Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi esnasında çiftçilerin kullandığı pestisitte (bitki ve hayvanlara zarar veren canlı organizmalara karşı kullanılan madde) son yıllarda ciddi bir artış var. Peki pestisit tarım ürünlerinde neden kullanılıyor? Kullanılmasa dünya nüfusunun artışına bağlı olarak kıtlıktan söz edilebilir mi? Pestisit kullanımının açlığa çare olmadığı gibi dünya genelinde insan sağlığı için önemli bir tehdide, biyolojik çeşitlilik kaybına ve yaygın bir çevre kirliliğine yol açtığını ve açmaya devam ettiğini söyleyen Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nden Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç, “Araştırmalar, dünya nüfusunu doyurabilmek için pestisitlere ihtiyacımız olmadığını gösteriyor. Türkiye’den Yonca Demir ve Bulut Aslan’ın yapmış olduğu bir araştırma, Türkiye nüfusunun ekolojik üretimle beslenebileceğini sayısal rakamlarla ortaya koyuyor. Çalışmada, günlük 2300-2400 kalori enerji içeren dengeli menülerle Türkiye nüfusunu besleyebilmek için ekilebilir alanların yüzde 54’ünün (kişi başı 1,78 dönüm) organik tarım şartları altında ekilmesinin yeterli olduğu gösteriliyor” dedi.
'ORGANİK TARIM YAYGINLAŞIYOR'
Pestisitsiz üretimin pek çok tekniği ve yöntemi olduğuna dikkat çeken Atınç, “Günümüzde dünyada ve Türkiye’de pek çok çiftçi toprağı organik maddece zenginleştirip, biyolojik çeşitliliği koruyarak, birbirini destekleyen çeşitli ürünleri bir arada ekebiliyor. Böylece şartları zorlamadan, zararlılara ortam yaratmadan, yerel ve dayanıklı çeşitler kullanarak pestisitsiz tarım yapıyorlar. Organik tarım çeşitlilik arz eden teknik ve yöntemler hızla yaygınlaşıyor” görüşünü paylaştı
"Doğa dostu tekniklerle veya en azından ‘entegre zararlı yönetimi’ iyi uygulanarak, önceki döneme kıyasla bir ürün kaybı yaşamadan pestisit kullanımını azaltmak mümkün. Örneğin İsveç bu teknik sayesinde pestisit kullanımını önceki döneme kıyasla yüzde 50 oranında azaltmayı başardı." Merve Atınç
Türk Gıda Kodeksi’nin Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği bulunduğunu aktaran Atınç, “Fakat her yıl Türkiye’ye iade edilen meyve ve sebze sayıları biraz daha artıyor. Yani gıdamız limit üzeri kalıntılı pestisit içeriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, AB’ye üyelik sürecinde 200’ün üzerinde pestisit aktif maddesini yasaklamıştır. Eğer bu maddeler için bir zarar eşiği (alt limit) olsaydı bu yasaklamalara gerek duyulmazdı” açıklamasını yaptı.
"Bugün bilim insanları hormon sistemine zarar veren pestisit aktif maddeleri için bir alt limit tanımlanamayacağını belirtiyor. Kullanımı kontrollü olsa bile pestisitler insan ve çevre sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor." Merve Atınç
Organik tarımda kullanımı mevzuatça onaylanmış sınırlı sayıda biyolojik kökenli kimyasalların kullanılabildiğini aktaran Atınç, "Tüketicilere ve çevreye karşı bir zararı bulunmuyor. Bunlar günlük hayatımızda da karşımıza çıkan maddeler, otlar veya çeşitli bitkisel karışımlar” bilgisini paylaştı.
'PESTİSİTSİZ MEYVE-SEBZE ÜRETİYORUM'
Organik tarım yapan Ebru Kaptan, çocuklarının hastalığı sonrasında kendi ürünlerini üretmeye karar veren bir üretici. Tarım ürünlerinin pestisit olmadan da üretilebileceğine vurgu yapan Kaptan, “Tüketiciler hem pestisitsiz ürün istiyor sonra da bana çöp mü gönderdin diyor. Aksine o ürünün içindeki vitamin ve mineraller çok kıymetli. Kendi doğal ortamında yetişip, zamanında olgunlaşmış. Ürettiğim meyve ve sebzelerde hiçbir şekilde pestisit kullanmıyorum. Kendi ilacımızı kendimiz yapıyoruz. Sadece kükürt kullanıyorum. Onu da yılda üç kere veriyoruz. İkisini kış mevsiminde yaprağı bile yokken hastalık döneminde, birini de yaza girerken ilk meyve oluşumunda. Sonra da ağaçları kaolin kili ile koruyoruz. Böylece ağaçlarımıza hiçbir zararlı gelmiyor” açıklamasını yaptı.
'PESTİSİT TARIMDA YETERLİ DOZDA KULLANILMALI'
Pestisit olmadan insanların gıdaya ulaşma ihtimallerinin şu anda olmadığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Bu durum gıda krizine yol açar. Pestisit olmadan yeterli gıda üretimi mümkün değil. Yeterli ve düzgün dozda kullanılırsa hasat süresine kadar ürünün üzerinde kalıntı kalma ihtimali zaten yok. Çünkü güneşle, yağmurla ve tozla uzaklaşıyor. İl tarım müdürlüklerinde ürünlerin kalıntı analizleri yapılıyor. Kalıntı analizleri yapılmıyorsa işte o zaman büyük problem olur. Ülkemizde zincir marketler hangi pestisitin ne zaman kullanıldığını ve ürünün ne zaman hasat edildiğini tarladan itibaren takip ediyor. Organik tarım yapılarak kaç milyon insan beslenebilir. Son yıllarda pestisit kullanımları artıyor. Çünkü insan nüfusuna bağlı olarak tarım alanları artıyor” diyerek düzgün yıkanıp temizlendiği takdirde ülkemizdeki bütün gıda maddelerinin güvenli olarak tüketilebileceğini dile getirdi.
'AŞIRI VE KONTROLSÜZ KULLANIM SORUN TEŞKİL EDER'
İnsanoğlunun gıda amaçlı bitkilerin ilk yetiştirildiği dönemlerden bu yana, bitkileri zararlılardan ve hastalıklardan korunmaya çalıştıklarını söyleyen Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, “Pestisitler kullanılmasaydı, ekinlerimizin yarısından fazlası haşereler ve hastalıklar yüzünden kaybedilecekti. Dolayısıyla ürünlerin tarlada korunması önemlidir ancak bunun bilinçli bir şekilde yapılması gerekir, aksi takdirde pestisit uygulaması insan ve çevre sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atar. Pestisitler insanlar için potansiyel olarak toksiktir ve bir kişinin maruz kaldığı miktar ve yöntemlere bağlı olarak hem akut hem de kronik sağlık etkilerine sahip olabilir. Yanlış ve aşırı kullanımı pestisitlerin bazılarının yıllarca toprakta ve suda kalmasına neden olabilir” dedi.
"Dünya Sağlık Örgütü günümüzde uluslararası ticarette gıda üzerinde kullanılmasına izin verilen pestisitlerin hiçbirinin genotoksik (mutasyonlara veya kansere neden olabilen, DNA'ya zarar veren) özellikte olmadığını belirtiyor. Bu pestisitlerin olumsuz etkileri, yalnızca belirli bir maruz kalma seviyesinin üzerinde meydana gelir. İnsanlar büyük miktarlarda pestisit ile temas ettiğinde, bu akut zehirlenmelere veya kanser dahil olmak üzere uzun süreli sağlık etkilerine ve üreme üzerindeki olumsuz etkilere neden olabilir."
“Yanlış bilinenlerden biri de organik üretimde pestisit kullanılmadığı düşüncesidir” diyen Akdağ, “Organik üreticiler de dahil olmak üzere tüm çiftçiler pestisit kullanır ancak organik üretimde izin verilen organik pestisitlerdir. Ancak sentetik veya organik olsun, pestisitler zararlıları uzak tutmak ve öldürmek için üretilen toksik maddeler içerir” diyerek aşırı ve kontrolsüz kullanımın, konvansiyonel üretimde olduğu kadar organik üretimde de sorun olduğuna dikkat çekti.
Pestisit kalıntılarının, pestisitin zamanla bozuldukça azalma eğiliminde olduğunu söyleyen Akdağ, “Ürünler satıştan önce yıkanıp işlendiğinde azalıyor. Güvenilir marketlere ulaşan ürünlerde, pestisit kalıntıları genellikle yasal sınırların çok altında” diye konuştu.
Akdağ, meyve ve sebzedeki pestisit kalıntılarını azaltmanın yollarını şu şekilde sıraladı:
- Öncelikle tek çeşit pestisite daha fazla maruz kalma potansiyelini en aza indirmek için tükettiğiniz meyve ve sebzeleri çeşitlendirin.
- Organik olarak etiketlenmiş ve soyacağınız ürünler de dahil olmak üzere tüm ürünleri iyice yıkayın.
- Ürününüzü ıslatmak veya suya daldırmak yerine akan su altında yıkayın.
- Mümkünse ürünü temiz bir bez havlu veya kağıt havlu ile kurulayın.
- Kavun ve kök sebzeler gibi sert meyve ve sebzeleri ovalayın.
- Marul veya lahana gibi yapraklı sebzelerin dış tabakasını atın.
- Mümkünse meyve ve sebzeleri soyun.
- Yağda birikebilecek pestisit kalıntılarını en aza indirmek için et, kümes hayvanları ve balıklardaki yağı ve dokuyu kesin.