23.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
ESRA ALUS İstanbul
“Şantaj ve askeri casusluk” davasının dün yapılan üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer ile Yücel Çipli’nin de aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanık ile davanın konusunu oluşturan eylemlere ilişkin “Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelere” dair soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Binbaşı Kemalettin Yakar ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
“Balyoz Planı” davası kapsamında tutukluluğuna itiraz edilen 163 sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karara muhalefet şerhi koymasıyla gündeme gelen Mahkeme Başkanı Şeref Akçay’ın sağlık raporu alması ve 1 ay izinli olması nedeniyle mahkeme heyetine üye hâkim Metin Özçelik başkanlık etti.
Duruşmada mahkeme heyeti, sanık avukatlarından İhsan Nuri Tezel’in önceki günkü duruşmada, “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” davasının sanıklarından emekli Astsubay Ergin Geldikaya’ya ait olduğu iddia edilen flash belleğin, 15 ay sonra bu davanın tutuklu sanıklarından İbrahim Sezer’in evinden ele geçirilen ve davaya konu belgelerin bulunduğu iddia edilen flash bellekle aynı olduğu” iddiasına karşılık, ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, söz konusu flash belleklerin Adli Emanet ve İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden (TEM) istenmesine karar verdi.
‘Bu çok vahim bir iddia’
Bu kararın ardından konuşan üye hakim Mehmet Ekinci de “flash belleklerin aynı olduğu” iddiasıyla ilgili olarak, “Bu çok vahim bir iddia. Bu iddianın derhal araştırılması lazım” dedi.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda emniyetten ve Adli Emanet’ten gelen cevaplar ve “flash bellek”lerin içinde bulunduğu mühürlü torbalar açıldı. Bu işlemler için adliyenin bilgisayar işletmecisi olan Murat Katmer’in yardımıyla flash bellekler üzerindeki veriler bir büyüteç yardımıyla tutanağa yazdırıldı. Ancak mahkeme başkanı çıplak elle bunu tutunca avukat Ozan Açıkalın tarafından uyarıldı.
Avukat Açıkalın, “Biz soruşturma aşamasından bu yana parmak izi, DNA ve vücut izinin aranması için tespitini istedik. O nedenle eldivenle bu işlemlerin yapılması gerekir” uyarısında bulundu. Başkan Metin Özçelik de, “Dünden beri her yerde haber yapılıyor. Bu çok önemli bir iddia neden baştan söylemediniz, parmak izi incelemesi yaptırmak istediğinizi” şeklinde yanıt verdi.
Açıkalın ise “O belleğin sizin olmadığı zaten belli” dedi. Özçelik, “Savunmalara bakılırsa çıkarsa şaşırmayacağım” deyince salonda gülüşmeler oldu.
‘Ayırıcı özellik kalmadı, imaj dökümleri verin’
Huzurda açılan mühürlü torbaların üst yazıları mahkeme başkanı tarafından okundu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün gönderdiği yazıda Geldikaya’nın Üsküdar’daki ikametinde bulunan ve içinde suç unsuru bulunmayan flash belleğin, çağırılmasına rağmen Geldikaya ya da yakınları tarafından emniyetten alınmadığı bildirildi.
Bilgisayar işletmecisi olan Murat Katmer elindeki büyüteç yardımıyla torbalardan çıkan bellekler üzerinde yazılanları tek tek açıkladı ve bunlar tutanağa geçirildi.
Bu sırada Geldikaya’nın “BHO812NRCB MADE IN CHİNA SDCZ6-4096RB sandisk marka CRUZER MACRO GB” yazılı taşıyıcı belleği ile Sezer’in evi olduğu ileri sürülen Kadiköy’deki garsoniyerde ele geçen flash diskin “BHO812NRCB MADE IN CHİNA SDCZ6-4096RB sandisk marka CRUZER MACRO GB” yazdığı bunların ise aynı olduğu ortaya çıktı. Üye hakim Mehmet Ekinci “Flash bellekler üzerindeki ibarelerin aynı olduğu görüldü” diyerek bunu tutanağa geçirdi.
İddiayı gündeme taşıyan avukat İhsan Nuri Tezel söz istedi ve dosyadaki tüm tutanaklarda flash bellek üzerindeki yazıların ayırt edici özellik olarak belirtildiğine dikkat çekti. Tezel, “Bu durumda el konulan ve imajları alınan hiçbir dijitalin özet değeri kalmıyor. Neyle ayıracağız bunları. İçinde ayırıcı özellik olabileceğini düşünerek imaj dökümlerinin bize verilmesini talep ediyorum” dedi. Ardından mahkeme başkanı tarafından mahkemeye gelen bu bellekler yine yazılar yazılarak ilgili yerlere gönderildi.