14.08.2024 - 06:55 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ - Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde önceki gün 18 yaşındaki Arda Küçükyetim, Tepebaşı Camii bahçesinde bulunan çay ocağı yakınındaki park ve tramvay durağında bulunan vatandaşlara bıçak ve baltayla saldırdı. Olayda, T.A. (71), C.Ö. (57), N.Ö. (87), M.K. (64), C.A. (64) yaralanırken, saldırgan o sırada olay yerinden geçmekte olan bir polis ve çevredekiler tarafından etkisiz hale getirildi. Saldırgan Küçükyetim, dün sağlık kontrollerinin ardından geniş güvenlik tedbirleri altında sevk edildiği mahkemece tutuklandı. İlk bilgilere göre, olay yerine travmayla gelen Küçükyetim’in saldırıyı internette tanıştığı Doğu Avrupa uyruklu bir arkadaşı ile planladığı ihtimali üzerinde duruluyor.
‘ÖNÜME GELENE SALDIRIYORUM’
Saldırıyı sosyal medyadan canlı yayınlayan saldırganın oynadığı dünya çapında popüler ‘PUGB ve Call off duty’ oyununun etkisi altında saldıryı gerçekleştirdiği iddia edildi.
Üzerinde hücum yeleği, kask, gözlük ve giysisinde Nazilerin “Kara Güneş” amblemi bulunan saldırgan olaydan bir gün önce yaptığı paylaşımda saldırının bir ‘lone wolf’ (yalnız kurt) eylemi olduğunu, canlı yayınlama nedenini ise “gelecek nesillere motivasyon sağlamak” olarak açıkladığı görüldü. Olaydan bir gün önce blog sayfasına koyduğu yazıda ise “Soğuk bir duş alıp kıyafetlerimi giyiyorum. Ekipmanlarımı alıp saldırı alanına gidiyorum. Müsait bir yerde ekipmanlarımı giyiyorum ve baltamı, bıçağımı yeleğime takıyorum. Ardından önüme gelen herkese saldırıyorum” ifadeleri dikkati çekiyor.
NAZİ SEMPATİZANI
Bir arkadaşından canlı yayını kaydedip arşivlemesini isteyen Küçükyetim’in amacının, gelecekteki “azizler” için motivasyon kaynağı olduğunu ifade ediyor. Nazi sempatisiyle dikkati çeken saldırganın ‘azizler’ olarak nitelediği Anders Behring Breivik, Brenton Yarrant, Stephen Paddock, Timothy McVeigh ise nefret suçu işleyerek yüzlerce kişinin ölümüne neden olan ırkçı isimler.
Call Of Duty’nin ikonik karakterlerinden ‘Ghost’ (Hayalet)
Milyonlar bu oyunları oynuyor
Oyun karakteri:
›Yüzüne iskelet maske takıyor
›Kafasına siyah kask takıyor
›Gözlük kullanıyor
›Hücum yeleği giyiniyor
›Eldiven takıyor
›Çeşitli ateşli silahlar ile pala levye orak gibi kesici ve delici aletler kullanıyor
PUBG: İlk olarak 2017’de piyasaya sürülen ve daha sonraki yıllarda telefonlara da gelmesiyle iyice popülerleşen ‘PUBG Battlegrounds’ askeri bir hayatta kalma oyunu. Paraşütle diğer oyuncularla birlikte bir alana bırakılan oyuncular, en son hayatta kalan kişi olmayı hedefliyor. PUBG’de oyuncular birbiriyle sesli ve yazılı olarak iletişim kurabiliyor. Oyun için belirlenen yaş sınırı 17 ve oyun bilgilerinde “yoğun derece gerçekçi şiddet” ifadesi kullanılıyor. Tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından oynanıyor.
Call Of Duty: En çok satılan oyun serisi olma unvanını taşıyan Call Of Duty, İkinci Dünya Savaşından günümüz muharebelerine uzanan çok geniş bir yelpazede oyunlara sahip. Askeri gerçekçiliğe sahip oyun, oyuncunun ‘özel kuvvetler’ dünyasına girmesini sağlıyor. İlk olarak 2003’te piyasaya sürülen oyun, ikonik karakterleriyle de dikkat çekiyor.
‘KARA GÜNEŞ’ NEDİR?
Saldırganın kıyafetindeki Nazi amblemi de dikkat çekti. Kara Güneş (SS-Sembolü), Nazi Almanyası’nın paramiliter örgütü Schutzstaffel (SS) tarafından kullanılan bir sembol. SS-Sembolü, genellikle iki dikey olarak yerleştirilmiş ve köşeleri yukarıya doğru bakan iki “S” harfi şeklinde tasvir edilir. Bu sembol, Schutzstaffel’in (SS) baş harflerinden oluşur ve orijinal olarak Heinrich Himmler tarafından tasarlanmıştır. Nazi döneminde SS-Sembolü, rejimin baskısını ve uygulamalarını yansıtıyordu. Sembol, özellikle Holokost ve diğer savaş suçlarıyla ilişkili. Nazi Almanyası’nın 2. Dünya Savaşı’nı kaybetmesiyle birlikte gamalı haç sembolü birçok Avrupa ülkesinde yasaklandı. Neo-Nazi ve beyaz ırkçısı fikirlere sahip gruplar, Kelt haçı ve özellikle kara güneş sembollerine yöneldi.
'OYUNLA ŞİDDETİ BAĞLAYACAK VERİ YOK'
EREN KOCA Haber Merkezi - Game Factory Kurucu Ortağı Murat Kahraman: “Oyunda sizi adaya bırakıyorlar, o ada üzerinde son oyuncu olarak hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Eskişehir’deki olayda çocuğun başına taktığı kuru kafalı maske Call of Duty maskesi. Bütün bu oyunların içerisinde şiddet ögesi var. Ama bu filmlerin içerisinde şiddet var. Oyunla şiddeti bağlayacak istatistiksel veri yok. Bu oyunu oynayan kişi sayısı artı yol açtığı sonuçlara bakarsanız istatistiksel olarak saldırganlığa yol açmadığı görebiliyoruz. Oyun olayın yapmasını değil ama yapma şeklini tetiklemiş olabilir.”
Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan: “Oyunların şiddete bir meyil sağladığı zaten bilinen bir gerçek. Yapılan psikolojik araştırmaların çok büyük kısmında karşımıza çıkıyor. PUBG ve benzeri oyunlarının arka tarafında şiddet barındırıyor olması ne kadar belirli bir yaş grubuna hitap eden oyunlar olsa da ailelerin bu filtreyi gözardı ederek çocuklara bu yaşlarda oyunları oynatıyor olmaları çok ciddi şekilde şiddete meyili olmalarına neden olabiliyor. Eskişehir’deki olay incelendiğinde saldırganın yaptığı bazı hareketleri oyunlardan etkilendiğini gösteriyor. Özellikle kıyafetleri benzerlik gösteriyor. Ama şu gerçeği de unutmamak gerekiyor. Mavi Balina gibi bir meydan okumayı da günümüze tekrar taşıyor olabilir. Bu Mavi Balina’dan çok daha tehlikeli bir durum olabilir. Bir manifestodan bahsediliyor. Ve o manifestonun içerisindeki yazan başlıklar aynı Mavi Balina’daki gibi aileye, kişilere, arkadaşlara, insanlara, farklı inançlardaki insanlara, farklı ideolojideki insanlara şiddet uygulanarak farklı bölümlerin atlanabileceği ve en sonunda intihar olduğu oyun gibi gösteriliyor.”
BOMBA YAPIMINI ARAŞTIRMIŞ
FERİT ZENGİN Haber Merkezi - Eskişehir’de Fabrika işçisi bir anne babanın oğlu olduğu öğrenilen saldırgan dün sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Eskişehir Emniyeti ekipleri Arda Küçükyetim’in saldırı öncesi ekipmenları internetten satın aldığını ve oyunda olduğu gibi saldırı keşfleri yaptığını belirledi. Şüphelinin bilgisayarında aziz olarak adlandırdığı 4 Nazi ismi ve bomba yapımı ile malzemelerinin teminine yönelik aramalar yaptığına yönenlik izlere rastlandığı öğrenildi. Saldırganın Telegram kanalında 16 sayfalık bir manifesto yayımladığı da ortaya çıktı. “Mass Cleaner El Kitabı” adını verdiği manifestosunda ailesiyle arasının hiç iyi olmadığını belirten Küçükyetim, genellikle dedesi ve anneannesi ile daha samimi olduğunu ifade ediyor. Saldırganın manifestosundan bazı maddeler şöyle:
Olanlardan kimseye bahsetme. Kendini izole et.
Diğer temizleyicilerin manifestolarını oku.
Kendini 6-8 ay önceden mental olarak açıkla.
Saldırıyı yapmadan önce bu PDF’yi yaymayı unutma.
Öldürmeye ilk ailenden başla, sayıya göre 2-3 kolay öldürme.
Eğer tutuklanırsan kameralara bir trollface gibi sırıt. Böcek NPC’lerin boktan hayatlarında bir kez bile gülümseyemediği için sana sinir olacaklardır.”
GENÇLER KOPYA DAVRANIŞ SERGİLER
HANDE ATILGAN Ankara - Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Medya Kurulu Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya:
“Bu saldırgan davranışlar bireyin ruhsal yapısıyla psikopatolojisiyle ilgili olabileceği gibi bireylerin bu davranışları sergilemesine yol açan birçok sosyal ve siyasal etken önemli oluyor. Özellikle ergenlik döneminde. Bu süreçlerde gençler gerçek ya da sanal, başkasının davranışını çok kolaylıkla, üzerinde bir bilişsel değerlendirme yürütmeden benimseme ve bir kopya davranış gibi sergileme eğilimi gösterebilirler, kopyalayarak yineleyebilir. Ne yazık ki günümüzde ayrımcılık, ötekileştirme nefret söylemi çok yaygın. Şiddet davranışı kanıksanmış durumda, çocuğa, kadına, dezavantajlı gruplara yönelik şiddetin bir şekilde hoş görülmesi, teşvik edilmesi, bu konuda cezasızlık, özellikle erkek şiddetinin cezasız kalması, gereken hukuksal süreçlerin tam olarak tecelli etmemesi, haksız tahrik indirimleri gibi konular insanların ya yapılabiliyormuş yapsa da başına bir şey gelmeyeceği algısını kolaylıkla oluşturabilir. Yine toplumda yaygınlaşan ırkçılık, ayrımcılık bazı etnik ve dinsel gruplara karşı üretilen düşmanca tutumlar, nefret söylemi bazı gençler tarafından bir zihinsel işleme tabi tutulmadan olduğu gibi benimsenebilir, kabul edilebilir ve eyleme dökülebilirler. Aidiyet hissetikleri bazı ırkçı, şiddeti öven politik yapıların da bu yönde etkileri olabilir. Bu anlamda bu koşullardaki ergenler önemli bir risk grubu oluşturuyorlar. Burada sorunu sadece kişinin ruhsal patolojisinde değil, onu çevreleyen koşulların da sorumluluğuna yönelik bir akıl yürütme, bir fikir üretme zorunluluğumuz var. Bu şiddeti önlemenin yolu cezai tedbirlerden öte, bu tür şiddet davranışını ödüllendiren güçlendiren, destekleyen söylemin tutumların değiştirlmesinden, özellikle toplum liderlerinin rol modeli olma özelliklerini barışçıl bir tarza dönüştürmelerini önemli kılar. Bu konuda ciddi bir sorun var ülkemizde.”
TOPLUMUN YANSIMASI
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Barış Erdoğan: “Her türlü olayın analizinde sağduyuyu kaybetmiş vaziyetteyiz. Çok az veri ile yorum yapılabilecek, kanaate varılabilecek bir konu değil. Nazi sempatizanı olması emareleri mesela. Türkiye’de bir Türk’ün Nazi sempatizanı olması çok rasyonel bir davranış değil, çünkü zaten kendisi aryan ırktan değil... Bireysel nedenler olması gibi toplumdaki sağduyunun yitirilmiş olması önemli, ulusal ve uluslararsı düzeyde herkese stres yükleyen pek çok olay var. Bütün oyun bağımlıları eline silah alır, bağımlılık tek başına buna sebep olur diye bir şey yok. Öyle olsaydı milyonlar eline silah alırdı, şiddet olaylarına karışırlardı. Bu (bağımlılık) en fazla tetikleyici bir olay olabilir, başka yorumlar kolaya kaçmak olur. Hangi saiklerle gerçekleştirildiğini bilmiyoruz, esas tedirginlik yaratabilecek siyasi ve örgüt bağlantısı konusu açık değil. Toplumsal ortam aşırı gergin. Kırılganlık içinde olan kişilerin şiddet olaylarına girmesi giderek daha da beklenir hale geliyor. Bireyler gibi toplumlar da hasta olabilir ve hastalığı içindekilerle gösterebilir.”
EKRANLAR TEMİZLENMELİ
TEPAV Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü Direktörü ve Radikalleşme Uzmanı Hilmi Demir:
“Radikalleşme tek taraflı olmaz, bir yerde baş gösteriyorsa tersini de görürüz. Z kuşağındaki risk, şiddetin daha görünür olmasıyla ilgili, şiddet pornografisi her yerde ve şiddete daha çok meyil doğuruyor. Bu yüzden gençleri kan ve savaş görüntülerinden uzak tutmaya çalışırız. DAEŞ şiddeti daha önce olmadığı kadar çok görselleştirdi. Sonra El Kaide de DAEŞ’leşti. Eylem tarzı benzer bu olayda da. Kolay hedeflere saldırılan, sivillerin bıçakla öldürülmesi... Burada, özellikle gençler, ideolojik bir sebep olmadan eylemi kopyalıyor. Ekranda hangi şiddeti gösterirsek, bu biri tarafından satın alınıyor. (Küçükyetmez’in yayınladığı manifesto) Antisemitizm görüyoruz. Ekranları şiddet failleri ve figürlerinden temizlememiz lazım. Bunu kopyalayacak biri çıkacaktır. Gençleri tümüyle uzak tutmak gerekiyor. Radikalizmle mücadelede genel konsept için artık sorumluluğu sadece kolluğa yüklememek gerek.”
SALDIRGANIN ÖRNEK ALDIĞI 4 İSİM
Anders Behring Breivik: 2011’de Norveç’te 77 kişiyi katletmişti. 22 Temmuz 2011’de önce Oslo’daki kamu binalarının yakınında bir otomobile yerleştirdiği bombayı patlatmış ve 8 kişinin ölümüne neden olmuştu. Daha sonra Ütöya adasındaki İşçi Partisi gençlik kampında 69 kişiyi öldürmüştü.
Brenton Tarrant: Aşırı sağcı terörist Tarrant, Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki iki camide namaz kılan Müslümanlara otomatik silahlarla saldırmıştı. 15 Mart 2019’da Nur ve Linwood camilerine düzenlenen 51 kişinin öldüğü kanlı saldırıyı sosyal medya hesabından canlı yayınlayan terörist, saldırıdan hemen sonra polis tarafından yakalanmıştı. Üzerinde ‘kara güneş’ sembolü bulunan teröristin kendi YouTube sayfasından 70 sayfalık bir manifesto yayınlandığı da ortaya çıkmıştı.
Stephen Paddock: ABD yakın tarihinin en kanlı silahlı saldırını gerçekleştiren terörist Las Vegas’ta düzenlenen bir konser sırasında, Mandalay Bay Oteli’nin 32’nci katında tuttuğu odadan kalabalığın üzerine kurşun yağdırdı. En az 59 kişinin ölümüne, 527 kişinin de yaralanmasına yol açtı. Saldırgan daha sonra kendisini vurmuştu.
Timothy James McVeigh: ABD Oklahoma City’de 19 Nisan 1995 sabahı bir federal bina önünde bomba yüklü bir kamyon patlatıldı. Bombalı saldırıda 19’u çocuk olmak üzere 168 kişi hayatını kaybetti. McVeigh saldırıdaki rolü nedeniyle 11 Haziran 2001’de idam edildi.