22.04.2018 - 15:47 | Son Güncellenme:
Gazi Unvanını Hak Etmiş Tek Şehir
Gaziantep, Türkiye’deki en önemli şehirlerinden biridir. Gazi unvanı kültürümüzde savaştan sağ olarak kurtulabilmiş kişilere verilen bizim için çok önemli bir sıfattır. Önce İngilizler, sonra Fransızlar tarafından kuşatılan Antep’te herkesin camide olmasını fırsat bilen Fransız askerleri camilerimizi top ateşine tutarak yüzlerce insanı namaz kılarken katletmelerinden 1 sene sonra yapılan anlaşmayla resmen Antep’in bizim sayılmasıyla bu savaştan çok sayıda gaziyle kurtulduğu için bu unvan verilmiştir.
Gaziantep kendine ait uluslararası bir havalimanına sahip olduğu için Türkiye’de bir Doğu turu yapmak istediğinizde başlangıç şehri olarak seçebileceğiniz bir şehirdir ama Gaziantep’i tanıyıp doyabilmek için en az 3 güne ihtiyacınız olduğunu da unutmamanız gerekir.
Ancak Gaziantep’i anlatmaya başlamadan önce önemli bir hatırlatma yapmak gerekirse; şehrin konumu nedeniyle bazı güvenlik endişeleri yaşanabiliyor, herhangi bir sıkıntı yaşamamak için seyahate başlamadan önce bölgeyi iyi bilen turizm danışmanlarıyla iletişime geçmenizi tavsiye ederim.
Gaziantep’te Neler Yapılır
Şehirde yapılması gerekenlerin başında, Belkis Zeugma arkeolojik kazı alanının kazılması sırasında ortaya çıkarılan ince mozaikleri gösteren 2012 yılında açılmış, dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret etmek gelir.
12. ve 13. yüzyıllar arasında inşa edilmiş Selçuklu Kalesi, 6. yüzyılda İmparator Justinian'ın emriyle inşa edilmiş daha eski bir Bizans kalesinin de bulunduğu alanı kaplayan kale de Gaziantep’te görülmesi gereken yerlerdendir. Kalenin içinde Fransızlara karşı şehri savunan yerlilerine ithaf edilen Gaziantep Savunma ve Kahramanlık Müzesi de kale içindeki küçük bir müzedir.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nde Zincirli, Karkamış ve Sakçaközü gibi alanlarda kazılmış buluntular sergilemektedir. Tarih severler, özellikle Karkamış sergilerindeki Hitit kalıntıları için buraya mutlaka uğramalıdır. Karkamış ilk olarak Birinci Dünya Savaşı'na kadar British Museum takımı tarafından kazıldı, sahadan sorumlu iki arkeologdan biri, sonradan adı ajan olarak anılan ve "Arabistanlı Lawrence" olarak ün kazanmış. Thomas Edward Lawrence oldu.
Gaziantep Kent Müzesi; Gaziantep'in hikâyesini ilginç ve eğlenceli bir şekilde anlatmak için dioramalar ve multimedya ekranları kullanmaktadır. Sergileri gezmeyi bitirdiğinizde, bir kahve içmek için orta avluda oturun ya da yerel el sanatlarından satan tezgâhlara göz atın. Müze ayrıca zaman zaman müzisyenleri ve sanatçılarında sahne aldığı bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Şehirde iken herhangi bir etkinlik olup olmadığına bakmanızı tavsiye ederim.
Daha Yazmadığımız Çok Şey Var...
Etnografya Müzesi orijinal yerleşime sahip, harika bir şekilde restore edilmiş bir Osmanlı konağında, kadınlara ayrılmış, misafirleri ağırlayıp eğlendiren odalar barındırıyor. Odalar arasında dolaşmak, Osmanlı döneminin yaşam tarzlarını ve ritüellerini anlamanızı sağlayacak. Mutfak başkentimiz olan Gaziantep’in en ünlü tatlı ve yemeklerini tanıyacağınız Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde şehrin tadına doyun. Özellikle hayatına kilise olarak başlayıp sonradan restore edilerek çevrilen camilerde tarihi kucaklayın. Türkiye’nin modernleşme sürecinin kurbanı olan, kısmen Birecik Barajı altında kalmış eski Osmanlı mimarisiyle inşa edilmiş köylerini gezin. Şehrin en güzel manzarasını seyredebilmek için Halfeti’den Rum Kale’ye de mutlaka bir tekne turu yapın.