01.02.2018 - 16:43 | Son Güncellenme:
2018 hac kuraları çekiliş sonuçları için heyecan dorukta. 2 milyon 120 bin 967 hacı adayı merakla hac kura çekilişi sonuçları açıklandı mı sorusunun cevabını arıyor. İşte Hac kura çekilişi ile ilgili tüm detaylar ve Diyanet hac kuraları sorgulama ekranı...
Hac kura çekimi sona erdi. Hac başvurusunda bulunan 2 milyon 120 bin 967 hacı adayının heyecanla beklediği hac kuralarının çekimi saat 11:00'de başladı. İl il yapılan Hac kura çekimlerinin sonuçları belli oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gelen açıklamaya göre 2018 Hac kura sonuçları saat 21:00'de adaylar ile paylaşılacak. Hacı adayları 1 Şubat 2018 Perşembe saat 21:00'de https://www.diyanet.gov.tr/ bağlantısını kullanarak gerekli sayfaya yönlendirilecekler. T.C. Kimlik numaraları ile 2018 Hac kura sonuçlarına kolayca ulaşabilecekler. İşte 2018 Hac kura sonuç sorgulama sayfası...
HAC KESİN KAYITLARI NE ZAMAN YAPILACAK? (2018)
Hac kesin kayıtları, 5-16 Şubat'ta, her ilde ve her bir hac konaklama türünde yapılacak.
Belirlenen kayıt süresi içerisinde kesin kayıt yaptırmayanların yerine, hac konaklama türlerine göre kura sırası gözetilerek 22 Şubat-2 Mart'ta dağıtılan kontenjanlar çerçevesinde kayıtlar alınacak.
İlk hac kafilesinin 17 Temmuz'da, son hac kafilesinin 15 Ağustos'ta gideceği kutsal topraklardan dönüşler, 25 Ağustos-20 Eylül'de gerçekleşecek.
GİDİŞ VE DÖNÜŞ TARİHLERİ
Hac ibadeti için Kutsal topraklara gidişler 17 Temmuz 2018’de başlayacak, 15 Ağustos 2018’de ise tamamlanacak. Dönüşler ise 25 Ağustos 2018 de başlayıp 20 Eylül 2018 tarihinde sona erecek.
HAC KURA SONUÇLARI NEREDEN SORGULANACAK?
Vatandaşlar, kura sonuçlarına Diyanet İşleri Başkanlığının "http://hac.diyanet.gov.tr" adresinden ulaşabilecek. Diyanet İşleri Başkanlığınca hac organizasyonu düzenlemek üzere yetki verilen acentelerin bilgisi ise "http://hac.diyanet.gov.tr" adresinde yer alacak.
Ayrıca, 2007-2018'de kayıt yaptırıp, daha önce hiç hacca gitmemiş şehit veya gazilik belgelerini ibraz eden şehitlerin anne, baba, eş ve evlenmemiş çocukları ile gazi ve eşlerinden müracaat edenlerin, kurasız olarak Diyanetin organizasyonu ile hacca götürülmelerine imkan tanınacak.
HAC KURA SONUÇLARI SORGULAMA SAYFASI...
DİYANET SEMİNER DÜZENLEYECEK
Diyanet İşleri Başkanlığı, hacı adaylarının yolculuk öncesi manen ve ruhen hazırlanması için eğitim ve seminerler düzenleyecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu'nda yapılan kura çekimi, Kur'an tilaveti okunmasıyla başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, törende yaptığı konuşmada, hac kurasının çekildiği salonda her yıl büyük bir coşku, farklı bir heyecan ve tatlı bir hüznün yaşandığını, bu duyguların ülkenin tüm il ve ilçelerine dalga dalga yayıldığını söyledi.
Hac ibadetinin farklı ırkları, renkleri, coğrafyaları ve kültürleri olan ama aynı iman, aşk ve heyecanla dolu müminleri senede bir defa Kabetullah'ın etrafında bir araya getiren muhteşem bir ibadet olduğunu ifade eden Erbaş, şöyle devam etti:
"Diyanet İşleri, hacı adaylarının huzurla ibadetlerini yerine getirmesi, karşılaşılan meşakkatlerin hafifletilmesi ve hacılarımızın ibadetin manevi hazzını yaşamaları için büyük gayret göstermektedir. Başkanlık olarak hac organizasyonuna çok büyük önem veriyoruz. Devletimizle beraber daha fazla hacı adayını hacca götürebilmek için azami gayret gösteriyoruz. Gönlümüzden geçen kutsal beldelere gidebilmek için müracaat eden herkese bu imkanı sunabilmektir."
Erbaş, bu yılki hac kontenjanının 80 bin kişi olduğunu belirterek, "Şu anda ülkemizde 2 milyon 120 bin 967 kardeşimiz bu ibadeti yapmak için müracaat etmiş bulunmaktadır. Yani Suudi Arabistan sadece Türkiye'den hacı kabul etse bizim hacı adaylarımız bile fazla geliyor." dedi.
HACCIN YAPILIŞI ve HACDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
Avrupa ve Türkiye‘den giden hacılar, değişik iklim şartlarında uzun süre ihramda kalmanın doğurduğu zorlukları dikkate alarak genellikle “Temettu Haccı” yapmayı tercih ederler. Bu durumu göz önünde bulundurarak haccın yapılışını anlatırken, haccın eda şekillerinden “Temettu Haccı” nı esas alacağız. Haccın diğer eda şekillerine ise, Temettu Haccı ile bunların arasındaki farkları belirterek yetineceğiz.
Hacc yapacak bir kimsenin ilk işi ihrama girmektir. İhrama girmek haccın şartıdır. İhrama girmeden hac yapılamaz!
İhram Nedir ?
Haccın şartlarından biri olarak ihram, hac ya da umre yapmaya niyet eden kişinin, başka zamanlarda işlemesi mübah olan bazı fiil ve davranışları, belirli bir süre kendisine haram kılması, yasaklamasıdır. Buna “ihrama girme” de denir. İhrama girmiş olmanın gereklerinden biri olarak bürünülen havlu ve benzeri türden dikişsiz kıyafete de halk arasında ihram denmektedir. Ancak “ihram” bu değildir. Usulüne göre ihrama girilmediği sürece söz konusu bu örtülere bürünmekle ihrama girilmiş olunmaz.
Tavaf Nedir? “Tavaf”, Hacer-i Esved köşesinden veya hizasından başlayarak tavaf niyetiyle Kâbe’nin etrafında yedi defa dönmektir. Her bir dönüşe “Şavt” denir. Yedi şavt bir tavaf olur.
Tavafın yapılışı Hacer-i Esved hizasına gelmeden: “Allah’ım! Senin rızan için Umre tavafı yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilir.
Tavafa başlamadan önce erkekler “Iztıba” yaparlar. Böylece Hacer-i Esved’in hizasına doğru gidilir. Bu esnada tekbir, tehlil getirilmesi ve dua edilmesi uygun olur. Hacer-i Esved’in hizasına varılınca eller, içleri Kâbe’ye doğru olacak şekilde namaza durur gibi omuz veya kulak hizasına kadar kaldırılıp “Bismillahi Allahu Ekber” denildikten sonra Hacer-i Esved “istilam” edilir. İstilam, elleri Hacer-i Esved’in üzerine koyup onu öpmek demektir. Ancak hac mevsiminde bu mümkün olmamaktadır. Bu sebeple Hacer-i Esved’e uzaktan elle işaret edilip sağ avucun içi öpülmekle yetinilir.
Hacer-i Esved’i istilam etmek sünnettir. Başkalarına eziyet etmek ise haramdır. Sünneti yerine getireceğim diye insanlara eziyet vermekten ve böylece haram işlemekten şiddetle sakınılmalıdır.
Bundan sonra Kâbe sola alınarak tavafa başlanır. Tavafa başlarken ve her şavtın başında: “Allah, bütün eksikliklerden uzaktır. Hamd, Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah en büyüktür. Bütün güç ve kuvvet şanı yüce ve azamet sahibi Allah’a aittir. Salat ve selam, efendimiz Muhammed aleyhi’s-selama olsun. Allah’ım! Sana iman ederek, Kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve Peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum” diye dua edilmesi güzel olur. Tavafın, Hatim’in dışından yapılması gerekir. Tavafın ilk üç şavtında mümkün olduğu sürece erkekler “Remel” yaparlar. Tavaf esnasında dua edilir, tekbir ve tehlil getirilir. Kur’an okunabilir. Tavafta telbiye getirilmez. En uygunu herkesin içinden geldiği gibi ihlâsla ve samimiyetle dua etmesidir. Mutlaka bir takım Arapça duaların okunması şart değildir. İsteyenler Dua kitabında yer alan tavaf dualarını okuyabilirler.
Tavafın kesintisiz olarak yapılması sünnettir. Bu sebeple tavaf sırasında farz namaz için kamet getirilmesi, abdestin bozulması, ya da tavafı kesmeyi gerektiren başka bir mazeretin ortaya çıkması gibi durumların dışında tavafa ara verilmemelidir. “Yemen” köşesine gelindiğinde, bu köşe de istilam edilir. Diğer köşeler istilam edilmez. Yemen köşesi ile Hacer-i Esved köşesi arasında; “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan! Ey alemlerin Rabbi! ” duasının okunması güzel olur. Hacer-i Esved köşesine ya da hizasına varılınca ilk şavt tamamlanmış olur. Beklemeden tekrar istilam yapılarak ikinci şavta devam edilir.
Diğer şavtlar da aynı şekilde yapılır. Yedinci şavtın sonunda Hacer-i Esved tekrar istilam edilerek tavaf bitirilir. Sonra Harem-i Şerif’in uygun bir yerinde iki rekat tavaf namazı kılınır. Tavaf namazının, kerahat vakti değilse tavafın hemen peşinden kılınması daha iyidir. Tavaf namazından sonra dua edilir ve zemzem içilir. İsteyenler dua kitabında yer alan tavaf namazı duasını okuyabilirler. Ancak herkesin kendi dilinde içinden geldiği gibi dua etmesi daha güzeldir. Sonra Hacer-i Esved tekrar istilam edilerek sa’y yapmak üzere Safa tepesine gidilir.
Sa’y Nedir ? “Sa’y” kelimesi; koşmak, hızlı yürümek anlamına gelmektedir. Hac ve umrede Kâbe’nin doğu tarafındaki “Safa” tepesinden başlayarak “Merve” ye dört gidiş, Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gidiş-gelişe denir. Safa’dan Merve’ye her bir gidişe ve Merve’den Safa’ya her bir dönüşe “şavt” denir. Safa ile Merve arasındaki yaklaşık 400 metre uzunluğundaki yürüme alanına “Mes’a” denir. Sa’y yapmak vaciptir. Sa’yin aslı, Hz. Hacer’in henüz kendisini emmekte olan oğlu Hz. İsmail için su ararken bu iki tepe arasında koşması hatırasına dayanmaktadır.
İhramdan ancak saçlar tıraş edilmek suretiyle çıkılır. Erkekler saçlarını dipten tıraş eder veya kısaltırlar. Kadınlar ise saçlarının ucundan bir miktar keserler. Kısaltmada saçların uçlarından alınacak miktar, parmak ucu uzunluğundan daha az olmaz.
Tıraş olduktan sonra umre ihramından çıkılmış olur. Hac için tekrar ihrama girinceye kadar eşiyle cinsel ilişki dahil, bütün ihram yasakları kalkar. İhramdan çıkma aşamasına gelmiş ihramlı kimseler, birbirlerini tıraş edebilirler. Bu aşamaya gelmedikçe ihramlılar bir başkasını tıraş edemezler. Kıran ve ifrad haccına niyet edenler ihramlı kalmaya devam ederler. Bu aşamada kesinlikle ihramdan çıkamazlar.
Temettu haccına niyet edip de umresini yapmış ve böylece Mekke’de kalmakta olan hacı adayları uygulamada, hac için ihrama genellikle Zilhicce’nin sekizinci günü (Terviye günü) girmektedirler. Buna göre Zilhicce’nin sekizinci gününe gelindiğinde Mekke’deki evlerde, umre ihramında belirtildiği şekilde ön hazırlıklar yapılır. Kerahat vakti değilse, iki rekat ihram namazı kılınır. Sonra: “Allah’ım! Senin rızan için hac yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle.” diyerek niyet edilir. Arkasından telbiye getirilerek hac için ihrama girilir. Böylece tekrar ihram yasakları başlamış olur.
Öğle vaktine kadar çadırlarda ibadetle meşgul olunarak bu mübarek mekanın ve zamanın feyzinden ve bereketinden azami derecede istifade etmeye çalışan hacı adayı, öğleye doğru namaz için hazırlık yapar.
Öğle ezanı okunduktan sonra öğle ve ikindi namazları birleştirilerek kılınır. Buna “Cem-i takdim” denir. Öğle ve ikindi namazı birleştirilerek şöyle kılınır: Ezan okunduktan sonra, önce öğlenin ilk sünneti kılınır. Sonra kamet getirilerek öğlenin farzı eda edilir.
Selam verildikten sonra teşrik tekbiri getirilir. Arkasından tekrar kamet getirilerek ikindinin farzı kılınır. Selamdan sonra teşrik tekbiri getirilir. Böylece öğle ve ikindi namazı bir ezan ve iki kametle eda edilmiş olur. Bu iki farz namazı arasında başka namaz kılmak mekruhtur. Bu sebeple öğlenin son sünnetiyle ikindinin sünneti kılınmaz. Namazdan sonra Vakfe yapılır. Öğle ve ikindi namazları cem-i takdim ile kılınırken seferî olanlar öğleyi de ikindiyi de ikişer rek’at olarak kılarlar.
Vakfe Nedir? “Vakfe”, durmak demektir. Arafat Vakfesi ise belirlenen zamanda hac için ihramlı olarak Arafat sınırları içinde bulunmaktır. Arafat vakfesi, haccın en önemli rüknüdür. Çünkü süresi içinde orada bulunamayanlar o sene hacca yetişememiş sayılırlar. Hz.Peygamber “Hac Arafattır” buyurmuştur.
Arafat, Mekke’nin 25 km. Güney doğusunda bulunan geniş bir alanın adıdır. Arafat vakfesi bu alanda yapılır. Bu geniş alanın sınırları levhalarla gösterilmiştir. Arafat vakfesinin sahih olabilmesi için hac ihramına girmiş olmak ve belirlenen süre içinde Arafat’ta bulunmak gerekmektedir.
Arafat Vakfesinin Zamanı Arafat vakfesinin zamanı, Zilhiccenin 9. günü, yani Arefe günü öğleyin Güneş’in tepe noktasına gelip Batı’ya meyletmeye başladığı andan (Zeval vaktinden) bayramın birinci günü fecr-i sadık dediğimiz tan yerinin ağarmaya başladığı ana kadarki süredir.
Yatsı vakti girip ezan okunduktan sonra kamet getirilerek ilk önce akşam namazı kılınır. Selam verdikten sonra teşrik tekbiri getirilir. Sonra ezan okunmadan ve kamet getirilmeden yatsının farzı kılınır. Selamdan sonra yine teşrik tekbiri getirilir. Böylece iki vaktin farzı bir ezan ve bir kametle eda edilmiş olur. Buna “Cem-i tehir” denir. Bundan sonra yatsının son sünneti kılınabilir. Daha sonra vitir namazı kılınır.
Müzdelife, Arafat ile Mina arasında ve Harem sınırları içinde kalan bir bölgenin adıdır. Müzdelife’nin sınırları levhalarla belirtilmiştir. Müzdelife’de vakfe yapmak haccın vaciplerindendir. Müzdelife Vakfesinin Zamanı Müzdelife vakfesi, bayram gecesi, gece yarısından itibaren güneşin doğuşuna kadarki süre içerisinde yapılır. Bu süre içinde her ne halde olursa olsun kısa bir an burada bulunan kimse vakfe görevini yerine getirmiş sayılır. Ancak sünnete uygun olan, Müzdelife vakfesinin sabah namazından sonra yapılmasıdır. Şu kadar var ki, izdiham sebebiyle belirtildiği gibi gece yarısından sonra vakfe yapıp ayrılmakta bir sakınca yoktur.
Müzdelife Vakfesinin Yapılışı Yukarıda belirtilen süre içerisinde, Arafat vakfesinde olduğu gibi, telbiye, tekbir, tehlil, salavat getirilir ve dua edilir. Asıl olan herkesin içinden geldiği gibi dua etmesidir. Ancak isteyenler Dua kitabındaki “Müzdelife Vakfesi Duası”nı okuyabilirler. Müzdelife vakfesinden sonra Mina’ya hareket edilir. Kafileler belli bir plan çerçevesinde yola çıkarlar.
Yol boyunca telbiye, tekbir ve tehlile devam edilerek Mina’da kalınacak çadırlara gelinir. İsteyenler burada bir müddet istirahat edip ihtiyaç giderirler. Daha sonra izdihamın olmadığı uygun bir zamanda büyük şeytanı (Akabe Cemresini) taşlamak üzere şeytan taşlama (cemarat) mahalline gidilir. Uygulamada Türk hacıları genellikle akşam namazından sonra taşlamaya götürülmektedir.
Bayramın 1,2,3 ve 4 üncü günlerinde Mina’da bulunan ve “büyük şeytan-akabe cemresi”, “orta şeytan-orta cemre” ve “küçük şeytan-küçük cemre” diye adlandırılan üç taş kümesine usûlüne uygun olarak taş atmak haccın vaciplerindendir. Bayramın birinci günü büyük şeytana 7, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde ise her üç şeytana yedişerden 21’ er taş atılır. Taşlama küçükten büyüğe doğru yapılır. Ancak, Mina’da kalınmadığı takdirde dördüncü günü taş atılması gerekmez. Uygulamada bayramın dördüncü günü Mina’da kalınmadığı için bu gün taş atılmamaktadır.
Temettu ve Kıran haccı yapanların, hac kurbanı (şükür hedyi) kesmeleri vaciptir. Her ne kadar sünnete uygun olan, hac kurbanının, büyük şeytana taş attıktan sonra kesilmesi ise de, taş atmadan önce de kesilmesi mümkündür. Hac kurbanı, Harem Bölgesi sınırları içerisinde, bayramın birinci günü tan yerinin ağarmaya başlamasından itibaren kesilir. Hac kurbanının etinden sahibi dahil herkes yiyebilir.
Bayramın birinci günü Büyük şeytana taş atılıp kurban kesildikten sonra tıraş olup ihramdan çıkılır. Her ne kadar sünnete uygun olan, önce Büyük Şeytana taş atmak, sonra kurban kesmek, daha sonra da tıraş olup ihramdan çıkmak ise de, taş atmadan, ya da kurban kesmeden önce de tıraş olup ihramdan çıkmak mümkündür.
Ziyaret tavafı, haccın farzlarındandır. Haccın iki rüknünden birisidir. Buna “İfada tavafı” da denir.Ziyaret Tavafının Vakti Ziyaret tavafının vakti, bayramın ilk günü gece yarısından itibaren başlar, ömrün sonuna kadar devam eder. Uygulamada ziyaret tavafı, tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra yapılmaktadır.
Sa’y yapmak, haccın vaciplerindendir. Arafat’a çıkmadan önce haccın sa’yini yapmamış olanlar ziyaret tavafının ardından, “Allah’ım, Senin rızan için hac sa’yini yapmak istiyorum, bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet ederek daha önce “Sa’y” konusunda belirtildiği şekilde hac sa’yini yaparlar.
Hac sa’yinin, tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra yapılması sünnete daha uygundur. Bundan sonra hacı, Mekke’de kaldığı süre içinde beş vakit namazı Harem-i Şerif’te kılmaya özen gösterir. Bol bol nafile tavaf yapar. Mekke’den ayrılacağı sırada da “Veda Tavafı” yapar.
Hacca uzaklardan yani Mikat sınırları dışından gelmiş olanların (Afakilerin) Mekke’den ayrılmadan “Veda Tavafı” yapmaları vaciptir. Bu, hacıların hacla ilgili olarak yapacakları son görevdir (nüsüktür). Buna “Sader Tavafı” da denir. Veda Tavafı, “Allah’ım! Senin rızan için Veda tavafı yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilerek tıpkı diğer tavaflar gibi yapılır.
Tavafın arkasından, tavaf namazı da kılındıktan sonra çokça dua edilir, af ve mağfiret dilenir. Göz yaşı dökülür. İsteyen Dua kitabındaki veda tavafından sonra okunacak duayı okuyabilir.
Nihayet ayrılığın üzüntüsü içinde göz yaşlarıyla Kâbe’ye ve Mescid-i Harama veda edilir. Ziyaret tavafından sonra herhangi bir nafile tavaf yapılıp veda tavafı yapılmadan Mekke’den ayrılma durumunda kalınmışsa, yapılan bu nafile tavaf, veda tavafı sayılır.
Özel hallerinde bulunan kadınlar, bu durumları sona ermeden Mekke’den ayrılmak zorunda kalırlarsa, veda tavafı yapmazlar, bundan dolayı bir ceza da gerekmez.