03.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
ÇİĞDEM YILMAZ- Türkiye’de kadına yönelik şiddet bitmek bilmiyor. Geride bıraktığımız 2022 yılında en az 381 kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun tuttuğu 14 yıllık kadın cinayetleri istatistiğine göre ise; 2008 ile 2022 yılları arasında 4 bin 86 kadın katledildi.
Cinayetlerin kanıksandığını belirten kadın hakları savunucuları, yasaların etkin uygulanmamasının erkeleri cesaretlendirdiğini söylüyor.
‘Her gün bir kadın’
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun tuttuğu kadın cinayetleri istatistiği, kadın cinayetlerindeki iç karartan tablonun değişmediğini gözler önüne serdi. Son bir yılda 381 kadın, erkekler tarafından katledildi. Her geçen gün artan kadın cinayetlerini kadın hareketi temsilcileri Milliyet’e değerlendirdi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü, “Yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’nden bu yana ayın her günü en az bir kadın öldürülüyor. Eskiden günlere, haftalara yayılan kadın katliamları son dönemlerde mekanizmaların iyi işlememesi, şiddet karşısında önlem alınmaması ile arttı. Bunun yanı sıra, şiddeti uygulayan fail, yaptığı şiddetle ilgili ceza almadığı müddetçe kadın cinayetleri artıyor. Önlem alınmadıkça cinayetler azalmaz.
Bu şiddetin ve cinayetlerin önüne geçilmesi için, yasaların etkin uygulanması, kadın bakanlığının oluşması, kadın politikalarının hayata geçmesi ve yine TCK’ya bir şiddet tanımının konulması gerekiyor. Bu yıl 381 kadın devlet korumasından yararlanmadı ve kadınlar artık bir yakını, eşi ya da sevgilisi dışındaki erkekler tarafından da katlediliyor” dedi.
‘Cinayetler kanıksandı’
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu ise Türkiye’de kadın cinayetlerinin kanıksanmış durumda olduğuna belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’de cinsiyetçi söylemler o kadar fazla ki, bu da cinayetleri körüklüyor. Toplumdaki kadını hedef alan bu söylemler, kadına karşı şiddeti ve kadın cinayetlerini normalleştirmeye başladı. Yasaların etkin uygulanmaması da failleri cesaretlendiriyor. Bizler ilk günden beri diyoruz ki, ‘Kadın cinayetlerinde indirim uygulamayan ve faile en ağır cezayı verin.’ Kadın cinayeti işleyen failin, ‘Ben bir kadını öldürdüğümde ömür boyu oradan çıkamayacağım’, bunu bilmesi gerekiyor. Cezalar ancak böyle caydırıcı olabilir, aksi takdirde failler hesaplamalarını yapıyor ve ne kadar yatıp çıkacağını çok iyi biliyorlar ve savunmalarını da bu şekilde yapıyorlar. Bir de infaz sistemi var. Tamam, ağır bir ceza alıyor ama infaz sistemi nedeniyle o cezanın bir bölümünü yatıyor. Bunun yanı sıra açık ve gizli aflar var. Pandemide insanlar hâlâ elini kolunu sallayıp dışarıda geziyor, pandemide afla serbest kaldıklarında kadın cinayeti işleyenler de oldu. Altınız çizerek diyoruz ki, ne olursa olsun kadın cinayetlerinde kesinlikle af olmamalı.”
‘Toplumsal cinsiyet eşitsizliği’
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü Avukat Birsen Baş Topaloğlu şu görüşleri aktardı:
“Şu an için geldiğimiz konumda kadın artık ‘öldürülebilir’ olarak algılanmakta, kadınlar hiç tanımadıkları erkekler tarafından da şiddete uğramakta veya cinsel suç işleyebilmek için öldürülmektedir. Tüm bunların temel nedeni aslında var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Yasal mevzuatta sağlanan eşitlik fiili olarak toplumda gerçekleştirilememiş, kadın toplumda erkeğe göre ikincil konumdan kurtulamamıştır. Kadını toplumda ekonomik, eğitim ve sosyal olarak güçlendirmeden, eşit konuma getirmeden şiddeti önlemek mümkün değil. Devletin bu cinayetleri önleyecek etkin politikalar ortaya koyması gerekir. Bu politikaların sadece eylem planlarına yazılmış olması yetmez. Eylem planlarının samimi ve etkin olarak uygulanması da şarttır.
Kadın cinayetlerinin aslında münferit olmadığı çoğunda önceden var olan bir şiddetin uzantısı olduğu gözetildiğinde, yine 6284 sayılı yasa uyarınca olaya uygun verilecek ve uygulanacak tedbir kararlarının cinayetleri önlemede etkili olacağı da bir gerçektir. Olaya uygun tedbir kararlarının verilmemesi, verilen tedbir kararlarının uygulanmaması, aykırılıkların cezalandırılmaması da kadın cinayetlerini arttırdığı görülmektedir. 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması gerekir. Bir de cezaların caydırıcı olmadığı gerçeği var. Halen soyut bahanelerle yapılan indirimler ve yüksek ceza verilse dahi infaz hukukunun bugünkü uygulamaları nedeniyle cezaların infazının tam olarak gerçekleştirilememesi cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırmaktadır. Ceza infaz yasasında biran önce gerekli düzenlemelerin ve değişikliklerin yapılması gerekir.”