16.08.2016 - 21:48 | Son Güncellenme:
AA
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen ve eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu'nun da arasında bulunduğu tutuklu sanıklar, tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile TÜBİTAK tüzel kişiliğinin de arasında yer aldığı müdahillerin avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Cafer Aşık'ın dosyaya giren belgeleri okumasının ardından halen Yargıtay üyesi olan eski TİB Başkanı Fethi Şimşek ile eski BTK Başkanı Tayfun Acarer "tanık" olarak dinlendi.
Şimşek, beyanında, TİB'in kuruluşu olan 2005'ten 2012'ye kadar görev yaptığını belirtti.
Davayı basından öğrendiğini kaydeden Şimşek, başkanlık döneminde kurumla ilgili bazı iddiaların dile getirildiğini söyledi ve "Gerek Devlet Denetleme Kurulu üyeleri gerekse başsavcılık, bilirkişilerle gelerek incelemeler yaptılar" dedi.
Kurumdaki log kayıtlarının silinmesi konusunda bilgisi olmadığını ifade eden Şimşek, çalıştığı dönemdeki işlemlerin hakim kararıyla yapıldığını anlattı.
"TİB'de Fetullahçı yapılanma" konusunda bilgisi olup olmadığı sorulan Şimşek, bu konuda somut bilgisi olmadığını söyledi.
Şimşek, "Bütün personelin güvenlik soruşturmaları yapılmış, öyle alınmıştır. Bunlar söyleniyor, olabilir. Bizim, terör örgütü yapılanması noktasında bilgimiz yok. Yapılaşma olabilir. Zaman zaman bu konu gündeme geliyordu. Ama şahıs bazında, 'Şu, şu örgütün mensubuymuş, cemaat mensubuymuş' diye somutlaştıramam. Ama her kurumda olduğu gibi bizim kurumda da böyle bir yapılanma olduğu biliniyor" diye konuştu.
Şimşek, teknik takibe ilişkin bilgi verirken, "Güvenlik kurumlarıyla TİB ve operatörler arasında iletişim vardı. Kolluk vasıtasıyla adliyeden gelen kararlar, hukuk dairesi başkanlığının önüne düşer. Burada kanuna aykırılık görülmediği takdirde teknik tarafı yapılır" dedi.
Hiç kimsenin manuel olarak herhangi bir numarayı tanımlama yetkisi olmadığını anlatan Şimşek, mahkeme kararı olmadan yapılan dinlemelerin usulsüz olduğunu belirtti.
Görevi döneminde Yargıtayda bir numaranın dinlenmesine ilişkin karar olduğunu ifade eden Şimşek, "Ama, santral eski olduğu için, santralden bir nokta seçip dinlemek mümkün değildi. Bununla birlikte hakim kararının olduğunu biliyorum" diye konuştu.
Şimşek, bir sanık avukatının, "Yasama dokunulmazlığı olan biri dinlenebilir mi?" sorusuna "Bunu değerlendirecek olanlar mahkemelerdir. Kastedilen dinlemenin adli olması çok zor. Çünkü, yasama dokunulmazlığı olan kişilerin dinlenebilmesi için elde bir soruşturma dosyası olması lazım. Ama istihbari dinlemede numara, isim ya da katalog suç belirtilmeden de dinleme yapmak mümkün" yanıtını verdi.
Eski BTK Başkanı Tayfun Acarer de TİB'deki işleyişle ilgili detaylı bilgisi olmadığını, TİB'e giden evrakın BTK'dan geçmediğini bildirdi.
"Tutuksuz sanıklar da tutuklansın"
Bazı sanıklar ve avukatları, dosyaya önceki celse ulaşan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini anlattı.
Sanık avukatlarından Mengü Gökçe, bilirkişilerden birinin, soruşturma sırasında da savcılık için rapor verdiğini ifade ederek, tarafsız olamayacağını savundu. "Bilirkişinin reddini" isteyen Gökçe, yeniden bilirkişi raporu alınmasını istedi.
Sanıklardan Barış Yaslan, hakkında, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından yakalama kararı çıkarıldığını belirterek, "FETÖ ile hiçbir ilgim yok. Bu örgütün okul, yurt, gazete ve bankasıyla ilgim olmadı. 15 Temmuz'u lanetliyorum. Kaçma şüphem yok. Duruşmaya kendim geldim. Yakalama kararının kaldırılmasını istiyorum" diye konuştu.
Hakkında yakalama kararı çıkarılan sanıklardan Adil Biçer de kararın ardından evde polisin gelmesini beklediğini söyledi. Duruşmaya kendisinin geldiğini kaydeden Biçer, beyin zarının yırtıldığını, sağlık sorunları olduğunu anlattı ve kararın kaldırılmasını istedi.
Sanıklardan eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu, bilirkişi raporunda çelişkili ve eksik bölümler bulunduğunu iddia etti. Dijital delillere ilişkin itirazlarını da dile getiren Elieyioğlu, bunların delil olarak kabul edilip edilmeyeceğinin netleşmesi gerektiğini ileri sürdü.
Elieyioğlu, "TİB'de kriptolu telefon dinlemeye ilişkin alt yapı yoktur. Dolayısıyla kriptolu telefonun TİB'de ve TÜBİTAK'da dinlendiği iddiası da dayanaksızdır. Bu husus, tarafsız bilirkişilerden oluşan bir heyetin hazırlayacağı raporla teyit edilebilir." görüşünü savundu.
Soyut bir iddiayla tutuklu kalmasının haksızlık, hukuksuzluk olduğunu öne süren Elieyioğlu, kaçma şüphesinin bulunmadığını savunarak, tahliyesini ve beraatını istedi.
Eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen de TİB'de suçlamanın yapıldığı tarih ve o tarihe kadar kurumda kendi konumunda çalışanların isimlerinin iddianamede yer almadığını ileri sürdü.
Bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu, tarafsız hazırlanmadığını savunan Şen, TİB'de kriptolu telefon dinlemesi yapılamayacağını iddia etti.
Şen, yeterliliği olan yetkin bir heyetin oluşturulmasını ve yeniden rapor hazırlanmasını istedi. Suçun, suçluların, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istediğini dile getiren Şen, bilirkişi raporunda belirtilen bazı hususlara ilişkin mahkemeden bir dizi talepte bulundu.
Tutuklu diğer sanıklar ve avukatları da tahliye talebinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bir kısım katılan vekilleri Burhanettin Sevencan ile Muammer Cemaloğlu, celse arasında, TİB'den gelen cevaplar, dosyaya sunulan TİB personeli sanıklarla ilgili idari soruşturma dosyalarında ulaşılan bulgular ve TÜBİTAK tarafından sunulan kriptolu telefonlarla ilgili raporun dava konusu eylemlerin FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında işlendiğini teyit eder nitelikte olduğunu belirttiler.
Avukatlar, 15 Temmuz'da FETÖ/PDY terör örgütü tarafından gerçekleştirilen silahlı darbe girişiminin ardından örgüt mensuplarının kaçtıklarına ilişkin kamuoyuna yansıyan haberler ve bu konuda ciddi şüphe oluşması ve örgüt ile ilgili değişen mevcut delil durumu nedeniyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, tutuksuz sanıkların tutuklanmalarını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı, tutuksuz sanıklardan Barış Yaslan, Adil Biçer ve Ali Osman Tekin'in tutuklanmasını ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararında tutuklu sanıkların tahliye kararını reddetti.
Tutuksuz sanıklardan eski TİB Teknik İşletme Daire Başkanı Yaslan ve eski TİB Hukuk İşleri Daire Başkan Vekili Biçer'in "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan tutuklanmalarına karar verildi.
İddianame
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da aralarında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, TİB ve TÜBİTAK'ta görev yapan 28 kişi hakkındaki davada, sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek veya erişilmez kılmak" suçlamaları yöneltiliyor.
Soruşturma, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmüş, ardından fezleke ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
İddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bazı eski bakanlar ve bürokratların dinlendiği ifade ediliyor.