GündemFilm gibi bir aşk hikayesi

Film gibi bir aşk hikayesi

23.10.2012 - 12:18 | Son Güncellenme:

Özdemir Asaf'ın Lavinia şiirine ilham veren döneminin en güzel kadınlarından biri olan Mevhibe meğer İlhan Selçuk'un ilk aşkıymış...

Film gibi bir aşk hikayesi

Gazeteci yazar Miyase İlknur, ismi Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşen İlhan Selçuk'un hayatını kitaplaştırdı. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan "İlhan Abi" adlı 665 sayfalık kitapta, Selçuk'un çocukluğu, ilk gençliği ve 38 yıllık fırtınalı gazetecilik hayatı bütün ayrıntılarıyla anlatılıyor. İşte kitaptan bölümler…

Haberin Devamı

İlk aşk

"İlhan Selçuk, 1952 yılında Tokatlıyan Oteli'ndeki bir düğünde Mevhibe Beyat'a ilk görüşte âşık olur. O dönem güzelliğiyle akılları başlardan alan ressamların resimlerine, şairlerin şiirlerine konu olan Mevhibe, Özdemir Asaf'ın ünlü 'Lavinia' adlı şiirine de ilham kaynağı olur. İki tutkulu aşık 1956 yılında evlenirler. İki yıl süren bu tutkulu aşk 1958 yılında sona erer. Ancak Selçuk ile Mevhibe'nin dostluğu ölünceye kadar devam eder."

"41 Buçuk" dergisiyle Babıâli’ye giriş

"Hukuk Fakültesi'ni bitiren Selçuk, 1952 yılında bir arkadaşıyla birlikte avukatlık ofisi açar. Ancak bir süre sonra sıkılarak avukatlığı bırakır. Estetik isimli bir matbaa kurarak '41 Buçuk' adlı mizah dergisini çıkarmaya başlar. 'Çizgiyle mizah' anlayışını benimseyen 41 Buçuk bu yönüyle o dönemin ünlü mizah dergisi Akbaba'dan farklıdır."

Haberin Devamı

İlk müstehcenlik davası

"Türk basın-yayın tarihinde ilk 'müstehcenlik' davası 41 Buçuk hakkında, dolayısıyla derginin sorumlu yazı işleri müdürü İlhan Selçuk hakkında açılır. 11 Ekim 1952 tarihli sayının kapağında yer alan Turhan Selçuk karikatürü ve 14. sayfadaki bir başka karikatür savcılık tarafından müstehcen bulunur ve toplatma kararı verilir."

İlk imza ve ilk 'ciddi' yazı "

41 Buçuk ve Dolmuş dergilerinde İ.S rumuzuyla yazan İlhan Selçuk, derginin 2 Mayıs 1957 tarihli 70. sayısında yer alan yazıda ilk kez 'İlhan Selçuk' imzasını kullanır. 'Kırmızı ve Siyah' başlıklı yazı mizah değil 'ciddi' bir yazıdır. Konu ise Kıbrıs... Daha önce derginin başyazılarını yazan Çetin Altan'ın yerine de başyazıları yazmaya başlar. Bu dönemde kendisini dikkatle takip eden birisi vardır: Cumhuriyet Gazetesi sahibi ve başyazarı Nadir Nadi'den başkası değildir."

27 Mayıs'ta TSK adına Demirci kasabasına el koydu

"Yedek subay okulunu bitiren Selçuk, Manisa'nın Demirci kasabasına tayin edilir. Burada görev yaptığı sırada 27 Mayıs darbesi olur. O gece nöbetçi olan Selçuk, telefonla gelen emir üzerine kasabaya 'el koyma' görevini de üstlenir."

Yön Hareketinin Doğuşu

"Askerliği döneminde Ulus gazetesi ve Akis dergilerinde imzasız yazıları yayımlanan Selçuk, askerlik dönüşünde Akis dergisinde yazmaya başlar. Bu süreçte dergiyi çıkaran Doğan Avcıoğlu ile dostluğu da pekişir. Önce Akşam'da, sonra Tanin'de, sonra da Vatan gazetesinde yazar. Bu süreçte, 27 Mayıs darbesinin ardından Doğan Avcıoğlu ve Mümtaz Soysal kendileri gibi düşünen aydınlarla birlikte bir kadro hareketi oluşturmayı kararlaştırır.

Haberin Devamı

Böylece 'Yön' hareketi doğar. 20 Aralık 1961'de Yön dergisinin ilk sayısı çıkar, ilk sayıyla birlikte 1041 aydının imzalığı Yön bildirisi de kamuoyuna duyurulur. İlhan Selçuk da bu aydınlar arasındadır. Yön dergisi dönemin en güçlü kalemlerinden oluşan ekibiyle adeta bir okula dönüşür.

İlhan Selçuk; Doğan Avcıoğlu, Sadun Aren, Atilla İlhan, Fethi Naci, Muammer Aksoy, Melih Cevdet Anday gibi şöhretli entelektüellerle birlikte hareketin ve derginin merkezinde yer alır."

"İlhan Abi" Cumhuriyet'te…

"Yön'deki yazıları devam ederken, Cumhuriyet'in sahibi Nadir Nadi'den Yaşar Kemal aracılığıyla bir davet alır. Cumhuriyet'in Cağaloğlu'daki pembe, ahşap binasında Nadir Nadi ile buluşur. Kısa görüşmenin ardından 'İlhan Abi' artık Cumhuriyet'tedir. 38 yıl kapanmayacak 'Pencere' köşesi 8 Nisan 1962'de açılır, yazının başlığı ise 'Başlangıç'tır..."

Haberin Devamı

İlhan Abi'ye "Balyoz Harekâtı"

"İlhan Selçuk, 12 Mart 1971 muhtırasının ardından uygulamaya konan 'Balyoz Harekâtı' kapsamında gözaltına alınır. Daha sonra hakkında sıkıyönetim bildirisine muhalefet etmek suçlamasıyla dava açılır. Suçlama konusu yazı 28 Nisan 1971 tarihli 'Tanzimat Kafası' başlıklı yazıdır."

"Ben eğleniyorum, sen de eğlen!"

"Sıkıntılı gözaltı ve sorgu süreçlerinin ardından ağır şartların hüküm sürdüğü askeri cezaevi sürecine giren Selçuk, bu sıkıntılarını ailesine hiç yansıtmaz, eşi Handan Selçuk'a şöyle bir mektup yazar: 'Sakın içerdeyim diye gezmeni, eğlenmeni eksik etme. Ben burada çok eğleniyorum. Dışarıda sen de eğlen. Kendini kapıp koyarsan güzel gözlerini ve akıllı kafanı patlatırım. İşte bu kadar!' Selçuk'un yargılanması 6 Temmuz 1971'de tamamlanır, Selçuk ve Oktay Kurtböke birer yıl hapse mahkûm edilir. Selçuk Konya'ya, Kurböke ise Tekirdağ'a sürgün edilir."

Haberin Devamı

Ziverbey'in "işkenceli" sorguları "

Selçuk, 'Madanoğlu Cuntası' soruşturması kapsamında 1972 Ekim'inde tekrar tutuklanır. Ancak bu kez sorgu süreci daha geçer. Ziverbey Köşkü'nde gözleri bağlı bir şekilde sorgulanan Selçuk, burada işkence görür. Selçuk, işkence gördüğünü meşhur 'akrostişli' ifadesiyle tarihe kayıt düşer."

"Sobayı aldınız mı?"

Selçuk, bu ikinci tutukluluğundaki ağır şartları da ailesine hissettirmemek için elinden geleni yapar. Annesine yazdığı mektupta evlerine alacakları sobayı sorar: 'Canım Annem, iyiyim, sağlığım, dengem yerinde. Sizin de öyle olsun isterim. Kış için bir soba alacaktınız. O iş oldu mu? İhmal etmeyin, odunla kömürle uğraşmak zor."

Kenan Evren'den tehdit

"Türkiye'nin geçirdiği neredeyse bütün olağanüstü dönemlerde soruşturma geçiren ya da tutuklanan İlhan Selçuk, 12 Eylül sonrası dönemi sıkıyönetim soruşturmaları ve davalarla geçirir. Bir davette Nadir Nadi'yle karşılaşan Devlet Başkanı Kenan Evren, Selçuk için 'Yazılarını dikkatle okuyorum, ne demek istediğini de anlıyorum. Cumhuriyet hakkında da bir dosya var' diyerek örtülü bir şekilde tehdit etti."