22.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir Güneli
Çocuğunu okula erken ya da geç göndermekten endişe duyan aileler, bu konuda karar vermekte zorlanıyor. Yasaya göre 66 ayı tamamlayan tüm çocuklar, ilkokula kayıt olabiliyor. Ancak okula hazır olmadığı düşünülen 66-68 ay arası çocukların velilerinin dilekçeleri, 69-71 aylık çocukların sağlık raporuyla kayıtları ertelenebiliyor.
Uzmanlar, hazır olmadığı halde okula başlatılan çocukların akranları ve öğretmenleriyle iletişim sorunları yaşayabildiğine dikkat çekiyor. Bu konuda kararsızlık yaşayan aileler için Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Evren Tufan, merak edilen soruları cevapladı:
‘Sadece yaşa bakılmamalı’
- Okula başlama yaşı kaç olmalı?
66 ayı tamamlayan tüm çocuklar, ilkokula kayıt olabilmekte. Velilerinin izni ve isteğiyle 60-66 ay arası çocuklar da kayıt olabiliyor. Ancak bilişsel, toplumsal ve duygusal açıdan yeterince olgun olmadığı düşünülen çocukların velileri okula başlama yaşını erteleyebilmekte. 66-68 ay arası çocuklar velilerinin dilekçeleri, 69-71 aylık çocuklar sağlık raporuyla kayıtlarını erteletebilmekte.
İlköğretime kayıtları ertelenen çocuklar, okul öncesi eğitime devam edebiliyor. Ancak çocukların okula hazır olup olmadıkları, sadece yaşla değerlendirilemez. Okula hazırlık açısından çocukların bilişsel, toplumsal ve duygusal açıdan yeterince olgunlaşmış olmaları gerekmekte.
Ülkemizde bilişsel olarak okula hazır olup olmama çeşitli gelişim testleri aracılığıyla değerlendirilmekte. Bunun dışında çocuğun kendi ad ve soyadını, yaşını, ailesi, günlük yaşama dair temel bilgileri, nesneler arası benzerlik ve farkları, temel sıfat ve karşılaştırmaları, sayma, basit toplama, renkleri kavrama düzeyi okula başlama açısından bilişsel olarak hazır olup olmadığını göstermekte.
- Çocuklar hazır olmadan okula başlarsa nelerle karşılaşırlar?
Akranları ve öğretmenleriyle ilişki ve iletişim sorunları yaşayabilir. Bu çocuklar, sınıf içindeki ve oyunlardaki kurallara uyamayabilirler. Henüz oyun çocuğu olduklarından sınıfta yerlerinden kalkıp gezebilirler. Konuşarak, oturdukları yerde başka etkinliklerle ilgilenerek ders düzenini bozabilirler. Bilişsel ve motor becerileri yeterince olgunlaşmadığından yazmada, okumada ve aritmetikle ilgili etkinliklerde zorlanabilir, ödev yapmak istemeyebilirler. İlköğretim çağındakilerde kendilerine güvenleri ve benlik saygıları ders başarıları ve sınıf içindeki kabullerinden etkilendiğinden, zamanla kendine güvensizlik, çekingenlik, kaygı ve korku ortaya çıkabilir.
‘Ailenin yaklaşımı önemli’
- Okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
Okula başlaması uygun olan çocuklarda okula gitmek istememe görülebilir. Aile içindeki ilişkiler, iletişimi bozan ve çocuğun eğitimini engelleyen okula isteksizlik, toplumsal anksiyete bozukluğu, performans kaygısı gibi ruhsal bozukluklarla da ilişkili olabilir. Okula isteksizlik, kaygılı ve çekingen olan, anneden ayrılmakta zorlananlarda sık görülmekte. Hastalıklar, tatiller, öğretmen değişimleri sonrası aniden de gelişebilir. Bu çocukların erken dönemden itibaren bireyselleşmelerinin desteklenmesi, kendilerine güvenlerini ve toplumsal becerilerini artırabilmek için ev dışında akranlarıyla geçirebilecekleri zamanın artırılması önerilebilir. Okul hakkında olumlu ve heyecanlandırıcı konuşmalar yapılabilir veya yaşa özgü ilgi alanlarını göz önüne alarak yeni çanta, kalem, kitap vb. olacağı söylenebilir. Aileler, tutarlı, soğukkanlı bir yaklaşım göstermeli. Çocuğun tek başına ya da akranlarıyla yapacağı etkinlikler planlanabilir. Aileler çocukları hakkında varsa kaygılarını da kontrol etmeli. Durumu kabullenici veya aşırı sert ve cezalandırıcı yaklaşımlardan kaçınılmalı ve okul rehberlik servisleri, çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında çalışan hekimler, psikologlarla iş birliği içerisinde tutumlarını düzenlemelidirler.