25.05.2022 - 06:55 | Son Güncellenme:
Senim Tanay Karakuş – Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Afrika ülkeleri dışında nadiren görülen maymun çiçeği virüsüne son günlerde Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde de rastlanıyor. Avrupa'da ilk olarak İngiltere'de tespit edilen hastalık neredeyse üç hafta içerisinde tüm kıtaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de virüsün şu ana kadar 19 ülkede doğrulandığını ve toplam 131 vakanın tespit edildiğini duyurdu. Maymun çiçeği özellikle Afrika ülkelerinde 1970’li yıllardan bu yana salgınlara sebep olan virüs olarak biliniyor. Bilim insanları, bu virüsün şimdi Avrupa'da neden yayıldığını anlamaya çalışıyor. Bu aşamada ortaya çıkan detaylar ise oldukça dikkat çekici.
Genellikle hayvandan insana ve nadiren insandan insana yakın temasla bulaşan virüs, vücutta yüksek ateş ve kaşıntılı kabarcıklara yol açabiliyor. Bununla birlikte DSÖ yetkilileri, şu ana kadar yapılan araştırmaların hastalığın ana yayılma nedeninin cinsel ilişki olduğunu gösterdiğini açıkladı. Örgüt, Kuzey Amerika ve Avrupa'da maymun çiçeği virüsünün öncelikle eşcinsel erkekler arasındaki cinsel ilişki ile yayıldığını da ekledi. Ancak ABD’li uzmanlar virüsün insan vücudu dışında da istikrarlı şekilde yaşamaya devam ettiğini belirterek battaniye ve kıyafet gibi eşyalarda hayatta kalabileceği konusunda uyarıyor. Bu tip bir bulaşmanın kalabalık nüfuslu şehirler için yıkıcı etkilere sahip olabileceği de belirtiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Danışmanı Andy Seale, hastalığın herhangi bir cinsel yönelimle ilişkili olmadığını, bu yüzden toplumdaki bazı grupların etiketlenmesine karşı çıkmak gerektiğini söyledi. Seale, "Birçok hastalık cinsel temas yoluyla bulaşabilir. Bu şekilde grip de olabilirsiniz ancak bu gribin cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğu anlamına gelmez" dedi. Andy Seale, eşcinsel ve biseksüel erkeklerin cinsel sağlık konusunda daha dikkatli olduğunu ve kliniklere daha sık başvurmaları nedeniyle bu gruptaki vaka sayısının daha yüksek şekilde kayıtlara geçmiş olabileceğini de vurguladı.
TEMAS VE SOLUNUM YOLUYLA DA BULAŞIYOR
Cinsel temas yoluyla hastalığın yayıldığının söylenmesi akıllara AIDS hastalığa yol açan HIV virüsünü de getirdi. Peki maymun çiçeği virüsü cinsel yolla bulaşan bir hastalık mı? Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal da Andy Seale'in söylediklerini destekliyor. Dr. Tutku Taşkınoğlu, "Aslında maymun çiçeği virüsü cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmamasına rağmen, yakın temas ile bulaştığı için cinsel ilişki sırasında da bulaşabilir. Virüs vücut sıvıları ve yaralarla temas yoluyla yayıldığından paylaşılan yatak, havlu gibi kişisel malzemeler hastalığı bulaştırabilir. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), eşcinsel ve biseksüel erkekler arasında 'kayda değer bir vaka oranı' rapor edildiğini fark ettiği için uyarıda bulundu ama virüs, virüse karşı bağışık olmayan herkese bulaşabilir” dedi.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı ve Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Ağaçfidan virüsün cinsel yolla bulaşmasının sperm gibi genital salgılara bulaşıp üremesiyle mümkün olabileceğini, bu sebeple maymun çiçeği virüsünün cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmadığını söyledi. Hastalığın bulaşmasının temasla meydana geldiği konusu üzerinde duran Prof. Dr. İftihar Köksal da, "Hastalığın ilk önce halsizlik, ateş ve lenf bezlerinde şişlik, daha sonra deride kızarıklık, kabarma ve deri içinin sıvıyla dolması ve kabuklanması evreleri var" dedi.
'SARS COV-2'DEN ÇOK FARKLI'
Maymun çiçeği vakalarında birdenbire yaşanan hızlı artış birçok kişide bu salgının da pandemiye dönüşeceği korkusu yarattı. Ancak uzmanlar maymun çiçeği virüsünün ikinci bir pandemi yaşatmayacağı konusunda hemfikir. Hastalığın belirli bir grup içerisinde yayılabileceğini, bu sebeple bazı ülkelerin karantina uyguladığını belirten Prof. Dr. Köksal, karantina kararını desteklediğini söyledi. ABD'de yapılan çalışmalara göre şu anda görülen maymun çiçeği virüsü vakaları ile 1950'lerde görülen vakalar arasında pek bir fark olmadığını, bu sebeple genetik yapılarında değişme yaşanmadığını ve mutasyona da kolay kolay uğramayacağını belirten Köksal, maymun çiçeği virüsünün Sars Cov-2'den çok farklı bir virüs olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ali Ağaçfidan ise maymun çiçeğinin solunum yoluyla da bulaşabileceğini, bu sebeple uygun koşulları bulursa yayılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Ağaçfidan, “Ancak şu var ki sonuçları koronavirüs gibi olmaz. Çünkü virüs bir zaman sonra kendi kendine geçiyor. Şu ana kadar mutasyona uğradığı hakkında bir veri yok. Koronavirüs virolojiyi alt üst etti. Birçok şeyi koronavirüsle öğrendik. Dolayısıyla bu virüs mutasyona uğrar mı uğramaz mı bilemiyoruz. Uzun zamandır bilinen bir virüs ama ben koronavirüs gibi olacağını düşünmüyorum" dedi. Maymun çiçeği virüsünden ölümler meydana gelebileceğinin altını çizen Ali Ağaçfidan, “Özellikle bağışıklığı baskılanmış kişiler, kanser hastaları, belli bir yaşın üstünde kronik hastalığı olan hastalar risk altında" ifadelerini kullandı. Virüsün solunum yoluyla geçtiğini, bu sebeple kalabalık bir ortamda yakın bir temas söz konusuysa virüsün bulaşabileceğini söyleyen Ağaçfidan, virüsün bulaşıcılığına şu örneklerle açıkladı:
"Tramvayları, metroları düşünün. İşe gidiş-geliş saatlerinde insanlar iç içe seyahat ediyorlar. Bu yakın temas da virüsün geçmesi için imkan tanır. Sürtünmeyle geçebilir, virüsü taşıyan birinin koluna değerseniz yine geçebilir. Taşıyıcı birinin şapkası, kıyafeti giyildiği zaman da geçer çünkü bu virüs oldukça dayanıklı. Mağazada deneğiniz bir kıyafetten bile geçmesi mümkün."
Prof. Dr. Ağaçfidan, çiçek aşısının maymun çiçeği virüsünde etkili olduğunu ve şu anda 50'li, 60'lı yaşlarda olanları antikorlarının virüsten koruyabileceğini söyledi. 3 yıl içinde çiçek aşısı olmuş bir kişinin maymun çiçeği virüsünden yüzde 85 korunabileceğini belirten Dr. Tutku Taşkınoğlu ise, "Temas sonrası aşılama da faydalı. Buna 'ring' (halka) aşılama stratejisi denir. Bir kişinin doğrulanmış bir teması varsa, hastalığı önlemek için sonraki dört gün içinde çiçek hastalığı aşısı yapılabilir. Aşı 4-14 gün arasında verilirse de semptomları azaltabilir ancak tamamen önleyemez" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. İftihar Köksal ise çiçek hastalığıyla maymun çiçeği virüsünün aynı aileden geldiklerini, bu sebeple çiçek aşısının koruma sağlayabileceğini ekledi. Prof. Dr. Köksal, virüsten korunmak için izolasyon, hijyen ve maske kurallarına dikkat edilmesi gerektiğine de vurgu yaptı.
'ÇİÇEK AŞISININ KÖKENİ TÜRKİYE'YE DAYANIYOR'
Dr. Tutku Taşkınoğlu olası bir durumda çiçek aşısı üretimi için Türkiye'nin yeterli donanıma sahip olduğunu altını çizerken, Prof. Dr. İftihar Köksal ise çiçek aşısının kökeninin Türkiye'ye dayandığını söyledi. Köksal, "Mevcut olan aşı da modifiye edilmiş Ankara Virüs Aşısı'dır. İsmi de tıp literatüründe böyle geçer. Her ülke kendi aşısını üretmeli. Elbette Türkiye aşı üretme konusunda yeterli alt yapıya sahip" diye konuştu.