13.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Tiplemeler!..
1) Dörtnalagiller: 20 dakikalık vapur seyahatinin 5 dakikasını oturmakla, geri kalan 15 dakikasını vapurun yanaştığı kısmı kapan ilk kişi olmaya çalışmakla geçirirler. Biraz daha az aceleci olup 10 dakika oturanlarla beraber 17. dakikaya doğru vapurun denize 60 derece açı yaparak iskeleye yanaşmasına sebep olurlar. Bunların bir kısmı iskele verilmeden atladıkları için hayatlarında birçok kez ölüm tehlikesiyle karşılaşır...
2) Durağangiller: Seyahat boyunca cam kenarında oturmasalar bile dışarıdaki bir noktaya kilitlenerek sıkılma belirtisi göstermeyenlerdir. Kitap veya gazete okumaz, etraflarındaki insanlarla ilgilenmezler. Tek dert dışarıdaki o meçhul noktadır. Bakarlar da bakarlar. Büyük ihtimalle camdaki kuş pisliğine gözlerini kilitlerler, zira hareket halindeki vapurda gözü bir noktaya dikmek pek mümkün değildir...
3) Okurgiller: Nereye oturdukları önemli değildir. Can simidi sandığının üzerine bile otursalar hemen kitaplarını okumaya başlarlar, top patlasa kafalarını kaldırmazlar. Kafalarının dibinde bas bas bağıran kalem satıcısı, bir dakikalarını isteyen dilenci bile dikkatlerini dağıtamaz...
4) Tütücügiller: Vapura biner binmez dışarıdaki kısımlara yönelirler, çünkü hemen bir sigara yakmalıdırlar. Vapurda ne kadar çok sigara içerlerse kar sayarlar. Yanında çay içmezlerse olmaz. Soğuktan nefes bile alınamazken dışarıda sigara içmekten vazgeçmezler. Çöp atmak için yerleştirilmiş saksımsı kutuları kullanmak hiç adetleri değildir. Bazıları izmaritle martı vurmaya kadar ilerletmiştir işi...
5) Balgamgiller: Kışları genelde çok kalabalık olan kapalı bölümde yolculuk boyunca boğazlarını temizlemeye çalışırlar. "Ehüeoaaaarrrrrggh, huaaaak, ımghhhhh!" sesleri size bu "müstesna" yolculukta eşlik eder. Çaresizce o sırada televizyonda gösterilen Hayrünnisa Hastanesinin reklamına konsantre olmaya çalışırsınız ama nafile...
Hooop beyler, arkaları beşleyelim bi zahmet!..
(Uludağ Alkoçlar otelde, Tülin Şahin ve Aysun Kayacı'nın katılımıyla gerçekleşen söyleşide)
Soru: Neden yurtdışına açılmakta zorlanıyoruz, mankenlerden bir Güzide Duran var, şarkıcılardan Tarkan, Sertab... Türkiye'den Oscar alan bir oyuncumuz neden yok sizce?
Tülin Şahin: (sinirlenerek) Neden hep başkalarına özeniyoruz, burada da çok güzel işler yapılıyor, kendimizi niye sürekli yurtdışıyla kıyaslıyoruz? Ne yani, New York'ta İkiz Kuleler yıkıldı diye, Türkiye'de de Boğaz Köprüsünün mü yıkılması lazım?
Akıl-Fikir
"Aklımdan, fikrimden geldi Bush'a elbise vermek..." => Sarar firması sahibi Cemalettin Sarar
Eğrisiyle Doğrusuyla
"Ben matematik, geometri konuşuyorum. Geometri'de 2 kere 2 kaç eder? 4 eder. 5 etmez..." => Fazilet Partisi Şanlıurfa Belediyesi başkan adayı
Zamanla Değişir
"Çok genç bir oyuncu; henüz 1982 doğumlu..." => Star Tv spikeri (Real Madrid'in bir oyuncusunu tanıtırken)
Etsinler Boş Ver
"Burcu bizi dekarte etmeye çalışıyor..." => "Akademi Türkiye" yarışmacısı Barış
Laf Arası Adamı Bihter...
Bihter abi bu Burcu beni de dekarte etmeye çalışıyor abi...
Dekartasyondan korkma, iyidir, zindelik verir insana...
Otobüsteler
"Birazdan bütün kliplerimiz burda olacaklar, tabii ki sanatçılarıyla beraber..." => KralTv'de bir vj
Höh!
"Necmiii, babayı alma da!.." => Kurtlar Vadisi adlı dizide bir replik
Kafalardan Yola Çıkılmalıydı
"Görevlilerden biri flamingoların bacaklarını sayıp ikiye bölmeyi önerdi. Ama tüm flamingolar hareket edince bu o kadar kolay olmuyor..." => Almanya'da bir hayvanat bahçesinde hayvanları saymaya çalışan görevlilerden biri (Atv Haber'de)
Laf Arası Adamı Bihter...
Bihter abi biz iki taneyiz di mi abi?
Dur bakayım, 1,2,3,4 bölü 2 eşittir 2... Evet ikiymişiz, ilginç, şimdi fark ettim...
Tutumu Kötü
"Gülay'ın ses renginin çok ilginç bir tavrı var..." => Vj Bülent
Mesleğim gereği her gün onlarca kişiyle tanışıyorum. Tipimden tanıyorlar. Biraz sohbet ettikten sonra sanki herkes programlanmış gibi aynı şeyi söylüyor: "Abi senin de işin zor valla!.." Bir alışkanlık olmuş sanırım. Dil alışkanlığı. Dil otomatik vitesteymişçesine hareket ediyor ve bu cümle ağızdan çıkıyor. Hayır, bir şey de diyemiyorum. Zor desem, zor değil, haftada 1-2 gün yazıyorum zaten. E kolay desem, o da değil, birikim gerekiyor, yüzlerce ülke dolaşıp gözlemleri not etmek, önemli bienalleri kaçırmamak gerekiyor... Ben de yöntem geliştirdim, "eee çalışmayana para yok!" diyorum. "Haklısın abi" diyorlar konu kapanıyor. Ne derece doğru yapıyorum bilemiyorum ama kısasa kısas... Peki, hadi auf wiedersehen...
GÜNCEL
Bombacıların silahı esrarengiz cinayette
İspanya tek yürek
Avrupa diken üstünde
Elim kolum yerinde mi?
Patlayıcı tipi, ETA'ya uymuyor
Rüşvetçi polislere ihraç
Dışişleri, kaçırılan iki Türk'ü yeni buldu
AKP afişi asan gence kurşun
Sınav soruları yola çıktı
Gazi'de anneler ağladı
Tarihte bugün
Serin Duruş