GündemFransız okulu krizi! ‘Ya bizim koşullar ya hukuki prosedür’

Fransız okulu krizi! ‘Ya bizim koşullar ya hukuki prosedür’

14.07.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:

Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği, MEB’in anlaşması imzalanmazsa bu okullara Türk vatandaşı öğrenci kabul edilmeyeceği notasını aldıklarını açıkladı. Bakan Tekin ise “Koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler” dedi.

Fransız okulu krizi ‘Ya bizim koşullar ya hukuki prosedür’

Ayse Bozan Yılmaz - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Charles de Gaulle ve Pierre Loti Fransız okulları arasında bir süredir yaşanan olayların, Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği tarafından yapılan yazılı açıklamayla krize dönüştüğü ortaya çıktı. Diplomatların ve Fransız vatandaşlarının çocuklarının eğitimi için kurulan bu okullar uzun yıllardır Türk öğrencileri de kabul ediyor; lisede okuyan öğrenciler ise yabancı öğrenci statüsü ile Türk üniversitelerine giriyordu. Müfredatlarını kendileri oluşturan ve Fransa Eğitim Bakanlığı’na bağlı bu okullarla ilgili MEB’in yeni düzenlemeler istediği konuşuluyordu.

Haberin Devamı

Önceki gün Türkiye Fransız Kültür Merkezi Kültür Etkinlikleri ve İşbirliği Müsteşarı Sylvie Lemasson imzasıyla yapılan yazılı açıklamada da iki hükümet arasında bir anlaşma sağlanması amacıyla MEB yetkilileriyle uzun süredir görüşmelerde bulunulduğuna dikkat çekildi. “Ancak haziran ayı ortasında Türk tarafı bize şu ana kadar görüşülen önerilerin ötesine geçen bir anlaşma taslağı sundu” denilen açıklamada, “2 Temmuz 2024 tarihinde Türk yetkililerden, bu anlaşmanın imzalanmaması halinde Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarının 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren Türk vatandaşı öğrenci kabul edemeyeceğini, okullarımızda kayıtlı Türk öğrencilerin Türk okullarına nakledilmesi gerektiğini bildiren bir nota aldık” denildi.

Haberin Devamı

Açıklamada, 12 Temmuz’da Fransa ve Türk Dışişleri Bakanlıkları arasında video konferans yoluyla bir fikir alışverişi toplantısı gerçekleştirildiği, Paris’ten bir heyetin, Türkiye’ye gelmesi için bir ziyaret düzenlediği bilgisine de yer verildi.

‘Okullaşmamış gözüküyor’

Konuyu sorduğumuz Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise Erzurum’daki Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Erzurum Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda, “Bu okullara gerekli adımları attık. Bizim koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler. Gelmezlerse biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz” dedi.

Tekin şunları kaydetti:

“12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Bunlara biz Lozan’da taahhüt ettiğimiz için hiçbir problem çıkartmıyoruz. Onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız da yok fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak, Türkiye’de iki tane daha okul açmış. Bu okulu açarken de ‘Biz buraya Fransızları alacağız sadece’ demiş olmalarına rağmen şu an öğrenci sayısı yüzde doksan oranında Türk vatandaşı. Şimdi bu çocuklar bizim sistemimizde legal ya, ben 12 yıllık zorunlu eğitimi uygulamakla mükellef bir bakanım. Dolayısıyla o okula giden bir Türk vatandaşının eğer bende kaydı yoksa, ben o çocuğu okullaştırmadığım için görevimi yapmıyorum demektir. Ben şimdi diyorum, çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydımızda yok, nereye gidiyorlar. O iki Fransız okuluna. O benim literatürümde resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar.”

Haberin Devamı

‘Müfettişi okula almıyorlar’

Tekin, “Türk öğrenci var mı bakalım diye okula müfettiş gönderiyoruz, almıyorlar. Şimdi ‘Siz bizi denetleyemezsiniz’ diyorlar. Sonra çocuklar mezun oluyor, bize geliyor diplomamın denkliğini ver. Yetmedi bu çocuklar ayrıcalıklı bir pozisyonda, yabancı öğrenciler için yaptığımız yüksek öğretim kurumu sınavlarına giriyorlar. Yani bir kere de adaletsizlik var orada. Büyükelçiyi davet ettik, geldi, ‘İlk fırsatta çözeceğiz’ dedi. 7-8 ay geçti. Ondan sonra resmi yazı gönderdik. Şimdi de köşe yazarlarına saçma sapan yazılar yazdırıyorlar. Bir gazeteci diyor ki ‘Milli Eğitim bu okullarda din kültürü dersi veremediği için okulları kapatıyor.’ Gerçekten ahlaksızca bir yalan bu. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorumlu davranan bir Milli Eğitim Bakanı olarak bu okullara biz gerekli adımları attık. Bizim koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler. Gelmezlerse de biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz.”