13.01.2021 - 12:49 | Son Güncellenme:
AA
Küçükçekmece'de Zeynep Kurt ve arkadaşı Aykut Demirtuğ'un, korkup kaçarken 5. kat balkonundan atlayarak ölmelerine neden olduğu iddia edilen sanıklar Hüseyin Kurt ile Engin Cuğ'un beraatleri istendi.
Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Hüseyin Kurt ve Engin Cuğ ile tarafların avukatları katıldı. Maktuller Aykut Demirtuğ ve Zeynep Kurt'un aileleri de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Taylan Mümin Coşkun, olay günü gelen telefon üzerine dayısı Engin Cuğ'un yanından ayrıldığını belirterek, "Yanımızdan ayrıldıktan 1-2 dakika sonra dayımın evinin balkonundayken Aykut Demirtuğ'un korkuluklara tırmandığını ve atladığını gördüm. Zeynep Kurt’u görmedim. Olayın olduğu yere gittiğimde Aykut yerde yatıyordu. O sırada bina kapısından dayım çıktı ve 'Yukarı git, Hüseyin çocuklarla birlikte, bir delilik yapmasın.' dedi. Yukarı çıktığımda Hüseyin ağabey holün köşesinde diz çökmüş ağlıyordu, şoktaydı. Balkona çıkıp aşağı baktığımda Zeynep Kurt’un da ayağını gördüm. Aşağı yanına indiğimde Zeynep Kurt orada ölmüştü." ifadelerini kullandı.
Bir diğer tanık Yusuf Hicazi de olay yerine yakın bir oto yıkamacıda çalıştığını dile getirerek, "Bağırma sesinin geldiği yöne doğru baktığımda balkonun dışında korkuluklara asılı kadının ellerini bırakarak yere düştüğünü, balkonda korkuluklara tutunan erkeğin de kadının ardından ellerini bırakarak düştüğünü gördüm." dedi.
İKİ SANIĞIN BERAATİ İSTENDİ
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, somut olayda sanıklar Engin Cuğ ve Hüseyin Kurt'un, maktuller Aykut Demirtuğ ve Zeynep Kurt'a karşı doğrudan eylemleri bulunmadığını, maktullerin ölümünde sanıkların ihmali davranışlarından da bahsetmenin mümkün olmadığı belirtildi.
Mütalaada, maktullerin kendilerini aşağı bırakmalarının anlık bir davranış olduğunu belirtilerek, "Maktullerin ölmeleri ile sanıkların müdahale etmemeleri arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Hüseyin Kurt'un kendi evinde Aykut Demirtuğ'u iç çamaşırıyla gördüğünde herhangi bir eylemde bulunmayıp yatak odasına kilitleyip yakınlarını araması da öldürme amacının bulunmadığını göstermektedir. Olay nedeniyle maktullerin kendilerinde oluşturduğu korkuyla atladıklarından sanıkların üzerlerine atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi talep edilir." denildi.
Mahkeme, müşteki avukatına mütalaaya karşı beyanda bulunması için süre vererek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Küçükçekmece'de maktul Zeynep Kurt ile sanık Hüseyin Kurt'un evli ve iki çocukları olduğu, diğer maktul Aykut Demirtuğ'un ise Zeynep Kurt'un anne ve babasıyla aynı mahallede ikamet ettiği, ailelerin görüştüğü belirtildi.
Sanık Hüseyin Kurt'un, eşinin telefonunda maktullerin mesajlaşmalarını gördükten sonra çift arasında anlaşmazlık başladığı kaydedilen iddianamede, maktul Zeynep Kurt’un, eşine Aykut Demirtuğ ile ilişkisinin olmadığını ve bu olay nedeniyle intihar edeceğini söyleyerek evden ayrıldığı, sanığın eşini ikna ederek eve geri getirdiği, sanık ve 2 maktulün bir kafede buluşarak konuştukları, Aykut Demirtuğ'un, Zeynep Kurt ile ilişkisi olmadığını anlattığı ve sanık Hüseyin Kurt’un da ikna olduğu anlatıldı.
Sanık Hüseyin Kurt'un olay tarihi olan 25 Kasım 2019'da işten erken ayrılarak evine gittiği ifade edilen iddianamede, Kurt'un yatak odasındaki dolabı açtığında, Aykut Demirtuğ'un gizlenmiş olduğunu fark ettiği ve Demirtuğ ile kısa bir boğuşmadan sonra yatak odasından çıkarak kapısını kilitlediği aktarıldı.
Maktul Zeynep Kurt ile diğer maktul Aykut Demirtuğ'un odada saklandığı sırada sanığın aile bireylerini ve eşinin yakınlarını aradığı ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Sanıkların balkondan uzaklaşıp kolluk görevlilerine haber vermeleri halinde ölenlerin aşağıya atlamaktan vazgeçeceklerini bildikleri halde, onların kendilerini aşağıya atmaları için bulundukları yeri terk etmedikleri, ölenlerin bir süre balkon korkuluklarında bekledikten sonra sanıkların kendilerine zarar vereceklerinden emin oldukları ve az da olsa kurtulma ümidiyle kendilerini birlikte beşinci kattan aşağıya bıraktıkları anlaşılmıştır. Her iki maktule yönelik doğrudan cebir, şiddet veya tehdit uyguladıkları hususu somut delillerle ispat edilememiş olmakla birlikte, korku, kaygı ve paniğe kapılarak aşağıya atlayacaklarını ve yere düşerek öleceklerini öngördükleri halde, yakınlarında bekleyerek sonucun meydana gelmesini sağlayan her iki sanığın olası kast ile hareket ederek, olası kast ile öldürme suçunu işledikleri değerlendirilmiştir."
İddianamede, sanık Hüseyin Kurt'un telefonu üzerine eve gelen Engin Cuğ hakkında "olası kasıtla öldürme" suçundan 40'ar yıldan 50'şer yıla kadar hapis cezası istendi.