29.10.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN/ANKARA
AYDIN HASAN/ANKARA- Mustafa Kemal Paşa, 8 Temmuz 1919’da kongre için bulunduğu Erzurum’da, gecenin ilerleyen saatlerinde kurmay heyetinde yer alan Mazhar Müfit Kansu’ya izleyeceği yol haritasının ana hatlarını yazdırıyordu; “Bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak” diyerek şöyle devam etti: “8 Temmuz 1919 sabaha karşı. Pekâlâ, yaz. Bir: Zaferden sonra hükümet biçimi cumhuriyet olacaktır.” Mustafa Kemal’in daha milli mücadelenin başlangıcında zafere ve cumhuriyete inancı tamdı ama önce zaferi, sonra uygun zamanı beklemek gerekecekti.
Amirlerine dahi bahsetme
30 Ağustos 1922’de Afyon-Dumlupınar’da kazanılan büyük zafer ile vatanın kurtuluşu sağlandı. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması, yeni Türk Devleti’nin devletler arenası içinde tescili oldu. Atatürk, Lozan rüzgârının yaşandığı o günlerde, Çankaya’da özel kalem kâtiplerinden Ali Rıza Soyak’a müsvedde halindeki notlarının yer aldığı kâğıtları uzattı ve “Bunları al, temize çekeceksin. Bu notlarda yazılanları şimdilik sadece sen ve ben bileceğiz, amirlerine dahi bahsetmeye lüzum yoktur” dedi. Soyak, notlara göz attığında heyecanlandı. Okuduğu müsveddede, “Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir” yazıyordu. Soyak, bütün notları temize çekti. Atatürk, temize çekilmiş notları okuyup şöyle dedi: “Şimdi bunu al, Adliye Vekili Seyit Bey’e götür, yarına kadar bunları okusun ve mütalaasını bildirsin. Meselenin şimdilik üçümüz arasında kalması gerektiğini de söyle.”
Seyit Bey, ertesi gün okuduğu metni Soyak’a geri verirken, “Pek mükemmel. Esaslarda tamamen mutabıkım, tashih haddim değildir. Yalnız bir kaç tali noktada emirlerine uygun olarak mütalaalarımı arz ettim” dedi. Cumhuriyetin metni, 29 Ekim’den yaklaşık üç ay önce büyük ölçüde hazırdı.
Hükümet istifa etti
25 Ekim 1923’te, Meclis Başkanı Mustafa Kemal’in isteği ile Fethi Okyar başkanlığındaki hükümet istifa etti. Yeni hükümet kurulmasında bunalım yaşanınca Mustafa Kemal, bu fırsatı artık fiilen kurulmuş olan Cumhuriyet’i resmileştirmek için fırsat olarak değerlendirdi. Atatürk, 28 Ekim akşamı Çankaya’daki sofrada “Beyler, yarın cumhuriyet ilan edeceğiz” dedi.
Misafirler ayrılırken, İsmet Paşa’dan kalmasını istedi. Gazi Mustafa Kemal, 28 Ekim’i 29 Ekim’e bağlayan gece yarısı Çankaya Köşkü’nde İsmet Paşa (İnönü) ile birlikte bir yasa taslağı hazırladı. Bu taslak, 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun yani anayasanın devlet şeklini belirleyen temel maddelerinde değişiklik öngörüyordu.
Halk Fırkası’nda görüşüldü
29 Ekim 1923 günü sabah saat 10.00’da Halk Fırkası Grubu, Fethi Bey’in başkanlığında toplandı. Toplantının gündemi, Bakanlar Kurulu seçimi idi. Ancak görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa, meseleye çözüm bulması için parti grubu kararı ile görevlendirildi. Davet üzerine gruba giden Mustafa Kemal, bir saat izin istedi. Atatürk, bu bir saat içinde odasına davet ettiği kişilerle gece hazırladığı anayasa değişikliği önerisini görüştü.
Mustafa Kemal, bir saatin ardından parti grubunda, kürsüye çıkarak yönetim biçiminin cumhuriyet olması halinde hükûmet bunalımlarının yaşanmayacağını vurguladı ve anayasa değişikliği önerisinde bulundu. Konuşmaların sona ermesiyle parti grubunda önce teklifin bütünü, ardından da maddeleri ayrı ayrı okunarak kabul edildi.
Alkışlarla kabul edildi
Halk Fırkası Grubu’nda kabul edilen tasarı Meclis gündemine taşındığında saat 18.00 idi. Tasarı, Genel Kurul’dan önce bugün anayasa komisyonu olarak isimlendirilen Kanunu Esasi Encümeni’nde görüşüldü. Tasarının encümen mazbatası haline getirilmesi sırasında Meclis, gündemindeki işleri ele aldı. Meclis Genel Kurulu’na sunulan tasarı, yapılan görüşmelerin ardından ‘Yaşasın Cumhuriyet’ tezahüratları ve alkışlarla kabul edildi. Tasarının yanı sıra 16 milletvekilinin imzasını taşıyan Cumhuriyet’in ilanıyla ilgili önerge de oya sunuldu. Tasarı ve önergenin kabulü ile saat 20.30’da cumhuriyet kabul ve ilan edilmiş oldu.