30.04.2024 - 10:36 | Son Güncellenme:
Kaan ULU/ANKARA (DHA)-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Türkiye’nin yönetimde istikrarın temellendiği, milli birlik ve beraberlik duygusunun kemikleştiği nadide ülkelerden birisi olduğunu ifade etti. Bahçeli, İsrail’in Gazze’de işlemiş olduğu soykırım suçunun takipçisinin bilhassa Türkiye olduğunu belirterek, "Çocukların, kadınların, masum ve sivil bir halkın dökülen kanları inşallah yerde kalmayacaktır. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 35 bine yakın Filistinli kardeşimiz terör devleti İsrail’in saldırılarıyla hayattan koparılmıştır. Gazze Şeridi’nde kabus filmlerini aratmayan korkunç bir trajedi yaşanmaktadır. Birleşmiş Miletler kaynaklı açıklamalara bakarsak, Gazze’de 37 milyon ton enkaz ve molozun biriktiği, bunların temizlenmesi için 14 yıla ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır. Gazze’deki katliam ve yıkımın cesametini göstermesi bakımından bu tespit başlı başına ibret verici ve isyan ettirici niteliktedir. Mısır’da devam eden taraflar arasındaki rehine takası ve ateşkes görüşmelerinin sonuca bağlanması gönülden dileğimizdir. İsrail, müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi halinde Refah’a kara saldırısı tehdidini sürekli gündemde tutmaktadır. Gazze’nin yanı sıra Batı Şeria da tehlike altındadır. Siyonist azgınlığın hesabı, Filistin topraklarını yutmak, Filistinli mazlumları Mısır ve Ürdün’e sürmektir. Ne tarihin, ne vicdanın, ne insanlığın, ne de mukaddesatımızın kabul etmeyeceği bu barbarlığın sonu yoktur, failleri ise iki dünyada mahvı perişan olmaya müstahaktır. Birleşmiş Milletler, Filistin sorununun çözümünde acz içindedir ve reforma tabi tutulması artık kaçınılmazdır" dedi.
'İSRAİL HALKI, ŞİDDET POLİTİKİLARINDAN RAHATSIZDIR'
Bahçeli, Netanyahu’nun vakti ve saati geldiğinde Lahey’de yargılanacağına işaret ederek, "Lekeli ismi tarihe katil ve soykırımcı olarak geçecektir. İsrail halkı Netanyahu’nun şiddet politikalarından oldukça rahatsızdır. Bu cani mutlaka görevden uzaklaştırılmalı, barış yanlısı ve iki devletli çözüme müzahir yeni bir yönetimin tezahürü behemehâl gerçekleşmelidir. 1967 sınırları kapsamında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, coğrafi ve siyasi bütünlüğünü elde etmiş bir Filistin devletinin kurulması bölge ve dünya barışı adına mecburiyettir. Bunun dışında bir başka seçenek imkansızdır ve hatta zulme ortaklıktır. Türkiye, 7 Ekim’den itibaren tarihin, insani ve İslami değerlerin tarafında yerini almış; çok boyutlu, aktif ve sürdürülebilir temaslarla ateşkes ve barış ortamının yeşermesi için mücadele etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ilgili bakanlarımızın emeklerini yok saymak, geceli gündüzlü çalışmalarını inkar etmek, açık açık söylüyorum, nankörlük ve namertliktir. Ne tuhaf, ne garip, ne üzücü bir hezeyandır ki, Netanyahu başta olmak üzere, İsrail hükümetinde görev alan bakanlar ne diyorsa, üç aşağı beş yukarı aynısını ülkemizde de dile getiren istismarcılar bulunmaktadır. Mirasyedilerin Filistin konusunda cephe açıp Türkiye’yi suçlaması, jet yakıt satıldığını iddia edip Kürecik sakızı çiğnemeleri utanç duvarı gibi karşımızdadır" diye konuştu.
'MİLLET KAVRAMI BÜTÜNLEŞTİRİCİ İŞLEV GÖRMÜŞTÜR'
Bahçeli, 31 Mart seçimlerinden sonra Kürt kökenli vatandaşlarla ilgili pek çok iddiada bulunulduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Türk milletinin eşit, onurlu ve muhterem mensubu olan bu kardeşlerimizin Cumhur İttifakı’na yüz çevirdikleri dahi ileri sürülmüştür. DEM’lenmiş belediyelerdeki devir teslim törenlerinde de sistematik tahriklerin, devlete ve millete parmak sallayan iğrenç sahnelerin yaşandığı hafıza kayıtlarımızdadır. Evvela tarihe not düşerek şu görüş ve düşüncelerimizin herkes tarafından bilinmesi dileğimdir; Sadece Cumhuriyet’in kuruluşunda değil, tarihin her döneminde 'millet' kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev görmüştür. Hiçbir zaman etnik köken, dil ve din gibi farklılıklara itibar edilmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti devletini, Türk milletinin birlikte yaşama ülküsü ve aynı kaderi paylaşma iradesi kurmuştur. Partimiz, ülkemizde yaşayan her insanımızı 'Türk milleti' tanımı içinde kucaklamakta, hepsine aynı gözle bakmaktadır. Soy ve ırk temelinde bir üstünlük bizim nazarımızda yok hükmündedir. Kaldı ki üstünlük sadece takvadadır. Türkiye’nin milli birliği ve bütünlüğü, dil, soy ve din unsurlarının da üstünde sosyolojik, kültürel ve tarihi bir gerçektir. Kültürlerin üst kimlikle buluşması bizim için asıl ve esastır. Bu ise asla bir dayatma ve asimilasyon değildir. Türklüğün insanlığa yön vermek isteyen fütuhat arayışıyla, İslam’ın kutsal mesajları birleşmiş, kahraman ve muzaffer bir irade meydana gelmiştir."
'MEHMET ŞİMŞEK'İN ARKASINDAYIZ'
Bahçeli, Türk vatanında, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği altında Türk bayrağına ve İstiklal Marşı’na yan gözle bakmanın, hazımsızlık göstermenin, saygısızlık yapmanın düşmanın bile cüret edemeyeceği soysuzluk olduğuna vurgu yaparak, "Al bayrağımızı vatan sınırları içinde indirmeye niyetlenen varsa, hatırından çıkarmasın ki, imha olmayı da göze almalıdır. İstiklalimizin manzum seslenişini susturmayı aklından geçirenler bunun hesabını en vahim şekilde vereceklerdir. Şayet gereği yapılmazsa, uyarıyorum, devleti ayakta tutamayız, bu coğrafyada yaşayamayız. Altını çizerek haykırıyorum ki, Türkiye’de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır. 23 Nisan mesajımın adresi de DEM’ciler, DEM’lenmiş ve 'yerel halk' tabirini referans almış CHP’li bazı belediye başkanlarıdır. Hiç kimse çalı dibi yoklamasın, deve izi saymasın, niyet okuyuculuğuna teşebbüs etmesin. Hazine ve Maliye Bakanımızın da her zaman arkasındayız. Türk vatandaşından kaldığı otelde 120 Avro milliyet farkı alan sömürge kuklalarıyla görülecek işimiz vardır ve nefesimiz bunların siyasetteki ayaklarının ensesindedir" dedi.
'CUMHUR İTTİFAKI SİYASETİN MERKEZİDİR'
Bahçeli, Ferdi Tayfur'un şarkısı eşliğinde parkta yürürken paylaşılan görüntüsü üzerinden yapılan yorumlara da değinerek, "Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir ses ve söz ustası olan Sayın Ferdi Tayfur’un şarkısının arka fonda çaldığı ve benim de yürüyüş yaptığım videonun yayımlanmasından hemen sonra; zoraki anlamlar çıkaranlar, çarpık değerlendirme yapanlar, polemik üretenler şimdi kulağınızı açıp beni dinleyin. Adını bile hatırlamadığım bir küsurat partisinin sözde başkanı Kobanili Ahmet, sen de özellikle dersini almalısın. Bir şeyi söylemek istersem muhatabına doğrudan söylerim. Dolambaçlı yollara sapmam, kırk dereden su taşımam. Sayın Ferdi Tayfur’un seslendirdiği gibi, 'hainsin diyorsam, söyleten sensin.' İşte bu mesaj Türkiye’nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa direkt onlaradır. Cumhur İttifakı’nın tasfiyesine ve sonlanmasına ümit bağlayanlar size kötü bir haberim var; Cumhur İttifakı sonuna kadar vardır, var olacaktır ve ayakta kalacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızla olan dostluk ve kardeşlik hukukumuzu anlayabilmeniz için balığın kavağa tırmanmasını beklemekten başka alternatifiniz kalmamıştır. Kobanili Ahmet, senin de klinik vaka olduğunu değerlendiriyor, insan ve toplum sağlığı adına gözetim altına alınıp tedavi edilmeni özellikle tavsiye ediyorum. Endişem odur ki, bir zaman sonra hiçbir aşı sana fayda etmeyecektir. Siyasette merkez olma iddiasında olanlara, bu çerçevede görüş beyan edenlere de kısaca şunları söylemek isterim; Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı toplumsal siyasetin merkezidir" dedi.
'İHANETİ TEBRİK ETMEK BİZİM DEFTERİMZDE YAZMAZ'
Bahçeli, İYİ Parti'de yapılan kongreye de değinerek, "MHP 'herkes tebrik etti siz niye tebrik etmediniz' suçlamasıyla karşı karşıya bırakılıyor. 104 tane siyasi parti var. Her biri kongresine yapar. Her kongreyi tebrik eden etmeyen olabilir. Bunlar da onların en tabii hakkıdır. Ben açıkça söylüyorum; ihaneti tebrik etmek bizim defterimizde yazmaz" ifadelerini kullandı.