05.03.2020 - 09:34 | Son Güncellenme:
Bornova ilçesi İnönü Mahallesi Şehit Mustafa Caddesi'nde, 18 Aralık 2017 tarihinde meydana gelen olayda, özel bir üniversitenin Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'nde okuyan Günhan Öztürk ile Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Zülal Tütüncü, bir barda eğlendikten sonra, Öztürk'ün evine gitti. Ancak Günhan Öztürk, babasına ait kılıcı, uyuyan Zülal Tütüncü'nün boynu ile omzuna sapladı. Genç kız olay yerinde yaşamını yitirirken, Öztürk polisi arayarak teslim oldu.
İfadesinde suçunu itiraf eden ancak tartışma ile cinayetin nedeniyle ilgili konuşmayan Öztürk, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Tutuklu sanık Öztürk hakkında 'kasten adam öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, savcı, ikili arasında yaşanan tartışma ile cinayet nedeninin tespit edilmediğini bildirerek sanığın, 'ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefet' ve 'kasten adam öldürme' suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, sanık avukatına savunma için süre vererek, duruşmayı erteledi.
AİLE TEPKİ GÖSTERDİ
Genç kızın ailesi, davada artık karar verilmesi gerektiğini savunarak, duruşmanın ertelenmesine tepki gösterdi. Kızının canavarca hisle öldürüldüğünü bu nedenle sanığa ömür boyu hapis cezası verilmesi gerektiğini söyleyen baba İsmail Tütüncü, "Davanın çoktan bitmiş olması gerekiyor. Savcının mütalaasını anlamlı bulmadık. Benim kızım 1.50 boyundaydı. Bu cani en az 1.80-1.85 boylarında. İstese de kendisini savunamazdı. Uyku halinde öldürdüğü halde hala sebebini arıyorlar. Sebebi canilik, başka sebebi yok. Cani bu adam, o yüzden kızımızı öldürdü. Buna ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi gerekiyor. Alt kattan kılıcı alıyor, hatta bazanın altından alıyor kılıcı. Kapının eşiğine koyup uyumasını bekliyor. Ondan sonra öldürüyor" dedi.
'EN BÜYÜK SÖZ HAKKI BİZİMDİ'
Kızının doğum gününde hayatını kaybettiğini belirten anne Bedriye Tütüncü de "Kaç kişiyi daha öldürmesi gerekiyor? Hiçbir neden olmadan, hiç bir suçu olmayan bir kız çocuğunu, 21 yaşında, hem de doğum gününde katleden bir insandan her şey beklenir. Bu davanın peşindeyiz ve ağırlaştırılmış müebbet cezası alana kadar arkasındayız. Ben tepki göstermek istediğim zaman beni hep susturdular, hakime karşı çıkma dışarı atılırsın dediler. Söz hakkı vermediler ama en büyük söz hakkı bizimdi. Biz anne-babayız. O çocuğu doğuran, büyüten, bu zamana kadar getiren biziz. Bizim hiç mi söz hakkımız yok?" diye konuştu.
'SADECE ZÜLAL'İ DEĞİL, BİZİ DE ÖLDÜRDÜ'
Zülal'in gezmeyi çok sevdiğini söyleyen anne Tütüncü, şunları kaydetti:
"Kızımın çok büyük hayalleri vardı. En büyük hayali dünyayı gezmekti, hatta odasında dünya haritası var. Gezmek istediği yerler işaretli orada. En büyük hayaliydi. Çok özgüvenli bir çocuktu. Çok neşeli bir çocuktu. Herkese karşı, büyüklerine karşı çok iyi niyetliydi. Herkese karşı sevgi dolu çocuktu. Girdiği ortamda maskot olan bir çocuktu. Küçüklüğünden beri hangi ortama girersek girelim maskot olan bir çocuktu, çok neşeliydi. Çok özlüyorum. Zülal bizim tek evladımızdı. Biz ona kavuşabilmek için uzun tedaviler gördük. Ben defalarca ameliyat masalarına yattım. İsviçre'de tedavi gördük. Zülal İsviçre doğumlu. Sadece Zülal'i değil bizim bütün geleceğimizi öldürdü. Beni öldürdü, babasını öldürdü, sevenlerini öldürdü. Tek evladımızı aldı elimizden. Anne-baba olma hakkımızı da elimizden aldı."