Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Geçmeyen ağrı, şişlik, topallama, kırık ve uyuşma-güçsüzlük gibi belirtilerle kendini belli eden kemik tümörü, özellikle pandemi sürecinde gözden kaçırılan hastalıklardan oldu. Kemik dokusunun anormal bir şekilde büyümesi sonucunda oluşan kemik tümörü, iyi ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılıyor. İyi huylu kemik tümörleri zamanla büyüyen bir şişlikle kendini gösteriyor. Bazen de rastlantısal olarak radyografi çekildiğinde bu tümöre rastlanıyor. Kötü huylu kemik tümörlerinde hastanın ağrı şikâyetinin olduğuna dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Azboy, “Çocuklarda gece ağrıları aileyi şüphelendirmeli. Büyüyen kitle önemli. Biz kemik tümörlerini primer ve metastatik kemik tümörleri olarak ikiye ayırıyoruz. Başka organlardan kemiğe sıçrayan tümörlere metastatik tümörler diyoruz. Bu tümörle çok sık karşılaşıyoruz. Özellikle ileri yaş hastalarda prostat, akciğer, böbrek ve meme kanserinden sonra metastatik kemik tümörlerini sıkça görüyoruz" dedi.
ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA SIK RASTLANIYOR
Kendini ağrıyla gösteren metastatik kemik tümörleri bazen de kemiklerin kolayca kırılmasına yol açabiliyor. Bu kırıkları patolojik kırık olarak tanımladıklarını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Azboy, “Hasta patolojik kırıkla başvurduğunda biz hastanın ana tümörünü araştırıp buluyoruz. Ana tümörün tipini belirliyoruz. Gerekli tedavi planı medikal onkoloji, hematoloji ya da nükleer tıp tarafından planlanıyor. Ortopedik cerrah olarak bizler, patolojik kırıkların tedavisini yapıyoruz” diye konuştu.
Primer kötü kemik tümörlerinin ise kemiğin kendisinden kaynaklanan tümörler olduğunu aktaran İbrahim Azboy, bu tümörlere özellikle 10-25 arasındaki genç yaş grubunda rastladıklarının altını çizdi. Bu tümörlerde ağrı olduğunu ve bir ortopedi uzmanına muayene olmak gerektiğine değinen İbrahim Azboy, “Kötü huylu tümörler arasında en çok osteosarkomu görüyoruz. Diz çevresinde sık gördüğümüz bu tümöre, erkek çocuklarında daha sık rastlıyoruz. Osteosarkom tanısı biyopsi ile koyuluyor. Tümörlü bölgeden doku alıp bunu patoloji uzmanlarımız değerlendirdikten sonra teşhisi konuluyor" bilgilerini paylaştı.
‘MULTİDİSİPLİNER BİR TEDAVİ GEREKİYOR’
Hastaya tümörün tipine göre kemoterapi, gerekirse bazı durumlarda radyoterapi uygulanıyor. Tümör hacmi küçültüldükten sonra cerrahi tedaviye geçiliyor. Cerrahi tedavide tümör dokusunu, etrafındaki sağlıklı dokuya ulaşana kadar çıkarttıklarını söyleyen İbrahim Azboy, “Eklem hasar görmemişse çıkardığımız kemik parçayı sıvı nitrojende steril hale getirip tekrar kullanabiliyoruz. Gerekirse hastanın sağlam bacağından damarlı bir kemiği alıp bu bölgeye transfer ederek, bu bölgeyi sağlamlaştırıp implantla destekliyoruz. Ancak tümör, eklemin içine de ulaşmışsa eklemi korumak mümkün olmuyor. Bu durumda eklemi çıkarıp yerine protez yerleştiriyoruz” dedi. Tümörlerin tedavisinin multidisipliner bir tedavi gerektirdiğine dikkat çeken İbrahim Azboy, mutlaka deneyimli bir ortopedist, onkoloji, patoloji, nükleer tıp, kardiyovasküler cerrahi ve plastik cerrahi uzmanlarının birlikte olduğu tümör konseyi marifetiyle hastanın tedavisinin düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
‘UZUN VE MEŞAKKATLİ BİR SÜREÇ’
Tedavi sürecinin uzun ve meşakkatli olduğunu, kemik tümörleri konusunda hassas olmanın ve tanıda gecikmemenin önemine vurgu yapan İbrahim Azboy, bir an önce hastalığın adının koyulup tedavisine vakit kaybetmeden başlanması ve cerrahilerinin zamanında yapılması gerektiğini söyledi. Azboy, “Kemik tümörleri özellikle agresif olanlar vücudun başka bölgelerine yayılabiliyorlar. Metastaz tedavilerinde son yıllarda çok ciddi ilerleme kaydedildi. Yeni nesil kanser ilaçları metastaz tedavisinde çok etkili oluyor. Kötü huylu tümörlerin nedenlerine baktığımızda, çoğunda genetik bir yatkınlık durumu görüyoruz. Burada önemli olan şüphelenmek. Özellikle çocuklarda gece ağrısı, yaşlılarda ise sırt ve kalça ağrısına dikkat etmek gerekiyor. Belirtiler tespit edildiğinde gerekli radyolojik tetkikleri yapıp zaman kaybetmeden deneyimli bir ortopedi uzmanına başvurarak, donanımlı bir hastanede tedaviye başlamak çok önemli. Özetle kemik tümörlerinde tedavinin anahtarı şüphe durumunda hızlı tanı, etkili ve doğru tedavi yöntemlerini vakit kaybetmeden uygulamak” görüşünü paylaştı.
‘BÜYÜME AĞRISI DEYİP GEÇMEYİN’
Kemik tümörlerinin her yaşta görüldüğünü, primer iyi huylu ve kötü huylu kemik tümörlerine sıklıkla 10-30 yaş arasındaki gençlerde rastlandığını söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Aydınlı da, “Çocuklardaki ana problem onların ifade ettiği, devamlılık gösteren ağrıların çoğunlukla büyüme ağrısı olarak yorumlanmasından kaynaklanıyor. Çocuklar ağrı tanımlıyorsa ve bu ağrı bir günden fazla devamlılık arz ediyor, istirahat halinde hissediliyor ve gece uykudan uyandırır hale geliyorsa mutlaka ciddiyetle incelenmeli. Bunun dışında şişlikler önemsenmeli ve mutlaka doktora danışılmalı” bilgilerini verdi.
Kemik tümörlerinin neden oluştuğunun bilinmediğini ifade eden Prof. Dr. Ufuk Aydınlı, "Bazı genetik hastalıklarda kemik tümörü oluşma riski daha fazladır. Primer kemik tümörleri daha önceden var olan paget hastalığı, göz kanserleri, TP53 gen varlığı kemik tümörlerinin gelişimi açısından ciddi risk faktörleridir" diyerek sözlerini noktaladı.