29.05.2018 - 17:24 | Son Güncellenme:
II. Mehmed olarak da bilinen Fatih Sultan Mehmed miladi olarak 30 Mart 1432 yılında Edirne’de dünyaya gözlerini açmıştır. 2. Murad’ın dördüncü oğludur. Saltanatı süresince Osmanlı Devleti’ne büyük katkılarda bulunmuştur. Daha 49 yaşında iken 3 Mayıs 1481’de şu an Gebze sınırlarında bulunan Hünkarçayırın’da hayata gözlerini yummuştur. Kendisinden sonra tahta 2. Bayezid geçmiştir.
Padişah olmadan önceki hayatı
II. Mehmed genç yaşta büyük görevlerin altına girmiş, sorumluluk almış ve durumu iyi yönetmiştir. 1432 yılında ilkbahar da dördüncü erkek evlat olarak başkent Edirne’de doğan II. Mehmed hayatı boyunca iki defa tahta çıkmıştır. İlk tahta çıkışında daha çok genç bir şehzadedir. İlk önce Amasya da bulunan sancak beyi ağabeyinin yanına gitti. Abisinin ölümü ardından Amasya sancakbeyi oldu. Daha sonra ise Manisa’da bulunan ağabeyi ile yer değiştirdi ve Manisa Saruhan sancakbeyi oldu. Kardeşlerinin ölümleri üzerine de tek varis olarak kaldı. Oldukça hırçın olduğundan bahsedilen II. Mehmed buna karşın zamanla kendini eğitime verdi.
Günümüzde entelektüel bir padişah olarak da anılan II. Mehmed birikimine çok genç yaşlarda başladı. İlk hocası Molla Gürani tarafından eğitim verildi. Manisa da ise İtalyan ve diğer başka milletlerin hocalarından eğitim aldı.
Bu sıralarda Anadolu içerisinde ve batı da bazı sorunlar vardı. II. Murad bu sorunların üstesinden geldi ve Anadolu da Karamanlılar batı da Bizans ile sulh gerçekleştirdi. Bundan sonra da tahtan çekilme kararı aldı ve sultanlığı II. Mehmed’e bıraktı. 1444 yılında daha 12 yaşında iken ilk defa tahta çıkan II. Mehmed, Fatih Sultan Mehmed olmak yolunda ilk adımlarını burada atmaya başladı.
II. Murad’ın tahtan çekilmesini fırsat bilen düşman devletler savaş ilanlarında bulundular. İlk taht dönemi de bu olaylar sonucunda II. Mehmed’in meşhur mektubu ile son buldu. II. Murad tekrar tahta çıktı ve Fatih Sultan Mehmed, Şehzade Mehmed olarak tekrar Manisaya döndü.
Manisa da iken ilk evliliğini 1448 yılında Gülbahar Hatun ile yaptı. Gülbahar Hatun ilerde doğacak olan Sultan Bayezid’in annesidir.
İkinci kez tahta çıkışı
Sultan II. Murad’ın 1451 yılında vefatı üzerine Edirne’de tekrar tahta çıktı. Tahta ikinci kez çıkışında ise 19 yaşındaydı. Genç yaşı ve tecrübesinin fazla olmamasından dolayı çevrede bulunan Karamanlılar ayaklanmalar yapmaya kalkıştı. Bunları süratle bastırdı. Bizans ise o zaman ki adı ile Konstantinopolis de bulunan Şehzade Orhan aracılığı ile baskı yapıyordu. Tahta çıkışı ardından aklında sürekli Konstantinopolis’i fetih etmek vardı. Böylece Anadolu hakimiyetini pekiştireceğini düşünüyordu.
29 Mayıs 1453’e doğru
1451 yılının sonlarına doğru kuşatma hazırlıklarına başladı. Birçok kuşatma sonunda direncini kaybetmeyerek 53 gün süren son karadan ve denizden kuşatılan Konstantinopolis fethedildi. Rumeli Hisarı, gemilerin karadan yürütülmesi, Şahi topları ve daha birçok akıl almaz yöntem kullanarak fetih gerçekleşti. Ardından şehrin adı İstanbul ve genç sultan ise artık Fatih Sultan Mehmed Han oldu.
İstanbul fatihi olduktan sonrası
İstanbul’u fetih etmesi ile Osmanlıyı artık tam anlamıyla bir imparatorluk haline getirmiş oldu. İlerleyen yıllarda Balkanlara düzenlediği seferler ile Sırbistan’ın büyük çoğunluğunu, kısmen Bosna Hersek’i, Kırımı ve dahi Anadolu da bulunan asilik yapan beylikleri hakimiyeti altına aldı.
Fatih Sultan Mehmed’in kişiliği
Fatih Sultan Mehmed eğitime, sanata, kültüre önem veren birisiydi. Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve İtalyanca biliyordu. Aynı zamanda Farsça, Latince, Yunanca ve İtalyancadan oluşan kütüphaneye sahiptir. Bilime, felsefeye ve tarihe büyük önem verir, alimleri çevresinde toplardı. Sanat ve edebiyata merakı vardı. Aynı zamanda bir şairdir. Resme de ilgisi vardır. Bu sebepten İtalya’dan ressam getirtip portresini çizdirmiştir.
Eğitime önem vermektedir. Kurduğu Sahn-ı Seman dünyanın bilinen en eski eğitim kurumlarındandır.
Genç yaşta vefatı
3 Mayıs 1481’de Gebze Hünkarçayırın’da vefat etmiştir. 49 yaşında hayata veda eden sultan az zamanda çok fazla iş yapmıştır. Kimi iddialara göre öldürülmüş kimi iddialara göre de hastalanarak ölmüştür. Sefere giderken vefat ettiği için öldüğü saklanmış ve gizlice İstanbul’a getirilmişti. Sultan olarak tahta geçen oğlu Bayezid gelene kadar defnedilmemiş ardından şu an Fatih Camisinde bulunan türbesine defnedilmiştir.