GündemKÂBUS SÜRÜYOR

KÂBUS SÜRÜYOR

13.06.2009 - 00:16 | Son Güncellenme:

Açtığı davayla Türkiye’nin AİHM tarafından aile içi şiddete karşı önlem almayarak, kadına yönelik ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle mahkûm edilen ilk ülke olmasına yol açan Nahide Opuz, hâlâ tehdit ediliyor, çocuklarını göremiyor. Adalet Bakanı Ergin ise dün Opuz’un koruma altına alındığını açıkladı

KÂBUS SÜRÜYOR

Aile içi şiddet kurbanı olan, annesi öldürülen bir kadın, önlem almayan ülkesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkûm ettirdi. Ama o ülke, o kadını yine de koruma altına almadı. Türkiye, Nahide Opuz’un açtığı davayla AİHM tarafından aile içi şiddete karşı önlem almayarak, kadına yönelik ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle mahkûm edilen ilk ülke oldu. Opuz, yıllarca çocuklarını göremedi, iş bulamadı, tehdit edildi, korkuyla yaşadı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün Opuz’un koruma altına alındığını açıkladı. Adalet Bakanlığı, Opuz’un korunmasına yönelik gerekli önlemlerin alınması konusunda idari makamlara talimat verdi.
Avukatlarına ulaşan Diyarbakır Valiliği yetkilileri  Opuz’un, sığınma evine yerleşmeyi isteyip istemeyeceğini sordu. Valilik yetkilileri, avukatlardan, Opuz’un bu konudaki yanıtını kendilerine bildirmelerini istedi. Opuz’la henüz görüşmediklerini belirten avukatlar ise bunun dışında yeni bir koruma önlemi alınmasının söz konusu olmadığını vurguladı.
Bakan Ergin, 1995’ten bu yana suç duyurularına yanıt alamayan ve AİHM’nin 2008’deki iki ayrı uyarısına rağmen koruma altına alınmayan Opuz’un, nihayet korumaya kavuştuğunu açıkladı. Ergin, Opuz olayı başta olmak üzere 1995’ten bu yana yaşanan benzer vakalar için de inceleme başlattığını, müfettiş raporları doğrultusunda gereğini yapacağını belirtti.

2002’de annesini öldürdü
Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yıllarca şiddet uyguladığı eşi Nahide Opuz’un annesini 2002’de öldüren Hüseyin Opuz’u Mart 2008’de tahliye etti. Hüseyin Opuz’u, cezasında iyi hal ve tahrik indirimi yaparak 15 yıl hapse mahkûm eden mahkeme, cezaevinde kaldığı süre, İnfaz Kanunu’na göre yatması gereken toplam süreye yaklaştığından tahliye kararı verdi. Avukatları, Nahide Opuz’un, eşi tarafından yeniden tehdit edildiğini AİHM’ye bildirdi.
AİHM, 16 Mayıs 2008’de hükümetten alınan önlemleri sordu. Diyarbakır Savcılığı, bu süreçte Diyarbakır Valiliği’nden koruma tahsisi istedi ancak talep reddedildi. Avukatlar, Opuz’un korumaya alınmadığını 21 Ekim 2008’de yeniden AİHM’ye bildirdi. Türkiye ise koruma sağlamak yerine, Hüseyin Opuz’un resimlerinin ve parmak izinin bütün emniyet birimlerine dağıtıldığını, eşine yaklaşması halinde yakalanmasına yönelik önlemlerin alındığı bildirmekle yetindi.
AİHM kararında, kadınların şiddete karşı korunmamasının lokal yetkililerin genel tutumlarından kaynaklandığı belirtildi. Kadınların şikâyetlerini geri çekmeleri halinde bile devletin konuyu araştırması gerektiği, yetkililerin ise önlem almak yerine, kadınları şikâyetten vazgeçirmek için çaba harcadıkları vurgulandı.

Haberin Devamı

Çocuklarını göremiyor

KÂBUS SÜRÜYOR

Kadın hakları ile ilgili davaların tanınmış isimlerinden Avukat Meral Beştaş da Opuz’la ilgili hukuk sürecini şöyle anlattı:
İLK ANNESİ GELMİŞTİ: Dosyayı, Nahide Opuz’un annesinin bize gelmesiyle aldık. Nahide hanım yoğun bakımdaydı. 10 yıldır uğraşıyoruz. Koruma sağlayamadık. Vahim boyutlarda şiddet vardı. Öldüresiye dayak. Boşanma davası açtık. Eşinden ayrıldı ama çok çaresizdi.
Sığınabileceğiniz tek merci yargı ama tehdit ve şiddet engellenemiyor. En son noktada AİHM’ye gittik. Başvurunun sonuçlarının bütün kadınları ilgilendireceğini biliyordum. Yaşadıklarının hesabının sorulmasını istiyordu. En önemli vasfı aslında bu direnişi.
SUÇLULUK HİSSETTİM: Annesinin öldürüldüğünü yerel bir gazeteden öğrendim. Korkunç bir durumdu. Yaşadığı şiddet yetmiyor ve annesini kaybediyor. Kendimi çaresiz hissettim. Korunmalarını sağlayamadım. Bilinçaltında acaba bir eksik mi yaptık gibi bir suçluluk duygusu. Ama bütün yolları kullanmıştık. Çok acı çektim. Kadın olarak da avukat olarak da... Erkekler, bu tür olaylarda namus olgusunu kullandıklarında toplumun da yargının da buna hoş bakacağına inanıyorlar.
Düşünün, evli bir çift. 3 çocukları var. Eşi hem dövüyor, hem de mahkemede kadını fuhuşla suçluyor. Sonra da bu kadınla birlikte yaşamak istediğini söylüyor. Bu suçlamalardan dolayı da çok acı çekti.
ÇOCUKLARI ZORLA ALDILAR: Çocuklarını alma şansı yoktu. Eşi, annesini öldürdükten sonra cezaevine girdi. Eşinin babası ise çocukları zorla aldı. Alabilmesi, görmesi bile mümkün değildi. Şimdi de çocuklarını alamayacağını biliyor. Çocukları isterse, yeni ölümler olmasından, çocuklarının zarar göreceğinden korkuyor. İşsiz, tehdit altında yaşıyor. O vahim yaşantı devam ediyor. Bu kadını kimse sahiplenmedi.

Haberin Devamı

Boyun eğmek istemiyor

KÂBUS SÜRÜYOR

AİHM kararının mimarlarından Avukat Mesut Beştaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
KORUYAN TEK İNSAN: Opuz’un dosyası annesi öldürülmeden bir süre önce geldi. Eşi tarafından bıçaklanmıştı. Yıllardır bu şiddete maruz kaldığını anladık. Savcılıktan, polis merkezlerinden eski başvurularını çıkarttık. Ancak koruma altına alınmasını sağlayamadık. Vahim bir yaşamı vardı. Hangi başvuruyu yaparsak yapalım, koruma altına aldırmayı başaramadık. Bir sabah annesinin öldürüldüğünü öğrendik. Bize, “Beni karşılıksız koruyan tek insanı kaybettim. Artık hangi yöntemi uygulayacaksak uygulayalım, beni ve çocuklarımı koruyun. Haklarımı kullanmak istiyorum” dedi. AİHM dışında yol kalmadığını söyledik. 1990’dan bu yana yaptığı tüm başvuruları bir araya getirdik, başvurduk. Başka bir kente taşındı. Güvenliği için sadece telefonla temas kurduk.
ASLINDA DEĞİŞMEDİ: Karara çok sevindi. Yaşantısını nasıl değiştireceğini sordu. Yaşadıkları karşısında boyun eğmek istemiyor. Buna rağmen zaman zaman şikâyetlerini geri çekip hayatını kabullenmeye çalıştı. Ama kabullenemedi. Aslında yeni bir hayat kuramadı. Birkaç işe girdi, çıkartıldı. İş bulamıyor. Tehdit altında yaşıyor.
HERKES GİBİ BİRİ: Eşiyle yargılamalar sırasında birkaç kez karşılaştık. Yaşananlardan eşini ve annesini sorumlu tuttu. Birey olarak karşınıza alıp sohbet edebileceğiniz birisi. Bu da aile içi şiddetin herkes tarafından yapılabilir bir şey olduğunu gösteriyor.  Biz kendi durumumuzu göremedik. AİHM bize ayna tuttu.
HÂLÂ TEHDİT EDİLİYOR: Mart 2008’de eşi, annesini öldürmek suçundan girdiği cezaevinden tahliye edildi. Kısa süre sonra Nahide hanım aradı. Eşi, ortak tanıdıklardan kendisini soruyor, ‘Annesinin yaşadıklarını ona da yaşatırım’ diyormuş. İki defa AİHM’ye bildirdik. Yine önlem alınmadı. Annenizi vuran biri dışarıdaysa, kendinizi tehdit altında hissedersiniz.

KEŞFETYENİ
Kanseri yenmişti! Ünlü şarkıcı son halini paylaştı
Kanseri yenmişti! Ünlü şarkıcı son halini paylaştı

Cadde | 24.04.2025 - 10:02

Kanserle mücadelesini kazanan şarkıcı Şimal, eski günlerine kavuşmak için gün sayıyor.

Yazarlar