13.04.2023 - 11:02 | Son Güncellenme:
Salih BÜYÜKSAMANCI/DHA
Yedi yıllık evli Fatmanur-Seyfullah Dağlı çiftinin 2 çocuğundan; 7 ay 4 günlük doğan ilk oğulları Yusuf Eymen, 15 gün sonra beyin kanaması geçirdi. 4,5 ay boyunca kuvözde kalan Yusuf Eymen'e serebral palsi ve epilepsi tanısı konuldu. Dağlı çiftinin yıllardır Türkiye'de sürdükleri tedavilerinin ardından Eymen, geçen eylül ayında Hindistan'da özel bir hastanede kök hücre nakli ameliyatı olduktan sonra 'Anne' demeye başladı.
Oğlunun tedavisi kapsamında Hindistan'a 3 kez daha gitmesi gerektiğini ve bunun pahalı bir ameliyat olduğunu anlatan Seyfullah Dağlı, şu an ameliyat masrafını karşılayacak durumlarının olmadığını söyledi. Eymen'in doğduktan sonra 4,5 ay kuvözde yaşadığını hatırlatan Dağlı, ''Yusuf Eymen'in kuvöz sürecinde doktorlar hiçbir umut vermiyordu. 4 ay boyunca hep ölür deniliyordu. Şükür Rabb'ime, bize onu bağışladı. Kuvöz sürecinden sonraki Yusuf Eymen'le bizim hikayemiz, esasında fizik tedaviyle başladı. Devamında bir aile olarak her zaman sürekli mücadele içerisinde olduk. Gerek fizik tedavi, gerek robotik aletleriyle destek olmaya çalıştık. Şu anki Yusuf Eymen'in 4,5 senedir geldiğimiz süreçte, çok şükür hamdolsun ki genel durumu çok iyi. Şu an da bedensel olarak bir sıkıntısı var. İnşallah bu da Hindistan'daki iletişime geçip başlattığımız kök hücre süreciyle, önümüzdeki günlerde sağlığına kavuşacak. İlk seansını şu an da aldık. Tabi ki yüklü bir maliyet söz konusu. Bunu şu anda biz aile olarak karşılayamıyoruz" dedi.
'ANNE DEMESİ DÜNYAYA BEDEL'
Fatmanur Dağlı da oğlunun Hindistan'daki tedavisinin ardından yaşadıklarını şöyle anlattı: ''Doktorlara göre hiç beklemediğimiz bir andı. Kesinlikle 'anne', 'baba' diyemez, yürüyemez, konuşamazdı. İlk 'Anne' dediğinde çok mutlu oldum. Sanki böyle tüm dünyaya bedel oldu. Yusuf Eymen'in en ufak bir hareketi bile bizim için çok büyük bir nimet. Bir hareketini yapabilmesi için aylarca uğraşıyoruz. Kolay olmuyor, ama evlat yapabileceğimiz hiçbir şey yok, çabalıyoruz. Bizim elimizden geleni bir anne baba olarak yapmaya çalışıyoruz. 4,5 senedir yaptık da. Amacımız Eymen'in daha iyi konuma gelmesi. Hayalim Yusuf Emine'nin yürüyüp, koşması. Mesela canı bir şey istediğinde, 'Anne ben şunu istiyorum. Bana bunu alır mısın? Anne benim canım yemek istiyor' demesini çok istiyorum.''
'YÜKÜMÜZ ÇOK AĞIR'
Dağlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim yükümüz çok ağır. 4,5 yıldır biz hiç kimseden ne bir yardım istedik, ne bir 5 kuruş aldık. Kendi başımıza mücadele ettik. Ama bize bu Hindistan süreci çok ağır geldi. Üstesinden gelmesi çok zor oldu. O yüzden maddi manevi destek bekliyoruz. Hindistan sürecinin karşılığını alıyoruz. Mesela Yusuf Eymen, tadımlık yiyordu. Mesela, yoğurdu bir çay kaşığı yiyebiliyordu. İkinci kaşığı verdiğimizde kusuyordu. Hindistan'dan geldikten sonra çorbayı da yoğurdu da rahatlıkla yemeye başladı. Hani artık bir öğün olarak yiyebiliyor. Oturabilme süresi 1 dakikanın altındayken 7-10 dakika arasında uzadı. Elinden tutup kaldırdığınız zaman daha dik ve dirençli kalkmaya başladı. Bunlar hep Hindistan'dan geldikten sonra olan şeyler. O yüzden biz pes etmek istemiyoruz. 2'nci seansa da gidip hani çocuğumuzun o tedaviyi tamamlayıp, önümüzü görmek istiyoruz.''