08.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
MERT İNAN İstanbul - İstanbul Üniversitesi Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ahsen Yüksek, Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilajın birincil nedeninin küçük balık türlerinin tamamen ortadan kalkması olduğuna dikkat çekerek, “Marmara kıyıları özellikle son iki yıldır deniz analarının istilası altında. Besin zincirine ortak balık türleri yok olunca deniz anaları ortama hakim olmaya başlar. İki yıldır deniz anasına dikkat çekmeye çalışıyoruz ancak sesimizi duyan olmadı” dedi.
Ani ve şiddetli yağışlarda atık su tesislerinde kontrol sorunu yaşandığını ve atıkların olduğu gibi denize verilmek zorunda kalındığını belirten Doç. Dr. Yüksek, “Kocaeli Körfez içinde beş arıtma sistemi var. Körfez’de hiç müsilaj salyası oluşmadı. Bunun nedeni balıkçılığa yasak bölge olmasından kaynaklanıyor. Balıkçılığı iyi yönetemezseniz sistem iflas eder. Marmara’da besin piramidi bozuldu. Tarımda kullanılan kimyasallar, dereden, yağmur kanallarından Marmara’ya taşınıyor. Susurluk nehri en yoğun kirletici kaynaklar arasında. Planktonlar üzerinden beslenen hamsi, sardalya, çaça, istavrit, sardalyayı rahat bırakmadıktan sonra Marmara düzelmez. Gırgır teknelerinin Marmara Denizi’ne girmemesi gerek” ifadeleri kullandı.
Yapılar tetikliyor
İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. İzzet Öztürk ise müsilaja neden olan planktonların oluşmasında Karadeniz’den Marmara Denizi’ne akan suyun etkisine dikkat çekerek şu tespitleri sıraladı:
“Tuna, Dinyeper nehirlerinden Karadeniz’e boşalan atıklar, Boğaz’dan Marmara’ya taşınıyor. Söz konusu büyük nehirlerin taşıdıkları atık yükünün yüzde 70’i Boğaz’dan Marmara’ya boşalıyor. Marmara’yı kurtarmak istiyorsanız, Kırım-Sinop hattından Romanya kıyılarına kadar olan alanı da temiz tutmak zorundasınız. Son zamanda ortaya çıkan tabloda pandemi koşullarının da rolü olduğunu düşünüyorum. İşletim ve denetim anlamında aksaklıklar yaşandığını görüyoruz. Karadeniz’de Marmara’ya oranla daha çok plankton olsa da müsilaj sorunu yaşanmıyor. Karadeniz’deki planktonlar üst organizmalar tarafından tüketiliyor. Doğal denge korunduğu için müsilaj görülmüyor. Özellikle planktonla beslenen üst popülasyonun yok olmaya başlaması bu vahim tabloyu ortaya çıkartıyor. İstanbul’un Anadolu yakası kıyı bandında birçok yapı mevcut. Mendirek, dalgakıran ve benzeri yapılar su sirkilasyonunu engelliyor. Azot ve fosfor yoğun olunca özellikle Anadolu kıyıları müsilaj için havuz haline geliyor. Kıyı dolguları, mendirek, dalgakıran, yat limanları gibi eklemlenmiş yapılar planktonların büyümesi için ideal ortamı hazırlamış oluyor.”
‘Düzelme olabilir’
Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir de geçmişte yapılan yanlışlar var. Haliç ve Kurbağalıdere’nin balçığı Marmara’ya boşaltıldı. Bu iki bölgede çıkartılan balçık denizde ayrıca gübre işlevi gördü. Marmara kıyılarına akan dereler temiz değil. Durum ne kadar vahim olursa olsun düzelme olabilir. Marmara’nın üst tabakası 4-6 ay aralıklarla temizleniyor. Alt tabaka ise 12 aylık sürede kendi kendini yeniliyor. Marmara dinamik bir su geçiş alanı. Kirleticileri azaltırsak toparlanma çok kısa sürede gerçekleşir. Sanayi tesislerinin sıkı şekilde denetlenerek ön arıtma yapmaları sağlanmalı.”
Besin zinciri
Marmara Denizi besin zincirinin en altında besleyici tuzlarla ortaya çıkan fitoplanktonlar bulunuyor. Fitoplanktonların üzerinde ise mikroskobik denilen hayvansal planktonlar yer alıyor. Bu canlılar bitkisel planktonlarla besleniyorlar. Hayvansal planktonların bir üst zincirinde ise hamsi, sardalya, istavrit türü küçük balık türleri yer alırken, bu türlerin beslenme zincirinin bir halkasında fitoplanktonlar da yer alıyor. Küçük balık türlerinin üzerinde ise daha büyük balık tür ve deniz canlıları yer alırken, piramidin en tepesinde ise insan bulunuyor.
Temizlik seferberliği bugün başlıyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, müsilajdan kaynaklanan kirliliğin temizlenmesi için hazırlanan “Marmara Denizi Eylem Planı”nın uygulanması konusunda ilgili bakanlık, valilik ve belediyelere genelge gönderildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, Türkiye’nin en büyük deniz temizliği seferberliği “Marmara Hepimizin” sloganıyla yürütülecek. Seferberlik, Bakan Kurum, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının da katılımı ile İstanbul’da Caddebostan Sahili’nden bugün saat 14.00’te başlatılacak. Temizlik çalışmaları, İstanbul’da Pendik, Kocaeli’de Karamürsel, Bursa’da Mudanya, Balıkesir, Yalova, Çanakkale ve Tekirdağ’da da eş zamanlı yürütülecek. - ANKARA Milliyet
Okyanus canlıları tehdit altında!
Dünya’nın oksijeninin yaklaşık yüzde 80’ini üreten okyanuslar, küresel ısınma, iklim değişikliği, kirlilik ve aşırı avlanmanın etkileriyle kendi içindeki canlı yaşamını kaybetmeye başlarken, dünyanın oksijeni de tehdit altında.
Her yıl 8 Haziran’da kutlanan Dünya Okyanus Günü’nün bu yılki teması, okyanusların hayat verdiği dünya ve denizlerden geçimini sağlayanlara dikkat çekmek için “Okyanuslar: Yaşam ve Geçim” olarak belirlendi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Doğal Kaynakları Savunma Konseyi (NRDC) verilerine göre atmosferdeki karbondioksitin yüzde 92’sini okyanuslar, 3’te birini ise tek başına mercanlar absorbe ediyor. Mercanlar dünyada tüketilen proteinin yüzde 17’sinin de doğrudan kaynağını oluşturuyor. Okyanuslarda artan sıcaklık, oksijen üretip karbondioksiti absorbe eden deniz yosunu ve mercanların yok olmasına neden oluyor. Okyanuslar son yüz yılda 0,76 derece ısındı. Deniz memelisi ve köpek balıklarının üçte biri okyanuslarda değişen şartlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tehlikenin ortadan kalkması için 2030’a kadar okyanusların yüzde 30’unun koruma altına alınması gerekiyor.