20.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul - Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Müjdeci tarafından ortaya çıkartılan belgelerde; İngilizler’in, Türk istihbaratçılar için “Kemalist Ajanlar” tanımı yapması dikkat çekiyor. Arşiv belgelerinde Suriye, Filistin, Mısır, Lübnan’ı işgal eden Fransız ve İngiliz’e karşı İstikbal adında Kemalist bir gizli cemiyetin varlığının tespit edildiği de yer alıyor.
İngilizler’in 9 Ağustos 1921’e kadar devam eden istihbarat faaliyetleri ile İstikbal teşkilatı mensubu 13 kişiyi tespit ettikleri, teşkilatın merkez komitesinin Halep’te olduğu ve Mardin’de bulunan Nihad Paşa ile sürekli temas halinde bulunulduğu da arşiv belgelerinden yansıyor. Kemalist gizli teşkilatın üyeleri olarak Halep doğumlu olan İbrahim Hananu Bey’den bahsedilen bölümlerde ise, “İstanbul’da hukuk eğitimi almış ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmıştır. Arap milliyetçisi olan Hananu, Arap bağımsızlık isyanında Faysal Ordusu’nda görev almış, 1. Dünya Savaşı bittiğinde işgallere direnerek bu sefer de Fransızlara karşı harekete geçmiştir. Türk İstiklal Harbi devam ederken Ankara Hükümeti, Hananu’ya destek vermiştir. Hatta mühimmat göndermenin yanında askeri birliklerle de İbrahim Hananu’ya destek olunmuştur. Bu mücadele sırasında yakalanan Hananu, mahkemede askeri operasyonların doğrudan Ankara Hükümeti’nin emrinde yapıldığını ifade etmiştir” deniliyor.
Sıkı takip
Kemalist ajanları sıkı bir şekilde takip eden İngiliz misyon temsilcilikleri, Yahya Hayati Bey adına dikkat çekerken, İstikbal Teşkilatı üyelerine vize verilmemesi konusunda dikkatli olunması gerektiği yönündeki uyarılar da bulunuyor. İngiliz raporlarında Halep’in işgali sırasında Türk Emniyet Müdürü olan Ömer Hikmet Bey’e de pasaportunun bekletilerek vize verilmemesi yönünde görüş bildirildiği vurgulanıyor. Beyrut’tan bildirilen “Kemalist ajanlar ve sempatizanları” başlıklı raporda ise Hotel du Parc’ta kalan Selahaddin Yıldırım Bey’le ilgili tutulan notta; “Kısa boylu, 40-45 yaşlarında ve ince siyah bıyıklı” olduğuna dikkat çekilerek, bu kişinin polis gözetiminde olduğu vurgulanıyor. İskenderiye’de gümrük memuru olan Kadri Bey’in evinin Kemalistler’in buluşma yeri olarak kullanıldığı yine İngiliz arşiv belgelerinden gün yüzüne çıkarken, o dönemde İskenderiye’ye ulaşan tüm Türkler’e rapor veren Miralay Hamdi Bey’in de burada kaldığı; Hamdi Bey’in, sakallı, kısa boylu, oldukça
şişman ve 55 yaşlarında olduğu da kayıtlarda yer alıyor.
Enver Paşa’nın yaveri
İngilizlerin raporlarında ilginç bir bilgi de Sayda’da (Sidon) Enver Paşa’nın yaveri “Gazali Cemal Bey”in Filistin’deki Kemalist örgütlenme içinde yer aldığına ilişkin bölümler oluşturuyor. Bir diğer raporda ise Cemal Bey’in burayı terk edip Mısır’a gitmek istediği, kendisine kılık değiştirmiş dört Türk subayının da eşlik ettiği aktarılıyor. Eski bir Türk görevliden benzer bir istihbarat bilgisini elde eden İngiliz misyonu, gizli ibareli raporunda muhbir için, “İngiliz hayranı olduğu için mi yoksa Kahire’deki bazı Türklerle sorun yaşadığı için mi bu bilgileri ilettiğini tam olarak belirleyememiştir. Kısa süre önce İstanbul’dan gelen mültecilerin arasında gelen muhbir, Ezher’de okuyan üç öğrencinin Falih Rıfkı’dan mektup aldıklarını ve Tanin, Tevhid-i Efkar ve Akşam gazetelerindeki bazı yazıları tercüme edip Ahram, Wadi el-Nil ve diğer bazı milliyetçi gazetelere gönderdiklerini belirtmiştir. Bu üç öğrencinin ikisinin ismi Hafız Efendi ve Hafız Cemal Efendi’dir.
Refet Paşa’dan emir alan Falih Rıfkı, Akşam gazetesinin sahibidir ve Refet Paşa da Mısır’da propagandasını bu şekilde yürütmektedir” görüşleri sıralanıyor.
Söz konusu üç Türk’ün menfur olaylara karıştıkları İngiliz belgelerinde yer alırken, bu kişilerin Refet ve Falih Rıfkı aracılığıyla Mustafa Kemal Paşa’nın ajanı oldukları, yaklaşık üç yıldır Mısır’da bulunan üç kişiden ismi bilinmeyen diğerinin de
sarık takan bir öğretmen olduğu ifade ediliyor.
Filistin’de Türk propagandası
İngiliz belgelerinde, Anadolu’daki zaferin ardından bölgede Kemalist etki ve sempatinin Filistin’de arttığı, çoğunluğu eski Türk yetkililerden oluşan ve Filistin’de Türk hakimiyetinin yeniden tesis edilmesi için gizli ümit besleyen ve çalışan gruplar olduğuna değinilerek, şöyle denildi: “Kudüs ve civarında Şeyh Mehmet Ali El Hüseyni’nin etrafında toplanan bir grupla Nablus ve civarında toplanan Şeyh Rifat’ın etrafında toplanan grubun İngiltere’ye karşı propaganda faaliyetleri için teşkilatlandıkları, Kemalist yeni Türkiye ile yeni bir anlaşma için çalışma yürüttükleri tespit edilmiştir. Kudüs’te Nakib-ül Eşraf olan ve Ramle’de yaşayan Şeyh Mehmet Ali El Hüseyni görünüşte siyasetle ilgilenmemesine rağmen gerçekte belli başlı Kemalistlerdir. Kardeşi Salih El Hüseyni, İngiliz aleyhtarı ve oldukça Kemalist olan El Aksa gazetesinin sahibidir. Bu gazete gerçekte Şeyh Mehmet El Hüseyni’nin kaleme aldığı imzasız olarak yayınlanan İngiliz karşıtı yazıları neşretmiştir. Bu gruba mensup bir diğer kişi de Trablusgarplı hukuk öğrencisi Mehmet Nedim El Mellah’tır. O da El Aksa gazetesinde yazılar yazmıştır. Mehmet Nedim’in dostu olan ve İstanbul’daki Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Arap şubesince Suriye ve Filistin’e gönderilen Şeyh Fatullah da Suriye’ye ulaştıktan sonra Humus’a yargıç olarak atanmıştır. Lad’lı Mehmet Naci, Yafa’lı Şeyh Selim Ali, Akre’li Salih Mehmet, Lad’li Salahattin Salihi ve Musa Şefik Halidi de yine Şeyh Mehmet Ali El Hüseyni grubuna mensup kişiler arasında sayılmıştır.”