10.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Gelene gitmek gerekir. 2003 Ağustos'ta 60 bin yıl aradan sonra ziyaretimize gelen Mars "valla bize de bekleriz!" deyip gitmişti. 284 yıl sonra bir kez daha gelmeden iade-i ziyaret'e karar veren ABD, Avrupalıların yapamadığını yapıp, Mars'a "Spirit" isimli aracı indirmeyi başardı. Dünya'da "doğru dürüst yaşamayı ve yaşatmayı" başardıkları yetmiyormuş gibi diğer gezegenlere el attılar. İnsan hafiften işkilleniyor "neden?" diye...
Bilim aşkına mı? Olamaz. Bilimin en güzel yanını alıp "şok ve dehşet" yaratan silahlar haline getirdikleri için. "Bilim" evet, ama "aşk" olamaz... Uzayda başka canlı ya da yaşam olup olmadığını merak ediyor olabilirler mi? Olamaz. Çünkü kendilerinden başkasının yaşaması/ölmesi pek umurlarında değil. Peki ya nedir?
Şudur: Saddam'ın yakalanmasına rağmen bir türlü bulunamayan, uğruna (göstermelik) savaşlar yapılan "Kitle İmha Silahları"nı arıyorlarmış. Evet, bu artık bir histeriye, paranoyaya dönüşmüş ABD'lilerde. Korkuyorlarmış. Maliye Bakanı Unakıtan'ın, Cem Uzan'a "Lan oğlum delirtmeyin beni, nerede bu paralar?" dediğini biliyorlarmış. Ve korkuyorlarmış, ya "Lan oğlum delirtmeyin beni, nerede bu silahlar?" derse diye. Verecek bir cevapları yokmuş tıpkı Sayın Uzan gibi. "Bakarsın Mars'ta çıkar, belli mi olur" diyorlarmış. Hakikaten çok acayip!..
Eskiden; Kızları ne doktorlar, mühendisler isterdi de verilmezdi...
Şimdi; Televizyona çıkmayı başaran ne idüğü belirsiz boş gezenin boş kalfalarına bayıla bayıla veriliyor...
Eskiden; Ünlülerin televizyon programlarına çıkmaları olay olurdu...
Şimdi; Televizyona ünlü çıkarmanın anlamı kalmadı. Ne anlatacak bir şeyleri kaldı, ne de reytingleri...
Eskiden; Sıradan kişiler için televizyona çıkmak bir hayaldi ve hiç kimse halktan birini ekranda görmek istemezdi...
Şimdi; Televizyona çıkmak artık hayal değil. Artık ünlü değil, sıradan kişiler izleniyor. İnsanlar onların şahsında kendi hayatlarını oyluyor, "kendilerini" izlemekten zevk alıyor...
Ve bu ülkeden bir kişinin bilim alanında bir ödül mesela "Nobel" alması ya da dünya çapında bir buluş yapması ihtimali; "Biz Evleniyoruz" evinde bir aşkın doğması ihtimalinden daha yüksek olsa da, "tamamen tükenmiş oluyor" gibi geldi bize...
1) Sanatı seviyorum, sanat için soyundum. Gerekirse toplum için de soyunurum... (Cıbıldaklar)
2) Yönetmen istedi, senaryo gereği soyundum... (Cascavlaklar)
3) Çıplaklık doğallıktır, doğallık güzeldir, öyleyse çıplaklık güzeldir diyorum... (Daltabanlar)
4) Güzelim ve bu güzelliği hayranlarımla paylaşmak istedim. Güzellikler paylaştıkça çoğalır... (Dımdızlaklar)
5) Soyunabilen, bikini giyebilen assolist olmak kolay mı? Bikini giyebilen tek assolist benim... (Şallak Mallaklar)
Kesin bi pislik var, ama dur bakalım...
Yakıştı
"Duygularımı açtım maymun oldum!.." => Biz Evleniyoruz yarışmacısı Aybars
Kafesli Kahvehane
Mehmet Ali Erbil: "Kabuklu yemiş atmayınız" nerde söylenir?
Kalender: Kahvede!..
Cümleye Gel
"Araba çarpan anne kız yolda ne bekledi?" => Show Haber'de sıradaki haberin başlığı
Stili Sağlam
"Adam Türkiye'nin en iyi teknik direklerinden birisi..." => Turgay Şeren (Lucescu'yu övüyor)
Muvaffakiyetli Köfte
"İnegöl köftesi mmm, İnegöl köftesi de ne 'başarılı' olur!.." => Vj Bülent
Bir Şarkısın Sen
(Passaparola'nın tekrarlarından)
Metin Uca: Bahar ayında görülen nezle, "S" harfi?
Doğa Rutkay: Samanyolu!..
Internet'te adıma forum açmışlar. Başlıklardan biri şöyle: "Dr. İsmet Salu denen adam gerçekten var mı, yoksa uydurma mı?" Altına da türlü türlü yorumlar yazmışlar. Yok efendim öyle bir adam yokmuş da, olsa ortaya çıkmaz mıymış da, yüzlerce yalan yanlış yorum. Hatta "Travma" takma adlı bir vatandaş, "Dr. İsmet Salu var, geçen yıl üst katımızda oturuyordu, fakat taşındı. Çok babacan ve sert bir insandır. Kendisini yakından tanıma şansım oldu..." diye yazmış. Kimin üst katında oturdum yahu? Nereye taşınırsam taşınayım alt katıma Reha'yı yerleştiririm. Yıllardır değişmeyen kuralımdır. Adamın istihbaratı sağlam. Diyeceğim "Travma" yalan yazmış, sakın ola kanmayın!.. Işık Sizinle Olsun!..
GÜNCEL
Yalı restorasyonda, hırsızlar faaliyette
Pera Palas sarardı...
Ya donacaklar ya yanacaklar!
Kısa kısa..
Serin Duruş