31.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Kazı başkanlığını Prof. Dr. Anna Lucia D’Agata, yönetimini İtalyan Pisa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Giovanni Salmeri yapıyor. Misis Antik Kenti çalışmaları insanlık tarihine kazandıracakları ile merakla takip ediliyor. Proje geçen 2 yılda Tarihi Kentler Birliği’nden ‘En İyi Proje’ ve ‘Uygulama ve Süreklilik’ dalında ödüle layık görüldü.
‘Arkeoloji parkı olacak’
Projenin yürütücüsü Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, projede gelinen son durumu şöyle anlatıyor: “Her geçen gün toprak altından yeni bulgulara ulaşılıyor. Bölge önümüzdeki 10 yılda büyük bir turizm potansiyeline ulaşacak. Bu kazı döneminde Geç Hitit Dönemi’ne ait kale kapısında kazılar yoğunlaşacak. Bu bölgeyi büyük bir arkeoloji parkı haline getireceğiz.”
Nuh’un Gemisi’nin ilk durağı Misis
Büyük tufanın ardından suların çekilmeye başlaması ile Nuh Peygamber’in gemiyle ilk duraklarından birinin Misis Antik Kenti olduğu sanılıyor. Bu bilginin kaynağı kazılarda ortaya çıkan bir mozaikte Nuh’un Gemisi tasvir edilmektedir. İsrail ve Ürdün’de benzerine rastlanan mozaikler, Misis Mozaik Müzesi’nde görülebilir.
7 bin yıldır hayatın merkezi
7 bin yıldır kesintisiz hayatın sürdüğü Misis Antik Kenti, Troyalı Komutan Mopsos tarafından Truva Savaşı’ndan kısa bir süre sonra kuruldu. Misis kurulduğu günden bu yana hastaneleri, hekimleri ile teşhis ve tedavi merkezi olarak ün yapmış.
Misis, Lokman Hekim’in yaşadığı, türlü hastalığı iyileştirmek için bitkilerden ilaçlar ürettiği bölge olarak da rivayet edilir. Rivayete göre Lokman Hekim ölümsüzlüğün sırrına erişti. Ancak ölümsüzlüğün formülü olan bilgiyi not aldığı kağıdı, Misis Köprüsü’nden geçerken Ceyhan’ın sularına düşürdü. Formül sularda kaybolup gitti ancak insanoğlu ölümsüzlük arayışını zamanla türlü bilimsel çalışmalara yöneltti. Akdeniz’in bereketli bu toprakları, günümüzde halen ilaç sanayinde kullanılan bitki çeşitliliği ile ünlü.