GündemKapısı mühürlü depoda saklanıyordu! Zengin miras ortaya çıktı

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu! Zengin miras ortaya çıktı

31.12.2024 - 15:20 | Son Güncellenme:

Tıp literatürüne katkı sağlayan el yazması eserler, tıp alanında kullanılan aletler ile dönemin önde gelen hekimlerinin resim ve büstlerine kadar birçok eserin yer aldığı Türk tıp tarihine ışık tutan koleksiyon, İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından yürütülen restorasyon çalışmalarıyla yeniden hayat buluyor.

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

Osmanlı Devleti'nde 1827'de kurulan ilk tıp fakültesi Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin devamı olan İstanbul Tıp Fakültesi bünyesindeki Tıp Tarihi Koleksiyonu, Prof. Dr. Süheyl Ünver'in çabalarıyla fakülte kütüphanesindeki yazma eserler, Arapça eski matbu tıp kitapları ile kimi resimlerin devredilmesiyle 1933'te oluşturulmaya başlandı. Koleksiyon, 1967'de Prof. Dr. Bedi Şahsuvaroğlu'nun kattığı değerli eserlerle daha da zenginleşti.

Haberin Devamı

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

Üniversitenin Beyazıt Kampüsü'ndeki Rektörlük binasının giriş katında toplanıp müze haline getirilen koleksiyon, 1983'te Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı ile Fatih'teki Abdüllatif Paşa Konağı'na taşındı. Koleksiyondaki eserler, 2011'de buranın başka bir bölüme verilmesinden sonra bugüne kadar depoda mühürlü kapıların ardında özenle muhafaza edildi.

İstanbul Üniversitesi, 1000'i aşkın eser ve objeden oluşan koleksiyonu bilimsel konsept ve güncel müze anlayışıyla bilim ve eğitim dünyası ile ilgililerinin yararına sunmak amacıyla yaklaşık 6 ay önce restorasyon çalışmalarına başladı.

İÜ Edebiyat Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından titizlikle yürütülen çalışmayla Türk tıp tarihine ışık tutan tarihi değerlerin gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.

Haberin Devamı

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

 İLK RÖNTGEN TÜPÜNDEN EKG CİHAZINA YÜZLERCE TIBBİ CİHAZ

Ortaya çıkış yılları 15. yüzyıla kadar dayanan eserlerin bulunduğu koleksiyon, tıp literatürüne katkı sağlayan el yazması ve nadir eserler, Osmanlı ve Cumhuriyet'in ilk dönemine ait tıbbi cihazlar, cerrahi aletler, mikroskoplar ile tablo portre, tarihi fotoğraflar, minyatürler, gravürler, plaketler ve madalyalardan oluşuyor.

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

Dünyada sadece üç nüshası olan 15. yüzyılda yazılan Şerafettin Sabuncuoğlu'na ait "Cerahiyetül Haniye" eseri, ilk röntgen çekiminde kullanılan crooks tüpü, ilk EKG cihazı, 2. Abdülhamid'n kuşpalazından ölen küçük kızı Hatice Sultan anısına yaptırdığı porselen ilaç kapları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün son döneminde tedavisinde kullanılan bazı aletlerin de yer aldığı koleksiyon, Türk tıp tarihinin zengin mirasını gözler önüne seriyor.

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

Ayrıca koleksiyonda, Sigmund Freud, Louis Pasteur ve Rudolf Virchow'un dönemin Türk hekimleri için kaleme aldıkları orijinal el yazısı mektupların yanı sıra ilaç yapımında kullanılan mermer havanlar, sterilizasyon aletleri ve etüvler, bitkisel drog örnekleri ile nazarlıklar, kan taşları ve şifa tasları gibi folklorik tıp objeleri de bulunuyor.

Tıp ve bilim tarihi ile sosyal tarih ve sanat tarihi açısından değer taşıyan, aynı zamanda Türk tıp tarihine dair bilimsel araştırmalar için eşsiz bir kaynak sunan koleksiyonun, restorasyon çalışmalarının ardından sergilenmesi planlanıyor.

Haberin Devamı

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

"İÜ'NÜN YILLARA DAYANAN BİRİKİMİNİ DE SERGİLEMİŞ OLACAĞIZ"

İÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, AA muhabirine, Tıp Tarihi ve Tıbbi Etik Anabilim Dalı'nın bünyesinde barındırdığı koleksiyonun, üniversitenin geçmişini geleceğe bağlayan bir birikim olduğunu söyledi.

Koleksiyonun içinde 15. yüzyıla kadar giden eserlerin olduğunu, meşhur Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin açılmasıyla 19. yüzyıldan itibaren de muhtevasının zenginleştiğini belirten Zülfikar, yazma eserlerden o günkü teknolojiyle üretilmiş ürünlere, metal eşyalara, tablolara kadara bu alanı zenginleştiren pek çok eserin koleksiyonda bulunduğunu aktardı.

Prof. Dr. Zülfikar, restorasyon çalışmalarına değinerek, şunları kaydetti:

"Bunları günümüze kazandırmak kolay değil. O günden bugüne gelen eskimeleri restore etmek, hazırlamak, oradaki dizaynıyla biçimlenmesiyle tekrar yaşatabilmek, sunabilmek. Arzumuz bunları tekrar orijinal halini koruyarak hem üniversitemizin hem ülkemizin konuyla ilgili araştırıcılarına ve ilgilenecek olan ziyaretçilerine sunabilmek. Yaklaşık 6 ayımızı tamamladık. İçinde hem tabloların düzenlenmesi hem metal eşyaların toparlanması ve bu birikimin güncellenmesi anlamında uzun bir zaman ihtiyaç var, hala sürdürüyoruz. Sergilediğimiz zaman, İÜ'nün yıllara dayanan birikimini de sergilemiş olacağız. Bununla da bu tarihi mekan bir kere daha şenlenmiş olacak."

TÜRK TIBBININ YILDIZ İSİMLERİNİN KÜTÜPHANELERİ, ŞAHSİ EŞYALARI VE TIP NOTLAR KOLEKSİYONDA

Haberin Devamı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arın Namal, Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü'nü kuran Prof. Dr. Süheyl Ünver'in gittiği yurt dışı seyahatlerdeki üniversite ziyaretlerinde, gördüğü tıp tarihi enstitülerinin bünyelerinde müzeleri olmasından etkilenerek tıp tarihine ilişkin objeleri toplamaya başladığını ve Rektörlük binasında bir odada kurduğu müzede eserleri sergilediğini anlattı.

1967'de kürsünün başına geçen Prof. Dr. Bedi Şehsuvaroğlu'nun müzeyi yaşatmaya ve zenginleştirmeye devam ettiğini dile getiren Namal, "Türk tıbbının yıldız isimleri Akil Muhtar Özden, Neşet Ömer İrdelp, Tevfik Salim Sağlam Paşa kütüphaneleri, şahsi eşyaları, tuttukları çok kıymetli tıp notları, pek çok yazma eser, matbu eser koleksiyonumuz içinde. Yıldız Çini Fabrikası'nda Hamidiye Etfal Hastanesi için imal edilmiş porselen ilaç kaplarımız var. Aynı zamanda bir ressam olan, mütareke yıllarının tıp dekanı Akil Muhtar Özden hocamızın çok sayıda tablosu, tıbbı çizimleri var. Ünlü Türk ressamı Feyhaman Duran'ın tabloları mevcut. Saymakla kolaylıkla bitiremiyorum, çok sayıda tarihi objeye sahibiz." diye konuştu.

Haberin Devamı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan İlkılıç, tarihi bir takım objelerin kültürel hafızayı oluşturduğunu belirterek, "Koleksiyonumuz içerisinde ilk defa kullanılan röntgen tüpü, ilk EKG cihazı var. Buna benzer tıp tarihimizde ilk kez kullandığımız objelerin olması hasebiyle, hem tıp öğrencilerimiz hem hekim meslektaşlarımızın hem kültürel hem de mesleki hafızalarını sağlama noktasında bir fayda sağlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.

İlkılıç, envanter çalışması kapsamında koleksiyondaki eserlerin fotoğraflarının dijitale aktarıldığını, gelecek dönemde sanal müze projesi de yapmayı planladıklarını bildirdi.

 

1/18

2/18

3/18

4/18

5/18

6/18

7/18

8/18

9/18

10/18

11/18

12/18

13/18

14/18

15/18

16/18

17/18

18/18

ESERLER MİNİMUM MÜDAHALE PRENSİBİYLE RESTORE EDİLİYOR

İÜ Edebiyat Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma Onarım Bölümü Genel Koruma Onarım Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülder Emre, koleksiyonun restorasyon çalışmalarını, kurdukları atölyede öğretim üyeleri ve öğrencilerin katkılarıyla 6 aydır sürdürdüklerini kaydetti.

İlk önce eserleri belgelediklerini aktaran Emre, "Bu belgeleme görünür ışık, mor ötesi ışık, infrared ışık kullanarak oluyor. Ardından eğer gerekliyse X-ray radyografisini çekiyoruz. Bir de RTI (yansıma dönüşümü görüntüleme sistemi) diye bir cihazımız var, onunla da özellikle tabloların ve metal eserlerin altyapılarını görebiliyoruz. Bozulmuşluk durumlarını eserde tespit edip, ayrıca bir de analizlerle de bunu pekiştirerek bir belgeleme raporu çıkarıyoruz. Sağlamlaştırma gerekiyorsa sağlamlaştırma yapıyoruz. Temizlik aşamamız var. Dolgu ya da rötuş istiyorsa bu aşamaları gerçekleştirdikten sonra da en üste bir koruyucu katman sürerek eserlerin restorasyon sürecini bitirmiş oluyoruz." ifadelerini kullandı.

Emre, restorasyonda dünyada geçerli genel konservasyon etiklerini uyguladıklarını ifade ederek, "Minimum müdahale prensibi bizim için çok önemli. Bir de tabii gerektiği yerde gerektiği kadar müdahale. Bir diğer önemli unsur da geri dönüşümlü malzeme kullanmak. Biz bunlara dikkat ederek her bir objeyi ayrı bir vaka olarak görerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.

Kapısı mühürlü depoda saklanıyordu Zengin miras ortaya çıktı

YAZMA ESERLERİN İÜ YAYINLARINDAN KOLEKSİYON SERİSİ OLARAK YAYINLANMASI PLANLANIYOR

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Üstüner, koleksiyonda 250'ye yakın yazma eser olduğunu, 15. yüzyıl İbn-i Baytar tercümesi Cerahiyetül Haniye, 17. yüzyıl eserlerinden 4. Murad'ın tabibi Emir Çelebi'nin Enmuzecü't-Tibb eserinin en erken tarihli nüshası ve 18. yüzyıl El-Kanun fi't-Tıb tercümesinin koleksiyonun önemli parçaları arasında yer aldığını aktardı.

Üstüner, Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında görev yapmış doktorlara ait el yazması eser niteliğinde tek nüshası bulunan defterler ile şahsi evraklar ve Darülfünün Tıp Mektebi'nden itibaren diplomaların da koleksiyonda bulunduğunu dile getirdi.

Eserlerin hemen hepsinin genel bir temizlik ve restorasyon noktasında ilgiye muhtaç olduğunu ve çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü ifade eden Üstüner, "İÜ Nadir Eserler Kütüphanesi ve Restorasyon Birimi, restorasyonu öncelikli olarak yürütmektedir. Peyderpey zamanla bütün eserlerin restorasyonun tamamlanması planlanıyor. Daha sonraki dönemlerde bu eserlerin yeniden İstanbul Üniversitesi Yayınları kapsamında bir koleksiyon serisi olarak da yayınlanması düşünülüyor." şeklinde konuştu.