18.12.2019 - 15:56 | Son Güncellenme:
DHA
Terör örgütü FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ve Alman Vakıfları davalarının raporlarını hazırlayan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, ölümünün 17'nci yıl dönümünde Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Anma törenine, Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve yakınları katıldı. Törene katılanlar, Hablemitoğlu'nun mezarına karanfil bırakarak dua etti.
'BU ÖLÜMLER DURSUN'
Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu, bu ülkede yalnız olmadıklarını, kendileri ile aynı kaderi yaşayan yüzlerce aile olduğunu söyledi. Şengül Hablemitoğlu, "Biz bu sonu yaşayan ilk ve son aile değiliz. Ama lütfen artık kimse ölmesin. Bu anmaları böyle yapmayalım. Herkesin sıradan hayatının, sıradan bir ölümü olsun. Biz bu travmatik ölümlerle anmalar yapmayalım. Bu ölümler dursun. Bir yandan hakkımız olan adaleti talep ediyoruz, bir yandan da bu ölümlerin durdurulmasını istiyoruz. Bunca insanın ölümüne göz yuman, bunca insanı öldürme hakkını kendinde bulan insanların artık durdurulmasını istiyoruz. Bu soruşturma süreci 3 yıllık bir süreç, öncesi yok. Görünmüştür ki devletin bazı karanlık insanları bir yerlerde bir şeyler yapıyorlar, biz de onların verdiği kararların bedellerini ödüyoruz. Kimsenin buna hakkı yok. Bu mesajı verelim, bu ölümler çoğalmasın" dedi.
AİLE AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Bu arada Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın ve Şengül Hablemitoğlu, Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, Ukrayna'da yakalanan şüpheliyle ilgili basın açıklaması yaptı. Avukat Barkın, Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının, kimliği belli grupları koruma güdüsüyle 14 yıl kaybedildikten sonra, görevini hakkıyla yapmaya çalışan bir savcılık kurumunun 3 yıllık çalışması sayesinde belli bir noktaya geldiğini söyledi.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden kısa süre önce hazırlanan FETÖ Çatı Davası iddianamesinin eklerinde gizlenmiş bir ayrıntının peşine düştüklerini ve bu ayrıntıyı savcılık makamına iletmeleri üzerine ilk kez tetikçi olabileceği ihtimaliyle bir kişinin yakalandığını ifade eden Barkın, "Zira, FETÖ çatı davası iddianamesi eklerinde Hablemitoğlu suikastının failine dair yer alan, ancak mahkemece değer verilmeyen bir ifade sahibinin soruşturma dosyası kapsamında yeniden ifadesinin alınması ve sahip olduğu bilgilerin kaynağı olarak işaret ettiği kişinin teknik incelemesi savcılık makamını önceden öngörülmeyen bir ihtimalle karşı karşıya getirmiştir" dedi.
'SORUŞTURMA DERİNLEŞTİRİLDİ'
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün'ün bu bilgi üzerine Nuri Gökhan B. hakkında kırmızı bülten çıkardığını dile getiren Barkın, şüphelinin 11 Temmuz 2019'da Ukrayna'da yakalandığını bildirdi. Savcının 3 yıldır soruşturmayı derinleştirdiğini, bu kapsamda adı geçen kişi ya da kamuoyunda ismi bilinen başka şüphelilerin HTS analizlerinin, baz istasyonu sinyallerinin incelendiğini anlatan Barkın, Ukrayna'daki şüphelinin yakalanmasından da başından itibaren haberdar olduklarını söyledi.
Olayın failinin ve ardındaki gücün aydınlanıp aydınlanmayacağının zamanla ortaya çıkacağını belirten Avukat Barkın, "Ancak bu sürecin görülebilmesi öncelikle adı geçen kişinin yakalandığı Ukrayna'dan ülkemize iadesiyle mümkün olabilecektir. Her ne kadar ülkemizin Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları eliyle iade dosyasının Ukrayna'ya sunulduğu ifade edilmiş olsa da aynı ülkede başka dosyalardan daha sonra yakalan kişilerin ülkemize iade edilmesine karşın, dosyamız şüphelisinin tutukluluk halinin ev hapsine dönüşmesi, siyasi sığınma talebinin değerlendirilmesinin 5 ayı aşkın süredir sonuçlandırılmaması ailemizi endişeye sevk etmektedir" diye konuştu.
'SORULARIN CEVABI, ETKİLİ BİR SORUŞTURMAYLA ORTAYA ÇIKACAKTIR'
Şu an soruşturma dosyasında yapılan birçok tespitin ve ulaşılan sonuçların ancak şüphelinin Türkiye'ye iade edilmesiyle anlam kazanacağını vurgulayan Barkın, şöyle konuştu:
"Bu aşamada, şüphelinin fail olup olmadığı, olaya dair bilgisinin ne olduğu, hangi odaklarca kullanılmış olabileceği, ideolojik ekseninin ne olduğu ve faille iletişim içinde olabilecek kişilerin kimlikleri, kimin için bu aracılığı gerçekleştirdikleri tartışmalarının hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Aynı biçimde, son günlerde medyada adı geçen eski cumhurbaşkanlarının, bakanların, milletvekillerinin ya da FETÖ'cü oldukları bilinen resmi görevlilerin sürecin neresinde oldukları da henüz bizim açımızdan anlam taşımamaktadır. Suikastı kim işledi? Arkasındaki güç neydi? Necip Hablemitoğlu niçin hedef alındı? Bu soruların tamamı, adı geçen şüphelinin ülkemize iadesini de içeren etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. O zaman, hazırlık soruşturmasında görev yapan ve neredeyse tamamı FETÖ nedeniyle ihraç edilen, mahkum edilen emniyet görevlilerinin, savcılık çalışanlarının varlık ve görevleri de anlaşılabilir olacaktır."