03.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu-Ankara
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve İHL Meslek Dersi öğretmenlerinden oluşan 50 öğretmenin katıldığı çalıştayın sonuç bildirgesinde özetle şunlar kaydedildi:
- İtikadî anlamda sorunları olan gençlerde özellikle “deizm” yani Allah’ın hayata müdahalesini reddetmek inancı ön plana çıkmakta, ateizm bu bağlamda daha geride kalmaktadır.
Din ve bilim çelişkisi
- Gençler arasında en çok sorulan İtikadî sorulardan biri, kötülük meselesi çerçevesinde neden, “Allah’ın yeryüzünde kötülüklere müdahale etmediği ve sessiz kaldığı” sorusudur. Bununla birlikte kader, Allah’ın zatı ve tasavvuru, sabır, tevekkül gibi konuların pek çok kişi tarafından doğru anlaşılamaması, İtikadî sorunları artırmaktadır.
- Din ve bilimin çeliştiği düşüncesini besleyecek dînî anlatımlar öğrencilerde İtikadî sorunlara neden olmaktadır. Doğru bilgilerle donatılmamış bir Allah ve gayb alemi tasavvuru bulunmakta, hurafeler din addedilmektedir. Bu noktada öğrenciye sunulacak din yorumu önem arz etmektedir.
Diziler zarar veriyor
- Dini anlatan kişiler arasında yaşanan tartışmalar ve sunulan dini bilgilerdeki tutarsızlıklar gençlerde din düşüncesinin saygınlığına zarar vermektedir.
- Özellikle diziler eliyle, aldatma ve gayrı meşru beraberlik normalleştirilmekte, aile ve sadakat kavramları büyük darbe almakta; bunun sonucunda da gençlerde pek çok ahlakî değer zarar görmektedir. Bununla beraber pek çok film ve dizide konu edilen aile içi gayrimeşru ilişkiler de normalleştirilmektedir.
- Din eğitimcisinin İslam itikadını öğretirken bireyi özgürleştiren ve ona tercih hakkı veren yönünü vurgulaması gerekmektedir. Aksi takdirde gençler dinden uzaklaşabilmektedir.
‘İnanç sorgulaması’
- Din eğitiminde öğretmenin anlattığı değerleri temsil edebilmesi büyük önem arz etmektedir. Söylemlerle davranışların tutarsızlığı ve hayata yansımayan bir dînî anlatım genci dinden uzaklaştırmaktadır.
- İmam hatip liselerinde, inanç tabanlı bir eğitimden ziyade ibadet tabanlı bir din eğitimine ağırlık verilmektedir. Pek çok öğretmen itikat yönünden yeterli olduğu ön kabulüyle hedef kitlesine hitap etmekte; fakat öğrencilerin zihninde hem yaşının gereği olan inanç sorgulamaları hem de çevre ve sosyal medya kaynaklı pek çok soru bulunabilmektedir. Öğrenci, öğretmeninden ve arkadaşlarından çekindiği için inanca dair kafasına takılan soruları soramamakta, öğretmen de pek çok zaman bu ihtiyacı fark edememektedir. Öğrenci, cesaretini toplayıp soru sorabildiğinde de genellikle uygun bir dil ile yeterli ve temellendirilmiş cevaplar alamamaktadır. Bazı eğitimciler, soruları geçiştirmekte, bazıları bastırmakta bazıları da tatmin edicilikten uzak cevaplar verebilmektedirler.
Eşcinsellik sempatik görünüyor
- Gençlerde karşılaşılan ve gün geçtikçe daha da yaygınlaşan başlıca ahlakî sorunlardan biri eşcinsellik konusundaki tutum ve bakış açılarıdır. Özellikle medyatik kişilerle ülke gündemine sokulmaya çalışılan eşcinsellik, pek çok lise öğrencisinde normal ve hatta sempatik görülebilmekte ve bir sapkınlık olarak değil cinsel bir tercih olarak nitelendirilmektedir. Öğrenciler eşcinselliği özgürlük bağlamında anlamakta, özgürlüğün ne olduğu öğrenciye yeterince anlatılamamaktadır.
Sosyal medya uyarısı
- Sosyal medyayı kullanmayı tercih eden öğretmenler, öğrencileri ile etkileşim içerisinde olduklarında belli ilke ve sınırlarla hareket etmelidir. Öğretmen öğrencilerin görebileceği paylaşımlarına dikkat etmeli ve toplumun sinir uçlarını harekete geçirecek ideoloji, siyaset, mezhep ve cemaat tarafgirliği gibi ayrıştırıcı paylaşımlardan uzak durmalıdır. Öğretmen sosyal medyada dînî ve siyasi konularda öğrencilerinin görebileceği şekilde polemiğe girmemelidir.