30.07.2019 - 08:24 | Son Güncellenme:
MERT İNAN - İstanbul
Merve Gülşah Şahin’in (34) meme kanseri teşhisinden sonra alternatif tıbba yönelmesi ve 2 yıl içinde ölmesi dün Milliyet’te yer almıştı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Medikal Onkolog Prof.Dr. Pınar Saip, kanser hastalarının mutlaka onkoloji bölümlerine başvurmaları gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Destek tedaviler de mutlaka onkologların bilgisi dahilinde ilerlemeli. Kemoterapi ve bilimsel yöntemler sayesinde hastaların yüzde 60’ı iyileşiyor. Farklı ve bilim dışı arayışlara girmenin sonu ölümcül olabiliyor. Hastalara verdiğimiz ilaçlarda, öncelikle zarar vermeme ilkesini düşünürüz. Hastayı yalan, yanlış yönlendirmek kesinlikle etik değil. Hekimlikte umut tacirliği ve sahtekârlık kabul edilemez.”
Ölüm riski artıyor
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi, Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr Sezer Sağlam da ABD’de yayımlanan tamamlayıcı tıbba ilişkin bir makalenin sonuçları üzerinden şu tespitleri gündeme getirdi: “Makalede tamamlayıcı tıp uygulamalarının kanser tedavisine etkisi araştırılmış. Yani vitaminler, mineraller, geleneksel Çin tıbbı, homeopati, naturopati, özel diyetler gibi geniş bir tedavi yöntemlerini içeriyor. ABD Ulusal Kanser Veri Tabanı’ndeki 1 milyon 901 bin 815 hastanın kayıtları taranmış. Araştırmada tamamlayıcı tıp kullananlarda ölüm oranının 2.08 kat daha yüksek çıktığı görülmüş. Bu ömür farkı, medikal tedaviye dönüş yapıldığında kısmen düzeltilebilir olarak bulunuyor. Bu çalışma ile anladık ki, tamamlayıcı tıp kullanımının sağ kalım üzerine etkisi, onkolojide olumsuz yönde ve ölüm riskini artırma şeklinde oluyor. Tartışma konusu olan ve bazılarının SGK kapsamında geri ödemesi bulunan tamamlayıcı tıp uygulamalarının, gerçek karşılaştırmalı bilimsel çalışma olmadan uygulamaya sokulması doğru değil.”
‘Bu çok tehlikeli’
Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Kömürcü’nün değerlendirmesi de şöyle: “Bilimselliği kanıtlanmamış alternatif yöntemlerden ve bitkisel ürünlerden uzak durulmalı, bu çok tehlikeli. Karşımıza köpekbalığı eti, kıkırdağı, karahindiba bitkisi, maydanoz - kiraz sapları gibi bilimselliği kanıtlanmamış riskli ürünler çıkıyor. Bu ürünler yüzünden kanser hastalarının özellikle karaciğer fonksiyonlarında kötüleşme olduğunu, bağışıklık sistemini zayıflattığını gösteren çalışmalar var. Alternatif tedavi olarak kullanılan bitkisel yöntemlerin çok ciddi yan etkileri görülebilir. Hastaların beklentilerini sömürerek maddi-manevi hasara yol açılmamalı. Kanser hastaları kullanmayı planladıkları bir bitkisel tedaviyi mutlaka hekimlerine danışmalı.”