GündemMağdur çocuğun beyin gelişimi de etkileniyor

Mağdur çocuğun beyin gelişimi de etkileniyor

13.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Cinsel istismara uğrayan çocuklarla çalışan Doç.Dr. Nusret Soylu, “Ağır ihmal mağduru çocuklar ile diğer çocukların beyin MR’larını karşılaştırdığımızda ihmal yaşayanların beyin hacminin daha küçük olduğunu gördük” diyor...

Mağdur çocuğun beyin gelişimi de etkileniyor

Mağdur çocuğun beyin gelişimi de etkileniyor
Çocuklara yönelik cinsel istismar suçu son yıllarda Türkiye’nin kanayan yarası haline gelmiş durumda. Uzmanlara göre istatistiklere yansıyan rakamlar buz dağının sadece görünen kısmı. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2016 yılı istatistiklerine göre, çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarında ciddi bir artış söz konusu. 2006 yılında istismar suçundan toplamda 3 bin 778 karar verilirken, 2016 yılında bu sayı 21 bin 189’a yükseldi. Çocuklara yönelik cinsel istismarın en fazla mahkumiyetle cezalandırıldığı yıl 2016 olurken, sanıkların yüzde 58.8’i mahkum oldu. UNICEF’in Türkiye’de gerçekleştirdiği çocuk istismarı ve aile içi şiddet araştırmasına göre, 7-18 yaş grubu çocuklarda cinsel istismar oranı yüzde 3. Mağdur çocukların yüzde 25’i ihmal, yüzde 43’ü fiziksel istismar, yüzde 51’i duygusal istismar kurbanı. Ensest faillerinin ise ancak binde biri deşifre edilebiliyor.

Haberin Devamı

‘Kızlara istismar 4 kat fazla’

Bugüne kadar ihmal ve istismara uğramış 1200 çocuğu inceleyen İstanbul Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Nusret Soylu da istismarın beyin yapısını nasıl etkilediğini anlattı:

“Ağır ihmale uğramış çocukların beyin gelişimi olumsuz etkileniyor. Ağır ihmal mağduru çocuklar ile diğer çocukların beyin MR’larını karşılaştırdığımızda ihmal yaşayanların beyin hacminin daha küçük olduğunu gördük. Ayrıca beyin ve böbrek üstü bezlerden salgılanan hormonlar fiziksel hasarların da oluşmasına yol açabiliyor. İstismar ve ihmal mağduru çocuklarda kalp hastalığı, otizm ve diyabet gibi fiziksel hastalık riskleri de görülebiliyor. Cinsel istismara maruz kalan çocuklar büyüdüğünde, evlenip, evlat sahibi olduğunda yaşadığı travma farklı şekillere bürünüyor. Mevcut çalışmalar travmanın nesilden nesile aktarıldığını gösteriyor. Geleceğe umutsuz bakma, kaygı, depresyon, üzüntü, stres bu çocukların yoğun yaşadığı başlıca sorunlar. Birçok olguda davranış bozuklukları ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Yüzde 80 tanıdık

“Çocuklara yönelik cinsel ihmal ve istismar mağduru kızların oranı, erkeklerden 3-4 kat daha fazla. İstismarcıların yüzde 70-80’i çocuğu tanıyan biri oluyor. Bu kişilerin de yaklaşık yüzde 10-15’i aile içinden biri. Hiç tanımadığı birinin istismarına maruz kalan çocukların oranı yüzde 20’yi geçmez. Birçok şehirde görev yaptım. Genelleme yapmak gerekirse, sosyoekonomik düzeyi daha düşük kesimlerde istismar vakalarının sayısı daha yüksek. Maaelesef dünyada cinsel istismarı tamamıyla önleyen, herhangi bir ülke ve toplum yok. Batıdaki istismar oranları da bizden düşük değil.

Yarıya yakını tekrarlayan vaka

“Çocuklar çoğu zaman istismara uğradığında bu durumu aileleri ile paylaşmaktan çekiniyor. Hal böyle olunca istismarcı suç işlemeye devam ediyor. Bugüne kadar baktığım olguların yarıya yakını tekrarlayan istismar mağdurlarıydı. Cezai yaptırımlar yetersiz.

İstismara uğrayan çocuklarla ilgili en büyük zorluk düzenli takip ve tedavi süreci. Çocuk başına bir şey geldiğinde yardım isteyeceği kişinin ailesi olduğunu bilmeli. Ebeveynlerin çocuklarıyla kurdukları ilişki çok önemli. Çocuklar, düştüğünde bile ‘niye dikkat etmiyorsun’ diyerek kızan aileye büyük travmalarını anlatmak istemez. Örneğin ‘Amcan öyle şey yapar mı? Öğretmenin sana bunu asla yapmaz’ gibi yorumlar yerine susup dinlemek en doğru yaklaşım. Çocuklar istismar konusunda yalan söylemez. Bazen de dolaylı anlatımlar olabilir. Çocuk ‘arkadaşımın başına böyle bir şey geldi’ diyerek konuşuyorsa ebeveynler uyanık olmalı. Tecavüz mağduru bir kız çocuğu ile terapi sürecimiz oldu. Mağdur çocuk, yeniden yaşantılama dediğimiz cümle ve sahneleri anlatıyordu. Mağdurun aklına gelen sahne ise tecavüz değil, babasının kendisine yönelik söylediği ‘bir daha ne pahasına olursa olsun buna izin vermeyeceksin’ tepkisiydi. Çocuk sürekli kendisini suçluyordu. Seanslarda babasının yarattığı travmayı geçirmek için uğraştım.”

Haberin Devamı

Çocuk istismarı neleri kapsar?

Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını; çocuğun sağlığını, fiziksel ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen ve bir yetişkin, toplum veya ülke tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar olarak tanımlarken, istismarı fiziksel, duygusal, cinsel ve ihmal olmak üzere 4 kategoriye ayırıyor. Bir çocuğa cinsel içerikli şeyler söylemek, çocuğun cinsel ilişkiye doğrudan şahit olması, çocuğa cinsel organ göstermek, el veya bir cisimle genital temas, rektal bölgelere veya vücudun diğer bölgelerine dokunma, vajinal veya rektal penetrasyon, tecavüz, pornografi, cinsel sömürü amaçlı kullanma, erken evlendirme de istismar suçunu kapsıyor.

Haberin Devamı

4 yılda yüzde 33 artış yaşandı

Acıbadem Suç ve Şiddeti Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Oğuz Polat’a göre, istismara uğrayan çocuk sayısında son 4 yıllık dönemde en az yüzde 33’lük artış söz konusu: “Türkiye’de yılda 0-11 yaş arası 2 bin 487 kız çocuğu ile aynı yaş grubundaki 1124 erkek çocuğun cinsel saldırı veya mağduriyet yaşamış. Çocuk İzlem Merkezleri’ne (ÇİM) Ocak 2011 ile Mayıs 2016 arası ülke genelinde 21 bin 68 olgu başvurmuş ve bu başvuruların yüzde 85’i kız çocukları.”

Haberin Devamı

Yüzde 85’i gizli kalıyor

Türkiye’nin çocuğa yönelik cinsel istismarda dünya sıralamasında üçüncü olduğunu öne süren Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (ÇİMDER) Başkanı Canan Arıtman ise istismar vakalarının yazde 85’nin gizli kaldığını belirterek, istatistiklere göre her 4 saatte bir çocuğun istismara uğradığını söylüyor. Her 4 kız çocuğundan biri ve her 6 erkek çocuğundan birinin cinsel mağdur olduğunu belirten Arıtman, istismara uğrayan çocukların yüzde 70’inin de 11 yaşından küçük olduğunu belirtiyor.

YARIN

En çok mağdur edilenler 8-12 yaş grubu çocuklar. Aileler ne yapmalı?