28.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
İSMAİL ŞAHİN İSTANBUL
Pandemi bir yılı aşkın bütün dünyayı esareti altına aldı, insanları evlerine hapsetti. Bu izolasyon döneminde kimisi mutfak işlerine kimisi de bitkilere çiçeklere gönül verdi. Türkiye’nin en büyük bitki koleksiyonuna sahip olan Özlem Bektaş ise evindeki bu çiçek tutkusuna 8 yıl önce başlamış; deneyimlerini ve öğrendiklerini de paylaşıma açarak çiçeklere gönül verenlere hem yardımcı oluyor hem de onlara yeni bir gelir kapısı sağlıyor.
Özlem Bektaş’ın dünyanın en büyük menekşe koleksiyonerleri arasına girmesi yakın bir arkadaşını ve kendisini büyüten anneannesini peş peşe kaybetmesiyle başlamış. Hayatı sorgulamaya başladığı bu dönemde anneannesini rüyasında menekşesi ile konuşurken görmüş. Balkonda menekşesiyle konuşurken görmüş. İçindeki üzüntüyü hafifletmek için o menekşeyi aramaya başlamış fakat kırmızı katlı menekşeyi bulamamış. “Madem bulamıyorum, lisede edindiğim biyoloji bilgileriyle ben üretirim” deyip yola koyulmuş.
Deneyimler internette
Afrika menekşesinin bağlı olduğu aile olan Gesneriaceae ailesini incelemeye ve üzerinde çalışmalar yapmaya başlamış. İki farklı çeşidi birbiri ile dölleyerek yeni hibritler elde etmiş. Bir taraftan öğrenirken edindiği bilgileri ve deneyimleri sosyal medyaya yayınlamaya başlamış. Kendisine ulaşıp soranlara cevap verebilmek için araştırmaya devam etmiş. Bu arada bu işi yapanların düşmanlığını kazanmış. Bektaş’ın anneannesinin çiçeği için çıktığı macera ABD de AVSA ve Gesneriad Society üyesi ve İngilterede British Streptocarpus Society’nin ilk Türk üyesi olmasına, Nezahat Gökyiğit Botanik bahçesinde Yurttaş Bilgin toplantısında çalışmalarını anlatmaya kadar gitmiş. Menekşenin yanı sıra menekşenin ailesi Gesneriacaea türünden streptocarpus, sinningia, kohleria, achimenes, gloksinya başta olmak üzere 1200’den fazla çeşitte ve 30 a yakın türde bitkilik koleksiyonu olan Bektaş, dünyadaki en büyük gesneriaceae koleksiyonerlerinden biri haline gelmiş.
Bu çalışmalarını 17 metrekarelik küçük bir atölyede hayata geçiren Bektaş, ürettiği yeni çeşitlerin literatüre geçmesi için de çalışmalara başlamış.
Bektaş’ın ürettiği bu menekşeye Japon animelerini çok seven kızı Eda, Mimo Ashido ismini koymuş.
‘Milyonlar ödüyoruz’
Türkiye’nin çiçekçilik sektöründe ciddi yetiştirici konumunda olduğuna dikkat çeken Özlem Bektaş, “Ama yurt dışına ihraç ettiğimiz her çiçek için telif hakkı ödüyoruz. Buna ıslahçı hakkı deniyor. Yani o çiçeği bulan kişiye ıslahçı hakkı adı altında milyonlarca dolar ödüyoruz. Hollanda’dan menekşe getiriyoruz, Bulgaristan’dan gül getiriyoruz. Çin’den karanfil getiriyoruz. Niye biz kendi kaynaklarımızı kullanıp bunları ıslah edemiyoruz? Mesela irisler Türkiye’ye özgüdür, salep çeşitleri, orkide ile akrabadır, ama bunları geliştirmek için ticari olarak paraya çevirmek için bir Hollanda bir Bulgaristan gibi yapamıyoruz” diyor.
Akdeniz Ateşi Hastalığına sahip olan Özlem Bektaş, henüz anneannemin menekşesine benzeyen bir menekşe keşfedememiş ama bu hobisi sayesinde atak geçirmekten kurtulmuş. Üniversitede matematik okuyan ama bir türlü bu bölümü tamamlayamayan Bektaş, “Bitkilere sadece güzellik olarak bakmıyorum bir canlı olarak bakıyorum, doğadaki en donminant canlılar. Sadece bitkileri dönüştürmek için çalışmıyorum aynı zamanda eski halini de bulmaya çalışıyorum” diyor.
Her şeyi kendisi tasarlamış
Almanlar tarafından, ‘ne ekse yetişiyor’ anlamına gelen ‘Grüne finger’ ve Amerikalılaran ‘Green fingers’ dediği Özlem Bektaş atölyesinde vitrin raflarını, plastik bardakları, cherry domates ve pasta kaplarını kullanıyor. Bütün tasarımı kendisi yapmış, hatta hangi çiceğe ne kadar ışık gerektiğini bile kendisi hesaplamış ve isteyen herkesle bu bilgileri paylaşıyor.
Özlem Bektaş, 27 katlı bir gökdelenin garajına kurduğu atölyesinde sorularımızı cevapladı.
İnsanlara muhtaç
Özlem Bektaş’a göre menekşe manipülasyon yapan bir bitki. Rengiyle insanı büyülüyor. Bunu yapma sebebi de polenleri kapalı kese içerisinde yeni çeşit oluşturması neredeyse imkansız. Ancak insanlar beslerse yeniden üreyebilir.
TOPRAK
Toprak için kil topu, tor, kum çakıl taşı gibi 20 den fazla malzeme kullanıyor. Çiçeğin doğal yaşam alanına özgü toprak hazırlıyorum. Hatta araştırmalar yaparak toprağı geliştiriyorum.
GÜBRE
Gübreyi saksının dibine dökeriz tamam deriz. Ama çiçek o gübreyi verimsiz alır. Yüzde 10-15 randimanla alır. Ama toprakta mikroorganizma varsa bu mikroorganizmalar gübreyi işleyip başka bir forma dönüştürür. Çiçek bunun dönüşümün hepsini alır.
TORF
Torflara aman çok dikkat edin. ABD’de çiçekçilik camiasının önemli bir üyesi üç yıl önce bu yüzden hayatını kaybetti. Torfu açıyor ve içinden çıkan bir mantar türevi ile temas edince ciğerinden enfeksiyon kaparak beklenmedik şekilde hayatını kaybetti. Ayrıca bazı torflarda cilde ve iç organlara zarar verebilecek mantarlar türeyebilir bu yüzden eldiven ve maske kullanmadan torfa ellemek doğru değildir.
GDO’LU DEĞİL HİBRİT TOHUM
Hibrit bitki kendi tohumunda kendini üretemez. Tek yol klonlamaktır. A biberi alırsın b biberi ile birleştirirsin, bir tohum elde ettin. O tohumu ektiğin zaman çıkan biber yüzde 99 aynı olduğunda sen bir üretim hattı için saf tohum elde etmiş oluyorsun. Hibrit tohumda her seferinde a-b hattı döllenmeli. Hibrit ile GDO yu aynı şey sanıyor insanlar. GDO’lu diyorlar bilinçsizce. Halbuki GDO genetiği değiştirilmiş organizmadır, hibritde ise genetik müdahale yoktur. Gen eklemesi zaten yapılamıyor, sadece kırılabiliyor. Genetiği değiştirilmiş mısır gen makası ile kırılarak yapılıyor. DNA bir iplik gibi düşün kesiyor ve bir kaç parçasını atıp birleştiriyor bunu yaparken de rastgele yapılıyor. Bu çalışmalar ileride açlığı bitirebilir.
ISLAHÇI NE YAPAR?
Üniversitede matematik eğitimi alan ve halen eğitimine devam eden Özlem Bektaş, çiçeklere dair şunları anlattı: Türkiye’de ıslah iyileştirme anlamında kullanılıyor. Ben geliştirme kelimesini tercih ederdim. Yurtdışında buna Hybridizer veya Breeder deniyor. Islahçı iki farklı çeşidi arıların yaptığı gibi döller ondan çıkan tohumlardan yeni çeşit üretir. Şu an daha soğuğa dayanıklı bir menekşe bulmaya çalışıyorum ve bu çalışmaları belgeliyorum ki tarımda da kullanılabilir olsun istiyorum. Yarın marul, domates gibi veya başka bir bitki üzerine de aynı şey yapılabilir.
KLONLAMA
Yapraktan bitki üretmek de klonlamaktır. ‘Ben bu yaştan sonra bir şey yapamam’ diyen insanlar verdiğim bilgiler sayesinde çeşit çeşit menekşe yetiştirmeye başladı. Özellikle yaşlılara yardımcı oluyorum, umut bağlıyorlar çiçeğe, ‘yetiştiremem büyüyene kadar ölürüm’ diyenlere hadi birlikte yapalım her anı fotoğraflayalım diyerek yaşamlarına ortak oldum, bitkiyi yetiştirmek için beklemek onlara iyi geldi. Yaşlılar da bana anneannemin kaybı ile yüzleşmemde çok faydalı oldular.
KİMLER OLABİLİR?
Türkiye kanunlarında ıslahçı olabilmek için 18 yaşını doldurmak ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak yeterli. Bu işe gönül veren herkes hiçbir şey bilmese dahi kendisini geliştirerek ıslahçı olabilir. Ve bu işten ciddi paralar kazanabilir ama ıslahçı hakkını elde etmek zor.
Yaprağı 500 dolar
Fransa’nın merkezi trafiğe kapatılınca garajlar boşa çıktı. Bu garajlarda şimdi çiçek ve sebze yetiştirilip ticari tarım yapılıyor. Menekşenin bir yaprağı, yurt dışında 5 ila 500 dolar arasında satılıyor. Benim küçük atölyem de bu anlamda şehir tarımına örnek oldu. Şimdiye kadar ticari kaygım yoktu. Sadece nisan ve eylül aylarında atölye destek satışı yapıyordum. Yeni yeni kendi çeşitlerimi ve nadir çeşitleri toplu üretmek için çalışmalar başlattım, toplu üretime geçiyorum. Kadınlar sayemde ufak da olsa gelir sağlamaya başladı.
Radyasyon yöntemi
Dünyanın en büyük menekşe üretisi Optimara şirketi menekşe tohumlarını uzaya göndermiş. İki yıl radyasyona maruz kalan tohumlar ekilince çok farklı renkler ve kıvrımlarla, dünyada yetiştirilenlerden tamamen farklı menekşeler ortaya çıkmış. Yıllardır bu ürünü, ‘Space Violets’ serisi diye satıyorlar. Dale Martens isimli bir Amerikalı kadın, alacalı desenli yaprağı dişçide radyasyon uygulayarak yapmış. Ben de denemek istedim. Diş hekimime rica ettim, tohumları uzun süreli ve ani radyasyona maruz bıraktık. 2021 ocak ayında toprağa ektim, yetiştiriyorum.
MENEKŞE HAKKINDA 10 şey
1 Menekşe kokar mı?
Kokmaz.
2 Mavi menekşe var mı?
Var hem de ondan fazla çeşit.
3 Sarı menekşe var mı?
Saf sarı menekşe yok İçinde sarı tonları olan var. Ukrayna’da bir yetiştirici saf sarı menekşe ürettiğini iddia etti, bütün dünyaya yaprak sattı, ama sarı menekşeyi kimse yetiştiremedi.
4 Menekşenin anavatanı neresi?
Afrika, Usambara.
5 Dünyaya nasıl yayıldı?
1892 yılında Alman misyoner Saint Paul-Illaire bulup Almanya’ya getiriyor. 1894 yılında İngiltere ve ABD’ye gidiyor. O kadar beğeniliyor ki her evde yetiştirilmeye başlıyor.
6 Kaç çeşit menekşe var?
Dünya genelinde ABD’de kayıtlı 40 bin, Kanada 2 bin 500, ayrıca kayıtsız 50 binin üzerinde çeşit var. Toplamda 100 bin.
7 İnsanlar üzerindeki etkisi?
Depresyondaki, stres altında yaşayan insanlara iyi geliyor. Bir çeşit menekşe alan evini tamamen menekşe çeşidiyle dolduruyor. ABD’de ‘African violed addicts’ (Afrika menekşeleri bağmımlıları) isimli bir grup var.
8 Menekşenin ömrü neden kısadır?
Çünkü anavatanı burası değil. Kendi ortamı Afrika ve toprakta değil kayaların üzerindeki yosunlara tutunarak yaşıyor. Burada alışkın olmadıkları enfeksiyon, böcek ve hava koşullarından ölebilir.
9 Ne kadar yaşar?
Uygun ortamda bir insan ömrü kadar yaşayabilir.
10 Türkiye’de menekşe türü var mı?
Gesneriasa ailesinden bir endemik bitki yok. Çiçekçilerde satılan türlerin hepsi yurt dışından geliyor.