Gündem‘Milletime hesap vermek görevim’

‘Milletime hesap vermek görevim’

15.10.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:

Atatürk, 15 Ekim 1927’de Halk Fırkası’nın kongresinde 6 gün sürecek Söylev’ini okumaya başlar. Konuşmasının başında amacını “Devam eden çalışmalarımızın milletimize hesabını vermek görevim olduğu inancındayım” sözleriyle ifade eder

‘Milletime hesap vermek görevim’

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Nutuk’unu vermek için 15 Ekim 1927 Cumartesi saat 10.00’a doğru Kongre’nin toplanacağı Büyük Millet Meclisi’ne gelişinde askerî törenle karşılanır. Biraz dinlenen Mustafa Kemal, saat tam 10.00’da salona girer. Lacivert bir takım elbise giyen Mustafa Kemal, her zamanki gibi çok şıktır; alkışlar arasında kürsüye geldiğinde başıyla hafifçe salondakileri selamlar ve “Efendiler, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın büyük kongresini açıyorum. Fırkamız, geçen ıstırap seneleri içinde milletimizin hayatı ve şerefi için gösterdiği yüksek azim ve iradenin mümessili olarak bundan dokuz sene evvel meydana çıkmıştı. Bütün Anadolu ve Rumeli’ye şâmil olmak üzere ilk umumi kongremiz Sivas‘ta aktedilmişti” diye bir sunuş yapar.

Haberin Devamı

‘Zorunlu bir görev’

Başlangıç niteliğindeki bu sunuş, Nutuk metninde yer almaz. O günkü gazetelerde yayımlanan bu konuşma, daha sonra Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri’ne alınır. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, özetle şunları kaydeder: “Bugün açılışıyla övünç duyduğum Büyük Kongremiz, Sivas Kongresi’nden sonra teşkilatımızın ikinci büyük kongresi oluyor. Gelecek için en doğru olan ve memleketin ihtiyaçlarına en uygun kararlara ulaşmaya çalışacağız. Efendiler, geleceğe ait önlemler hakkında düşünce alışverişinde bulunmadan önce geçmişe ait olaylar hakkında bildirimlerde bulunmak ve senelerden beri devam eden çalışmalarımızın ve uygulamalarımızın milletimize hesabını vermek görevim olduğu inancındayım. Olaylarla dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine değinecek bildirilerim ve açıklamalarım uzun sürecektir. Fakat yerine getirilmesi zorunlu bir görev olduğuna göre beni hoş göreceğinizi ümit ederim.”

Haberin Devamı

Ve Nutuk başlıyor

Mustafa Kemal Paşa’nın elinde, cebinden çıkardığı küçük kırmızı kaplı bir defter vardır; defteri önüne koyar ve “1919 yılı Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş...” diyerek, Nutuk’unu okumaya başlar.

ABD elçisi anlatıyor

Kongre’nin açılışında hazır bulunan ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti nezdindeki ilk büyükelçisi Josepp C. Grew, gözlemlerini şöyle dile getirir: “Bu toplantıya ait uzun süreden beri haberler yayınlanıyordu. Çünkü Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin 1919’dan sonraki tarihini anlatan 1200 sayfalık bir Nutuk verecek, bu Nutuk’ta dramatik açıklamalar yapılacak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başarıları geniş şekilde anlatılacak... Saat tam 10.00’da alkış tufanı içerisinde Gazi, ansızın salona girdi, kürsüdeki yerini aldı ve oturumu açtı. Kısa bir açış konuşmasından sonra kürsüden inerek milletvekilleri arasında bir yere oturdu ve bu sırada İsmet Paşa kürsüye gelerek, galiba ad çekme usulü ile Başkanlık Divanı üyelerini seçtirdi. Sonra Mustafa Kemal, İsmet Paşa’nın oturduğu kürsünün altında bulunan başka bir kürsüye gelerek Nutuk’unu okumaya başladı. Başlangıçta sesi zayıf çıkıyordu, fakat gittikçe güçlendi. İnce fakat çok müzikal bir sesi var, iyi okuyor. Vesikalara sıra geldiğinde bunları, Millet Meclisi Başkanlık Divanı Kâtibi Ruşen Eşref Bey’e (Ünaydın) verip okutuyordu. Sık sık alkışlar yükselmekteydi...”

Haberin Devamı

‘Gençliğe Hitabe’ bölümünü okurken gözünden yaş akar

Nutuk, basında ve kamuoyunda geniş ilgi görür. Gazeteler, günü gününe özetler verir. Yurdun her yerinden vatandaşlardan Atatürk’e gönderilen bağlılık ve onay ileten telgraf ve mektuplar, Ankara’da Hâkimiyeti Milliye gazetesinde yayımlanır. Atatürk, Nutuk’unu “Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum” diyerek başladığı ve bir nevi siyasi vasiyetnamesi niteliğindeki, “Gençliğe Hitabı” ile bitirir.

Kongreyi izleyenlerden Mehmet Asım (Us) ve Yusuf Akçura’nın o günlerde yayınlanan yazılarına göre, Atatürk, Gençliğe Hitab’ını okurken, kürsüde heyecanına hâkim olamaz, eli titrer ve gözlerinden yaşlar akar.

Haberin Devamı

Prof. Afet İnan, Atatürk’ün bu bölümü yakın çevresine okuduğu akşam da iki damla gözyaşını çevresindekilerden gizleyemediğini söyler. Prof. İnan, o ortamı şöyle anlatır: “O, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği üzerinde duruyordu: ‘Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği Cumhuriyet’e inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacak olanlara emanet etmek gerekiyordu’ diyordu.”

‘Milletime hesap vermek görevim’

15 Ekim 1927 tarihli Hakimiyeti Milliye gazetesi (küçük foto) Mustafa Kemal Atatürk’ün saat 10.00’da Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kongresinin açılışını yapacağını duyuruyor.

Birçok dile çevrilerek basıldı

Türkiye’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihi yaşadığı gibi yazdığı “Büyük Nutuk”un İngilizce, Almanca, Fransızca baskıları dâhil olmak üzere çok sayıda baskıları yapıldı. Yurt dışında ise Almanca, Fransızca, İngilizce, Rusça ve İtalyancaya çevrildi. Atatürk ve Nutuk üzerine araştırmalarıyla tanınan Sami N. Özerdim’in “Nutuk’un Çeşitli Baskıları ve Düşündürdükleri” adını taşıyan yazısına göre Nutuk, yurt dışında ilk kez 1928 yılında Almanya’da “Die Neue Türkei” (Yeni Türkiye) adıyla basıldı. Almanca çevirisinin önsözünde şöyle denilir: “Dört yüz yıllık Türk tarihindeki büyük bir olayın hesabı verilmekte ve kurtarıcının halkını gaflet ve çöküntüden, özgürlük ve güce ulaştırmak yolunda onun kaderini eline almaya zorunlu hissettiği günden itibaren yaptıkları anlatılmaktadır.”

Haberin Devamı

Türk devriminin yolu

Nutuk’un 1929 yılında Rusya’da basılan çevirisi, “Put Novoy Turtsii: Yeni Türkiye’nin Rolü” adını taşır. Rusça çevirisinin ön sözünde ise şu görüşlere yer verilir: “Bu eser, Türkiye’nin bu zaman kadar öğrenilmemiş millî kurtuluş mücadelesi tarihine ait pek çok enteresan bilgi ihtiva etmektedir. Emperyalist devletlerin Türkiye’ye karşı güttükleri politikayı aydınlatan bilgilerle bilhassa bugüne kadar az bilinen; Türkiye’nin Lozan’da yaptığı diplomatik mücadeleye ait belgeler büyük değer taşımaktadır. Eserin bu bölümü son derece değerlidir... Gayet büyük askerî bir sima ve stratej olan Mustafa Kemal’in açıkladığı bu bilgiler, Türk Devrimi’nin gelişme yolunu tanımak ve anlamak için özel bir ağırlık taşırlar. TGericilikle mücadele ve bütün İslam ülkeleri için önemli olan, halifeliğin kaldırılması gibi esaslı reformlara dair çok enteresan bilgiler verilmektedir.”

‘Tarihin en önemli belgelerinden’

Tarihçiler, Nutuk’u, “Cumhuriyet tarihinin en değerli siyasi belgesi” olarak nitelendirir.

Şevket Süreyya Aydemir: Nutuk ne tarih, ne hatıradır. Büyük Nutuk, en gerçek manasıyla tarihi değerde siyasi bir vesikadır.

Sabahattin Selek: Atatürk, Nutuk’u bitirirken söylediği gibi gerçekten millete hesap vermiştir. Ama bu, öyle bir hesap veriştir ki, bir ihtilalci idrakiyle başından sonuna kadar, karşı kuvvetler ve fikirleri yıkmaya, mahkûm etmeye dayanır. Bir benzetme yapmak gerekirse 15-20 Ekim 1927 günlerinde; Atatürk savcı, Nutuk iddianame, Kongre jüri, memleket ve dünya kamuoyu da dinleyicidir.

Dilbilimci Emin Özdemir de, “Nutuk’un Anlatım Örüntüsü’’ başlıklı yazısında, Nutuk’un düşündürme ve duygulandırma niteliklerine şöyle dikkati çekiyor: ‘’Nutuk’un anlatım örüntüsünde bu iki başat niteliği, düşündürme ve duygulandırma niteliğini açıkça görebiliriz. Böylece Bağımsızlık Savaşımızın içinden gelen, bu savaşın ağır yükünü taşımış olanlarla, bu savaşa katılmamış olanları Nutuk’unun coşkulu havası içinde birleştirir.”

YARIN: NUTUK’TAN…