27.07.2024 - 17:30 | Son Güncellenme:
Kadir ÖZEN/İZMİR (DHA)
İzmir'de 12 Temmuz günü saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay (44) da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamlarını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.
DUMANLARIN ÇIKTIĞI GÖRÜNTÜ KAMERADA
Olay yerindeki mazgaldan 9 Ocak'ta dumanların çıktığı bir güvenlik kamerası görüntüsü de ortaya çıktı. Çevredeki esnafın durumu, o tarihte kurumlara ilettiği öğrenildi. İzmir'de 2 kişinin akıma kapılarak öldüğü yerde yapılan inceleme sonrasında belediye ve elektrik firması geldi, çözüm için çalışma yaptı.
Çalışma ile yer altında kablolar, 50 santimetre daha aşağıya alındı. Destek belediye hizmetlerinin kabloları kapatmasından sonra bölgede tekrar elektrik verilip, yol trafiğe açıldı.
BİLİRKİŞİ: HER İKİ KURUMUN İHMALLERİ OLDUĞU KANAATİNE VARILMAKTA
Öte yandan bilirkişinin hazırladığı ön raporda, bir besleme devresine ait kablonun yağmur tahliye mazgalına sıkıştığı ve zedelendiği, ölümlere bu bölümdeki faz toprak arızasının neden olduğu belirtildi. Raporda, besleme devrelerine ait kabloların zeminden 36 ila 45 santimetre derinlikte olduğu, sıcaklığın olduğu yerde bu derinliğin 15 santimetreye kadar gerilediği, neredeyse mazgalın ulaşılabilirliğiyle aynı seviyeye geldiğine dikkat çekildi. Raporda, ilgili düzenlemeye göre, bu derinliğin normalde 60 ila 80 santimetre olması gerektiği vurgulandı. Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Kablo derinliğinin 15 santimetreye ayrılmış konumunda, bu kadar küçük gömülüme derinliğe neden olan faktör; rögar kapağı bitişiğinden beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru genişlemesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümünün iptal edilmiş olması. İZSU uygulamalarından olan bu kırılması asli nedenlerinden biri olduğu inancındayız. Kabloların 36 ve 45 santimetre aralığında derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olması asli nedenlerden biri olarak GDZ Elektrik'in uygulamalarının sonucu olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır."
14 KİŞİ TUTUKLANDI
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı karar verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, bir şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi.
11 KİŞİ DAHA GÖZALTINA ALINDI
Soruşturma kapsamında 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile dün İZSU'dan Adana Belediyesi Genel Sekreteri eski Genel Müdür Ali Hıdır Köseoğlu, Genel Müdür Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit gözaltına alındı.
11 ŞÜPHELİ ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST
Şüphelilerin ifade işlemleri sürdüğü sırada olayla ilgili yeni bilirkişi raporu ortaya çıktı. 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı, olayın gerçekleşmesinde birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi. Soruşturma kapsamında, gözaltına alınan ve mahkemeye çıkartılan 11 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
DENİZ AİLESİ'NDEN TEPKİ
Özge Ceren Deniz'in ailesinin avukatı Ayşe Sarıçiçek, aile adına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve eski belediye başkanı Tunç Soyer'in dün duruşmaları takip etmek için İzmir Adliyesi'ne gelip, açıklama yapmalarına tepki gösterdi. Açıklamada, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma kapsamında, dosyada alınan gözaltı kararları nedense, İzmir Büyük Şehir Belediyesi'nde paniğe ve tepkiye neden olmuştur. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin eski Belediye Başkanı Tunç Soyer ve yeni Belediye Başkanı Cemil Tugay, Savcılığın gözaltı kararlarından sonra peş peşe açıklamalarda bulundu ve her iki başkan da belediye personellerine destek olmak için İzmir Adliyesi'ne geldi. Eski ve yeni belediye başkanlarının koşarak adliyeye gelmesi görüntüsü, akıllara şu soruyu getiriyor; Belediye bu suça iştirak eden suçlu ve sorumluların bulunmasını istemiyor mu? Alınan gözaltı kararları bir güvenlik tedbiridir. Bağımsız ve tarafsız yargı, hukuk çerçevesinde titizlikle çalışmasını yürütecek ve en adil kararını verecektir. Ama İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki bu telaşı anlamak mümkün değildir denildi.
'2 GENÇ İNSANIN ÖLDÜĞÜ ASLA UNUTULMAMALIDIR'
Açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi:
"Soruşturma kapsamında İZSU Genel Müdürü ve üst düzey bazı yöneticilerin gözaltına alınması sonrasında bazı CHP milletvekillerinin yaptıkları sert açıklamalar ve belediye başkanlarının soruşturmanın yürütüldüğü adliyeye gelerek gövde gösterisi yapması 'adli mercileri etkilemeye yöneliktir'. Bu davranışlar doğru değildir. Gözaltına alınan şahıslar mahkemece serbest bırakıldıktan sonra gülerek, zafer kazanmışçasına adliyeden ayrılmışlardır. Soruşturmanın mağdur tarafında, genç yaşta yaşamı sona ermiş 2 genç insanın öldüğü asla unutulmamalıdır. Herkesin sükunetle ve yargıya etkilemeye çalışmadan, müdahale etmeden süreci takip etmesi lazımdır. İzmir'in göbeğinde tüm vicdanları sızlatan bir olay yaşandı. Bunun sorumlularının bulunması hepimizin isteği. Sürecin sağlıklı yürümesi için de herkesin adli makamlara ve çalışmasına saygı duyması ve güvenmesi gerekir. Yargıyı etkilemeye yönelik ve soruşturmayı saptırmaya yönelik her türlü açıklamayı ve bu açıklama ve davranışlarda bulunan tüm kişileri mağdure Özge Ceren Deniz ailesi olarak kınıyoruz."