GündemFETÖ’den kaçışın film gibi öyküsü

FETÖ’den kaçışın film gibi öyküsü

26.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Balyoz mağduru emekli pilot albay Osman Başıbüyük önce Belçika, sonra da Almanya’ya kaçışının öyküsünü ‘Devletin İçindeki Örgütle Mücadele’ adlı kitabında tüm detaylarıyla anlattı

FETÖ’den kaçışın film gibi öyküsü

Balyoz Davası mağdurlarından emekli pilot kurmay albay Osman Başıbüyük, “Nereden Nereye-Devletin İçindeki Örgütle Mücadele” başlıklı yeni çıkan kitabında, FETÖ’cü hainlerden nasıl saklandığını ilk kez açıkladı. Tutuksuz yargılandığı sırada FETÖ yargı elemanları tarafından hakkında 16 yıl ceza verilen Başıbüyük, önce Belçika ardından Almanya’ya firar ederken, kaçış öyküsünü de tüm detayları ile kaleme aldı.

Haberin Devamı

O dönem Kaynak Yayınları Yayın Yönetmeni Arslan Kılıç’ın kendisine yardım ettiğini ve Mehmet Bori mahlasıyla Aydınlıkçılar’ın yayın organlarında FETÖ’nün TSK içindeki oyunlarını kaleme aldığını itiraf eden Başıbüyük, Genelkurmay Başkanlığı’nın hakkında suç duyurusunda bulunmasını ise şöyle anlattı:

‘En az yarısı cemaatçi’

“24 Ocak 2014’te, ‘Her tasfiye, bir kadrolaşma operasyonudur’ başlıklı bir makale yazmıştım. TSK’nın yetişmiş kurmay kadrosunun, Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi davalarla tasfiye edildiğini, 2010 yılından itibaren generalliğe terfi eden subayların en az yarısının cemaatçi (FETÖ) olduğunu, durumun böyle devam etmesi durumunda en geç 8 sene içerisinde TSK’nın yüzde 100’ünün cemaatin kontrolüne geçeceğini, önümüzdeki dönemde darbe yapabileceğini, kadrolaşmanın devamını önlemek için Kumpas davalarda tasfiye edilen subayların TSK’ya geri dönmesi gerektiğini yazmıştım.

Haberin Devamı

Bu yazım üzerine Genelkurmay Başkanlığı, Mehmet Bori hakkında savcılığına suç duyurusunda bulundu.” Hava Kuvvetleri’nden istifa ettikten sonra özel bir havayolu şirketinde çalışmaya başlayan Başıbüyük, polisiye filmlere taş çıkartacak kaçış öyküsünü ise şöyle kaleme alıyor:

“Kumpastan kurtulma sevinci uzun sürmedi. Balyoz’un 3’üncü iddianamesi açıklandığında ben de sanık olmuştum. Sabah olduğunda tıraşımı oldum pilot üniformamı giydim. Beni Sabiha Gökçen Havaalanına götürmek enişteme düşmüştü. Kurtköy’e bırakmasını söyledim. Havaalanında plakasının kayda girmesini istemiyordum. Bir taksiyle havaalanına gittim. Brüksel uçağına bilet aldım. Bilet alırken ismimin bir harfini değiştirerek Osman Başıbükük yazdırdım. Yaptığım bir harf hatası bilgisayardan yakalanmamı güçleştirecekti. Uçağın park yerini sordum. Üniformalı olduğum için beni uçağın pilotu zannettiler.”

‘Kabin amiri beni tanıdı’

“Bineceğim Brüksel uçağı aprona çıktığım yerin karşısındaki kapıya yanaşmış karşımda bekliyordu. Kapıda bekleyen kabin amiri beni tanıdı. Uçuş listesinde görevli olarak gözükmediğimden neden uçağa geldiğimi sordu. Ben de kendisine ağabeyimin kalp krizi geçirdiğini, bu sebeple uçuşumu iptal ettirerek acil Brüksel’e gittiğimi söyledim. Hiçbir polis kontrolünden geçmeden yurt dışına giden bir uçağa binmeyi başarmıştım. Pilotlardan birisi devre arkadaşım Hakan Akar’dı. Balyoz davasında yargılandığımı
biliyordu. Birbirimize sıkı sıkı sarıldık.”