12.07.2024 - 10:55 | Son Güncellenme:
Mikail BIYIKLI- Ömer HASAR / İSTANBUL (DHA)
Kadıköy'de 4 Ocak 2001 tarihinde 12 yaşındaki Hande Çinkitaş, evinde, başına çekiçle vurulup boğazı kesik halde öldürülmüş olarak bulundu. Anne Handan Yılmazer, eski eşinin evinde kızının ölü bulunmasının ardından hukuk mücadelesi başlattı. Uzun yıllar süren dava sürecinde baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş bir ceza almadı. Olaydan tam 19 yıl sonra yani 2020 yılında Adli Tıp Kurumu (ATK) mahkemeye bir rapor gönderdi. Raporda 19 yıl sonra bıçak üzerinde yapılan DNA incelemesinde bıçağın keskin ucunda Nezih Çinkitaş'ın yoğun olarak DNA profili tespit edildi. Bunun üzerine 19 yıl sonra Hande Çikintaş'ın öz babası Nezih Çikintaş ve üvey annesi Şehnaz Çinkitaş hakkında, 'Canavarca hisle eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme' suçundan iddianame düzenlendi. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sonucunda sanıklar Şehnaz ve Nezih Çinkitaş'a beraat kararı verdi.
ANNE YEREL MAHKEMENİN BERAAT KARARINI ÜST MAHKEMEYE TAŞIDI
Anne Handan Yılmazer beraat kararına itiraz ederek avukatı Hasan Kocabey aracılığıyla İstinaf mahkemesine başvurdu. İstinaf mahkemesi duruşmalı olarak dosyayı tekrar ele aldı. Geçtiğimiz günlerde ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararı açıkladı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINDA İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULANARAK MÜEBBET HAPSE ÇEVİRİLDİ
Mahkeme Nezih Çinkitaş hakkında verilen beraat kararını bozarak 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın duruşmadaki iyi hali ve cezanın yaşamı üzerindeki etkisini göz önüne alarak cezasında indirim uygulayarak müebbet hapis cezasına hükmetti.
MAHKEME KIZINI ÖLDÜREN BABAYA MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİP TUTUKLAMADI
Bölge adliye mahkemesi delillerin toplanmış olması, cezanın süresi ve mahkumiyet kararının içeriğini değerlendirerek sanık Nezih Çinkitaş tutuklama kararı yerine yurt dışı çıkış yasağı ile İstanbul il sınırını terk etmeme şeklinde adli kontrol kararı verdi. İstinaf yerel mahkemenin sanık Şehnaz Çinkitaş hakkında verdiği beraat kararına karşı itirazı ise reddederek beraat kararını uygun buldu.
"MÜEBBET VERİLİYOR AMA TUTUKLANMIYOR BÖYLE ADALET Mİ OLUR? KATİLLER DIŞARIDA GEZİYOR"
Kızının ölüm haberini polis ekiplerinden aldığını anlatan Handan Yılmazer, "Polis 'kızınızı kaybettiniz' dediği zaman ben kendimi kaybetmişim. Gözümü açtığımda kardeşimin evinde buldum kendimi. Sonrasında dava açtım. Mahkemeleri görüldü. Kendilerine 19-20 yıl sonra DNA sonucunda tutuklama kararı alındı. Üç ay içeride yattılar. Üç ay ev hapsi şeklinde toplam 6 ay hapis yattılar. Daha sonra hakim beraat kararı verince biz avukatımla İstinaf mahkemesine başvurduk. Kızımın öldürüldüğünü öğrendiğimde polisler söylenirdi. Acaba babası mı öldürdü? Asla konduramadım çünkü kızım babasını çok seviyordu. Daha sonra kendimi toparlamaya başladığımda psikolojik olarak normale döndüğümde neden olmasın dedim. Her şey olabilir dedim. Çünkü mahkemelerde onun uygunsuz tuhaf şeylerini duyduktan sonra midem bulandı. Neye karar vereceğimi şaşırdım. Şüphem git gide arttı. Hangi ruh haliyle yaptığını onu da bilmiyorum. Ruh yok zaten. Ruh olanlar yapmaz bunu. Tutuklandığında bir nebze sevinir gibi oldum. Adalet yerini buluyor diye düşündüm. Daha sonra beraat ettirilince neye uğradığımı şaşırdım. Kime güveneceğimizi şaşırdım. Ben böyle bir adalet görmedim. Serbest bırakıldılar. Ben adalet istiyorum. Yüreği yanmış bir anne olarak adalet istiyorum. İnanın, dünkü duruşmadan sonra üstümden kamyon geçti resmen neye uğradığımı şaşırdım. Müebbet veriliyor ama tutuklanmıyor. Sebebi ne biri çıksın bana bunun açıklamasını yapsın. Böyle adalet mi olur? Katiller dışarıda geziyor. Ceza alınca tabii ki bir nebze sevindim mutlu oldum. Tutuksuz olduğunu duyunca üzüldüm. Ben adalet istiyorum. Kızımın kanı yerde kalmasın. Ömrüm, nefesim yettiği sürece haklarım neyse sonuna kadar arayacağım" dedi.
"AYNI EVDE YAŞARKEN HUNHARCA KATLEDİLDİ"
Kararın kamu vicdanını rahatsız ettiğini belirtken Yılmazer'in avukatı Hasan Kocabey ise, "4 Ocak 2001 tarihinde öz baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş'la birlikte aynı evde yaşarken hunharca katledildi. Yani olay tarihinden itibaren kanaatimizce olay yerinin bu sanıklar tarafından kurgulanması, şekillenmesi ve yeniden düzenlenmesi nedeniyle 19 yıl boyunca soruşturma devam etti. 2020 yılında Adli Tıp Kurumundan gelen olay yerinde bulunan bir bıçak üzerinde o bıçağın keskin kenarında majör yoğunlukta baba Nezih Çinkitaş'ın DNA örneğine rastlanana kadar. 19 sene sonra baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş tutuklandı. Yaklaşık üç ay bir tutukluluk süreci geçirdiler. 3 ayda ev hapsiyle bu tedbir devam etti. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği beraat kararı verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'ne dosyamız gitti. Duruşmalı olarak dosyanın yürütülmesini talep etmiştik. Ve duruşmalı olarak dosya yürüdü. En son istinaf dilekçelerini dikkate alarak dün bir karar verdi" ifadelerini kullandı.
"KIZINI CANAVARCA HİSLE BABASI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BİR DOSYADA BABASINA MAHKEME İYİ HAL İNDİRİMİ VERMEMELİ"
Avukat Kocabey, "Her ne kadar dosyada Şehnaz Çinkitaş da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılansa da bir beraat kararı verildi. Baba Nezih Cinkitaş'a 'Alt soya karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Biz bu kararın yani ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin verilen kararla tedbir kararının birbiriyle örtüşmediğini, bir insana ömür boyu hapis cezası verirseniz onun karşılığında bu adamın mahkemeden hemen çıkıp cezaevine gitmesi gerektiği kanaatindeyiz. Babaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bu karar duruşmadaki iyi hal, tutum ve davranışları lehine değerlendirilerek müebbet hapis cezasına çevrildi. Yani 12 yaşındaki bir kızın canavarca hisle babası tarafından öldürüldüğü bir dosyada babasına mahkeme takdiri iyi hal indirimi vermemeli diye düşünüyorum. Bu noktada mahkeme kararının hatalı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.