07.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
HABER ARAŞTIRMA
Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’nin (CDC) verilerine göre okul çağı çocuklarındaki otizm oranı 2 yılda yüzde 15 oranında artış gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezleri tarafından finanse edilen ve sekiz yaşındaki 300 bini aşkın çocuğa otizm taraması uygulayan bir takip sistemi olan Otizm ve Gelişim Yetersizliklerini İzleme Ağı (Autism and Developmental Disabilities Monitoring Network) tarafından iki yılda bir yayınlanan rapora göre 2014 yılında 59 çocuktan birine otizm spektrum bozukluğu (OSB) teşhisi konuldu. Bu oran 2012 yılında 68 çocuktan biriydi.
Erkek çocukta yüksek
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 11 topluluk temelinde yapılan araştırmanın 2014 yılı verilerine göre erkek çocuklarına otizm teşhisi konma oranının kız çocuklarına kıyasla dört kat daha yüksek. Erkek çocuklarına teşhis konulma oranının kız çocuklarına kıyasla 4,5 kat yüksek olduğu 2012 yılına kıyaslandığında cinsiyetler arasındaki bu farkın azaldığı görülüyor. Bu durumun, erkek çocuklarında görülen stereotipik otizm algısına uymayan birçok kız çocuğuna otizm teşhisinin konulmasındaki artıştan kaynaklandığı düşünülüyor.
Rapor sonuçları arasında otizmin genel olarak teşhis edildiği yaşın düşmediği görülüyor. Her ne kadar otizm iki yaş gibi erken bir dönemde kesin bir şekilde teşhis edilebilse de 2014 yılında çocukların birçoğuna hâlâ dört yaşından sonra teşhis konuluyor. Erken müdahale, sağlıklı gelişimin desteklenmesi ve yaşam boyunca fayda sağlanabilmesi için gerekli olduğundan erken teşhis hayati önem taşıyor.
‘Erken yaşta eğitimle tedavi’
Otizm sendromlu çocuklara 91 farklı ülkede ücretsiz eğitsel oyunlar ve çocukların ailelerine yapay zekaya dayalı kontrol imkanı sunan mobil platform Otsimo’nun Kurucu Ortağı Hasan Zafer Elcik araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Gelişen teknoloji sayesinde otizm tanısı artık daha net bir şekilde konulabiliyor, artışın sebebi biraz da bu. Ancak gelişen teknoloji, aynı zamanda otizmin belirtilerine karşı da kullanılabiliyor. Hali hazırda binlerce otizmli çocuk aramızda ve bu çocuklar doğru eğitimle toplumun bir parçası olmayı bekliyor. Biz de bu isteklerini gerçekleştirme yönünde onlara teknoloji kullanarak yardımcı olmak için çalışıyoruz.”
GÖRME ENGELLİ VE OTİZMLİ ÇOCUKLARI OLAN ANNE: Biri görme engelli, diğeri de otizmli iki çocuğunun bakımını üstlenen 35 yaşındaki Kezban Akkaya, yaşadıklarını anlattı. Kezban Akkaya, 17 yıl önce tekstilde çalışan Hıdır Akkaya ile evlendi. İlk çocuğuna hamileyken 6. ayında engelli olduğu öğrenilince gebeliği sonlandırılan Akkaya, 2 yıl sonra 7 aylık doğan kızı Sılanur’u kucağına aldı. 40 gün kuvözde kalan Sılanur’un ise oksijenden gözleri zarar gördü. Gözlerinden 3 defa lazer, bir defa da normal ameliyat olan Sılanur, artık 13 yaşında ve yüzde 5 görerek dünyaya bakıyor. Sılanur’a retinada sorun olduğu için göz nakli de yapılamıyor. ? Akkaya, 2007’de oğlu Mustafa’yı dünyaya getirdi. Bir yaşından sonra dişlerinin çıkmaması, yürümemesi ve konuşmaması üzerine şüphelenen Akkaya’nın doktorlara götürdüğü oğluna otizm tanısı konuldu. Yapılan tetkiklerde Akkaya ve eşinin genetik uyuşmazlıktan dolayı çocuklarının engelli olduğu belirlendi. ‘Mustafa konuşmuyor’ Oğlunu salı ve cuma günleri okula, cumartesileri de özel eğitime götüren Akkaya, şunları söyledi: “Mustafa’yla genellikle evdeyiz. Çocuklarla sadece ben ilgileniyorum. Eşim sürekli işte, çalışıyor. Mustafa hiç konuşmuyor. İsteklerini hareketleriyle anlatıyor. Bu şekilde anlaşıyoruz. Hareketlerinden ne istediğini anlıyoruz. kızım başarılı bir öğrenci. ‘Anne ileride öğretmen olup kardeşimin eğitimine kendim devam edeceğim’ diyor. İnşallah biz öldükten sonra yavrum kardeşine ablalık yapar. İleride benim yerimi alacak.” ‘Fedakârlık gerekli’ Akkaya, sadece pazar günleri ailece bir arada olabildiklerini ifade ederek, “Çocuklarla dışarıya çıkamıyorum. Dışarı çıkınca insanlarımız engelli gördüğünde sanki bir canavar görüyormuş gibi dönüp dönüp tekrar bakıyor. Bu insanın zoruna gidiyor. Hele ki bir annenin aşırı zoruna gidiyor. Onlara bir şey de söyleyemiyorsunuz. Duygusal olarak bizi üzüyor. - İSTANBUL AA |