18.02.2023 - 11:02 | Son Güncellenme:
Olgay GÜLER- Uğur AKAGÜNDÜZ/ EDİRNE (DHA)
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde olan ve 11 ili etkileyen depremde yaralanan bazı afetzedeler, Edirne'ye getirilerek Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedaviye alındı. 7 yaralının tedavileri, Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Çopuroğlu ve ekibi tarafından sürdürülüyor.
Tedavisi devam eden depremzedeler ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Çopuroğlu, "Deprem, ülkemizin gerçeği. Hepimiz çok üzgünüz. Orada destek olmak için buradan güçlü bir ekip gitti. Orada yaşananlar çok zor. Yaralılar, tedavi edilebilenler orada tedavi edildi ama bu taraflara sevk edilebilenleri biz burada tedavi etmeye devam ediyoruz. Hastalarımız buraya geldiklerinde ilk müdahaleleri yapılmış olanlar var. Burada müdahale ettiklerimiz var. Kendi imkanıyla gelebilenler var. Hepsinin tedavisini üstlendik ve devam ediyoruz. Şu an 7 hastamız var. İlk müdahaleleri yapıldı, genel durumları iyi. Uzuv kaybı olanlar var. Genel durumu yoğun bakım ihtiyacı olan hastamız şu an yok. Serviste takip ediyoruz. Şu an stabil durumdalar" dedi.
Prof. Dr. Çopuroğlu, depremzedelerin tedavi sürecinde psikiyatri bölümünden de yardım almaya devam ettiklerini belirterek, "Burada psikiyatriden de yardım alıyoruz. Çok büyük bir yıkım. Bir gece yatarken eviniz, işiniz, aileniz var ama ertesi sabah bunları hepsi kaybolmuş olabiliyor. O yüzden ciddi bir destek gerekiyor. Burada da destek veriyoruz" diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Eşref Selçuk ise depremin 2’nci gününde Trakya Üniversitesi olarak harekete geçerek Elbistan’a ulaştıklarını söyledi. Selçuk, "Hemen hastaneye ulaştık. Orada Türkiye’nin dört bir yanından gelen doktor arkadaşlarla birlikte müdahalelere başladık. Göçükten çıkarılan hastalara müdahale ettik. Ondan sonra hemen ameliyatlarına dâhil olduk. Yakınları burada olan hastaları buraya sevk ettik. Bin 300 kilometrelik bir mesafede hastaların tedavileri devam ediyor” dedi.
'YARDIM İSTEDİM AMA HERKES ENKAZ ALTINDAYDI'
Hasan Akpınar, depreme eşi İlknur Akpınar ile Hatay'ın Antakya ilçesindeki evlerinde uykuda yakalandıklarını söyledi. Akpınar, "Anlatırken hala tüylerim diken diken oluyor. Eşim beni uyardı, 'Sallantı oluyor' dedi. Fazla paniklemeden 7 saniye içerisinde teras dediğimiz kapı önüne, dışarı çıktık. Daha fazla gidemezdim. Hızlı davranıp giderdim de eşimi götüremezdim. Gitseydim de çıkışta diğer evlerin arasında kalırdım. Dediğim yerde daha az zararlı çıktık. Sallantı devam edince eşimle bulunduğum bölüm çöktü. Beton öne doğru çökünce ben sırtüstü düştüm, eşim de avlu tarafına düştü. Düşerken de 3 kerpiç tamamıyla sağ bacağına geldi. Bana da 2,5 metrelik duvar üstüme düştü. Çıkarmaya çalışıyorum ama çok zor. Diğer kerpiçleri alıp üzerimdekileri kırdım. Ayağımı kurtardım, eşimin yanına gittim. Onun da ayağını çıkardım. Çevreden yardım istedim ama herkes enkaz altındaydı. Kimse kimseye yardım edemez. Buradan kurtulduktan sonra eşimin kardeşleri geldi. Kendisini sırtına yüklediler. Enkazın üstünden boş bir ara sokağa gittik ve kurtulduk" diye konuştu.
'BİZİ YERLE BİR EDENE KADAR DURMADI'
Hasan Akpınar, depremin uzun sürdüğünü de dile getirerek, "55 yaşındayım, hayatımda böyle bir şey yaşamadım. Deprem, bizi yerle bir edene kadar durmadı. Kızlarımdan biri dışarı çıkmıştı. Diğeri de arkadaşı yalnız kalmasın, diye kampüse gitmişti. Allah'tan evde yoktular. Onları çıkarmadan evden çıkamazdım. Çok zaman kaybımız olurdu, daha çok ağır hasarlar alacaktık. Yine de buna şükürler olsun. Herkesten Allah razı olsun. Buraya gelene kadar devlet olsun, özel firmalar olsun çok büyük fayda gördük. En azından eşofman ile çıktığımız, sırılsıklam kaldığımız gibi değiliz. Elbise geliyor, değiştiriyoruz. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Düşmanıma bile vermesin" diye konuştu.
'ÜZERİME KERPİÇLER VE MOLOZLAR DÜŞTÜ'
Depreme uykuda yakalandıklarını söyleyen İlknur Akpınar ise "Eşimle uyuyorduk, sarsıntıya kalktık. Terasa çıktık. Eşimle beraber sallantının geçmesini bekledik ama ikinci de bizi yakaladı. Ben bahçeye düştüm, üzerime kerpiçler, molozlar düştü ama eşim yukarıda kaldı. Eşimin de üzerine molozlar düştü. Ondan sonrasında zaten 'İmdat, imdat' diye seslendi, herkes canının derdinde. Sonra kardeşlerim geldi, çok yakın oturuyorduk. Onların imkanlarıyla çıktım" dedi.
Bacağında 4 kırık bulunduğunu belirten Akpınar, "Ameliyat oldum, platin taktılar. Çok şükür iyi bakıyorlar, iyiyim. Hatay’a İzmir’den ambulans geldi. İzmir Dörtyol’a getirdiler. Orada alçıya aldılar. Orası biraz yoğun diye Adana’ya götürdüler. Çukurova Devlet Hastanesi’nde ayağıma demir taktılar. Orası da çok yoğun olduğu için damadım, ‘Anne, sana Edirne’de daha iyi bakarlar, orası daha sakin’ dedi. Onun için kendi imkanlarımızla buraya geldik" diye konuştu.
Gözyaşı döken Akpınar, "Her şey gitti. Ben doğma büyüme Antakyalıyım. Gitti güzel memleketimiz, hiçbir şey kalmadı. Taş üstünde taş kalmadı. Çok şükür ailemizden kaybımız yok" dedi.