paralel dağ ve platolar arasına sıkışmış ve birbirinden orta yükseklikteki eşik alanlara ayrılan diziler halinde çeşitli boyutta ve kopartman şeklindeki ovalar bölgenin genel morfolojik görünümünü oluşturur. Yer şekillerinin bu özelliği iklimin batıdan doğuya doğru daha karasal bir karakter almasını sağlar.
Tarihin ilk devrelerinde Mezopotamya ile Anadolu’nun iç kısımları arasında bağlantı sağlayan stratejik yerlerden birine karşılık gelen ilçemizin yeri bu günde Güneydoğu Anadolu ile Anadolu’nun diğer bölümleri arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli geçitler üzerinde yer alır. İlçenin kuruluş yeri Hazarbaba Dağlarının kuzey eteklerindedir. Çeşitli efsanelere de sahip olan 2347 metre yüksekliğindeki Hazarbaba Dağı yörenin en yüksek dağı olma özelliğini de taşımaktadır. Gene İlçenin güneyinde bulunan Karaoğlan Dağı ve kuzeyinde bulunan Mastar Dağları 2171 metre yüksekliğindedir. Bu genelde doğu batı istikametinde uzanmaktadır.
Sulu tarım alanlarında ise;en fazla fasulye, şeker pancarı, biber, domates, patates, çilek, mısır, yonca, fiğ ve maş gibi ürünler yetiştirilir. Ayrıca akarsu kenarlarında da ve su kaynakları civarında yer alan meyve bahçeleri ve kavaklıklar da sulu tanı alanlarına girerler. İlçemiz arazisinin büyük bir kısmının eğimi % 45 den fazladır. Bu fazla eğimli alanlardaki oldukça küçük parçalara ayrılmış tarım alanlarında modern aletler pek kullanılamamaktadır. İlçenin genel arazisinin büyük bir kısmı dağlık alanlara karşılık gelmesi dolayısıyla eğim oldukça fazladır. Bu nedenle çok az bir alanı kaplayan vadi tabanları dışında sulu tarıma uygun olmayan alanların genişlikler kapladığı görülür. Başka bir deyişle vadi tabanları ve kaynaklar çevresi dışında kalan sahalarda yer alan tarım alanları kuru tarımın uygulandığı alanlar olarak ortaya çıkar.
İlçe genelinde yer alan bu kuru tarımın alanları bir takım çevre şartlarının olumsuz etkileri altındadır. Bunların başında topografyanın eğimli olması ve şiddetli erozyona maruz bulunması nedeniyle toprakların sığlığı gelir. Bu sığ olan topraklar ana kayanın ve iklimin etkisiyle kireçlilik ve taşlılık gibi sorunları da içerirler. Zaten sığ olan toprak, sürülmesi sırasında tabandan çıkan irili ufaklı taşlarla kaplıdır. Topraklarda görülen bu taşlılık ve yüksek oranda kireç bulunması verimi düşürmektedir. Bu kuru tarım alanlarında verim bire sekiz kadardır.
Hazar Gölü Anadolu'nun güney ve doğusuna mührünü vuran Torosların yükseğindeki bir maviliğin adıdır. Güneyinde Hazarbaba, kuzeyinde Mastar Dağları göğe baş, kaldırır. Çevre halkı tarafından "Gölcük" adıyla bilinen Hazar Gölünün EİE İdaresi ve DSİ'nin hazırladıkları raporların verdikleri bilgilere göre alanı 78.6 kilometre karedir (1240) metre seviyesine göre.
Göl güneybatı-Kuzeydoğu yönüyle yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda, 5-7 kilometre genişliğindedir. EİE idaresine tahmin edilen su miktarı 7 milyar metreküp kadardır. Gölün derinliği konusunda kesin ölçümler olmadığından değişik araştırmacılar tarafından çeşitli rakamlar verilmiştir. Chaput, çevre halkına atfen 300 metre olabileceğini belirtmekte, Huntingıon yaptığı batimetrik haritada ise 213 metre olarak göstermektedir. DSİ raporları (1960)'ta 152 metre olarak belirtmektedir. Görüldüğü gibi değişik tahminler yapılan derinliği konusu ancak kesin ölçmelerle belirlenebilecektir. Fakat kesin olan gölün çok derin olmasıdır.
Gölün seviyesi hakkında değişik kaynaklarda çeşitli rakamlar verilmektedir. Bu rakamlar Harita Genel Komutanlığının değişik tarihlerde yayınlamış olduğu haritalarda alınmış değerler olduğundan bunları belirtmeye çalışalım;1944 yılında yayınlanmış olan 1:200 000 ölçekli haritada 1155 metre, 1958 tarihli 1:100 000 ve 1: 25 000 ölçekli haritada 1248 metre olarak gösterilmiştir. En son olarak 1986 yılında yayınlanan 1:25 000 ölçekli haritada ise 1238 metre olarak tespit yapılmıştır. Diğer kaynaklarımızdan da anlaşıldığı üzere bu değerlerden son ikisi doğru olarak verilmektedir.
Göl, çevresindeki dağlardan inen çoğu fay kaynaklarının ayağı olan küçük dereler tarafından beslenir. Bu derelerin en büyüğü Kürk suyudur. Sonradan Behramaz deresi de göle çevrilmiştir.
Göl 20 km uzunluğundaki tektonik bir çukurun ortasında yer almaktadır. "Tektonik" değişik anlamlara gelebilen bir jeoloji ve jeomorfoloji terhü olup genellikle "yer kabuğunu" meydana getiren katmanların sıralanışımda "STRÜKTÜR-YAPI" karşılığında kullanılmaktadır. Yer kabuğu iç ve dış tesirlerle değişir. Hazar Gölü daha çok iç kuvvetlerin tesiriyle yer kabuğunun kırılması ve çökmesi neticesinde milyonlarca yıl evvel teşekkül etmiştir. Dibinden kaynayan ve yamaçlardan inen küçük dereler ve sel sularıyla bugünkü halini almıştır.
Hazar hidroelektrik santralinin (1957-1967) faaliyete geçmesi ile en önemli su kaybına bu santrale su taşıyan tünel olmuştur. 1215 metre koduna kadar inen 30 metre derinliğinde 10 metre genişliğinde bir kuyu ile göle bağlantısını sağlayan tünel 4453 metre uzunluğundadır. Yılda ortalama 76 milyon metreküp suyu gölden çekmekte ve Çelemlik Dağı kuzeyindeki Hazar I ve bundan 90 metre daha aşağıdaki Hazar II santralini beslemektedir.
Göl suyunun yüzey sıcaklığı yazın ortalama 24 santigrat derecedir. Gölün suyu hayvanlar tarafından içildiği, göl kıyısında hatta su içinde bitkilerin yetiştiği, çevrede tarla sulamada kullanıldığı görülmektedir. Göl balık bakımından zengindir.
Gölün kuzey kıyılarında Elâzığ-Diyarbakır kara yolu, güney kıyısından ise Elâzığ-Diyarbakır demir yolu geçmektedir. Suları tatlı olup, gölde turistik mahiyette balık ve kuş avcılığı yapılmaktadır. Etrafında 25 kadar resmi kuruluşun kamp tesisleri vardır. Halka açık plaj ve mesire yerleriyle yöre halkının önemli eğlence ve dinlenme yeridir.
Hazar Gölü'nü Besleyen Akarsu ve Göller
Bu derelerin büyük bir kısmı fay kaynaklarından aldıkları suyu göle taşımaktadırlar. Bu nedenle çevredeki dereler, boyları kısa olmakla beraber yılın büyük bir kısmında su taşırlar. Ancak taşıdıkları suyun azlıklarından dolayı fazlaca dikkat çekmemektedirler. Hatta ilk bakıldığında bunların sel yatağı olduğu izlenimi uyanır. Gerçekte bu derelerin bir kısmı yağışlı mevsimlerde su taşıyan sel yataklarıdır. Bunlardan en önemlileri Kürk suyu ve sonradan göle çevrilen Behramaz deresidir. Gezin Beldesi civarında Hazar Gölüne akmaktadır. Ayrıca Dicle Nehri'nin çıkış kaynağının önemli kollarından biri Hazar Gölüdür.
Kürk Suyu
Göle batıdan kavuşan Kürk suyu ya da Kürk Çayı, batıdan Kavak Köyü güneyinde oldukça gür iki kaynağın birleşmesiyle Kavak Deresi adıyla ortaya çıkar ve Yedipınar Köyü ile Kürk Köyü arasında fay hattına yerleşmiş derin bir kertik vadi içinde çıkar bu arada Hazar Dağı eteklerinde yüzeye çıkan birçok fay kaynağının suyunu da alır ve Sivrice'nin batısında büyük bir delta oluşturduktan sonra göle ulaşır. Kürk Suyu kış ve özellikleri bahar aylarında bol su taşır. Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında epeyce azalırsa da yine de bir miktar su taşımaktadır.