10.05.2022 - 15:33 | Son Güncellenme:
Tolga TAHÇI/DHA
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca İzmir Adliyesi'ne yönelik 5 Ocak 2017'de, PKK/KCK’lı teröristler tarafından düzenlenen, polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can'ın şehit olduğu saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında; 'Delil Azzo' kod adlı Suriye uyruklu terörist Delil Hıso, geçen yıl 12 Ekim'de polis ekiplerince yakalandı. Delil Hıso'nun, adliyeye saldıran teröristlerin kullandığı Kalaşnikof tüfek mermilerini, TNT malzemelerini ve el bombalarını İzmir'e getirdiği belirtildi. Terörist Hıso'nun, 2015 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesinde güvenlik güçlerine yönelik düzenlenen 3 bombalı eylem ve zırhlı polis aracına yapılan saldırıya katıldığı tespit edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Delil Hıso, tutuklandı.
3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 192 YIL HAPİS CEZASI İSTENDİ
Hıso hakkında iddianame hazırlandı. Delil Hıso'nun silahlı terör örgütü PKK/KCK- YPG/PYD içerisinde faaliyet yürüttüğü, adliye saldırısından yaklaşık 6 ay önce İzmir'e çok sayıda mermi, TNT, el bombasını tatlı kutularında getirdiği belirtildi. Savcı, Hıso'nun, 1 kez 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma', 2 kez 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme' suçlarından olmak üzere 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 19 kez 'kasten yaralama' ve 24 kez 'patlayıcı madde kullanarak mala zarar verme' ve 'kamu malına zarar verme' suçlarından da toplam 192 yıl hapisle cezalandırılmasını istedi.
'HİÇBİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE İLİŞKİM OLMADI'
Hıso'nun yargılanmasına bugün İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tutuklu sanık Hıso ve avukatları salonda hazır bulundu. Sanık, tercüman aracılığıyla savunma yaptı. Daha önce hiçbir terör örgütüyle bağlantısı olmadığını savunan Hıso, "2013 yılı Haziran'da pasaportla Cerablus'tan halamla birlikte Türkiye'ye girdim. Savaştan kaçarak geldim. Nusaybin'de çalıştım. 2016 yılında Nusaybin'de olaylar başladığında tekstil işinde çalışıyordum. 2016 yılında Ahmet Özgün ile İzmir'e gezmeye geldik. 'Berzan' isimli okul arkadaşım bizi otogarda karşıladı. 7-8 gün arkadaşlarımda kaldım. Ardından Kızıltepe'ye döndüm. Mardin'den İzmir'e gelirken hiçbir şey getirmedim. Hayatımda 'Fadi' diye biri hiç olmadı. Hiçbir terör örgütüyle de ilişkim olmadı" dedi.
Hıso, ifadesinde ayrıca şunları söyledi:
"2018 yılında, kaçak olarak Irak üzerinden Kamışlı'ya gittim. 2021'in 7'nci ayında tekrar Türkiye'ye geri dönmek istediğimde Özgür Suriye Ordusu beni yakaladı ve PKK'lı olduğumu söylediler. Terör örgütü üyesi olmadığımı söylememe rağmen işkence yaptılar. Ardından da jandarmaya teslim ettiler. YPG'ye hiç katılmadım. Hiçbir şekilde terör örgütü üyesi olmadım. Türkiye'ye çalışmak için geldim. Facebook'ta 2016 yılında İzmir'de deniz kenarında çekilmiş fotoğrafım olduğu için adliye saldırısını üzerime yıktılar."
'SAVCILIKTA ETKİN PİŞMANLIK, MAHKEMEDE İNKAR'
Mahkeme Başkanı, sanık Hıso'ya gözaltına alındıktan sonra savcılıkta etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini hatırlatıp, işkence altında ifade verdiğini neden söylemediğini sordu. Bunun üzerine Hıso, "Tehdit edildiğim için söylemedim" diye yanıt verdi.
Sanığın ardından, Hıso'nun 2016 yılında İzmir'e beraber geldiği Ahmet Özgün, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile tanık olarak dinlendi. Özgün, İzmir'e iki küçük çanta dışında bir şey getirmediklerini belirtti. Özgün, "Delil Hıso ile İzmir'e gittik. Delil'in arkadaşlarında kaldık. İki küçük çantamız vardı. Kıyafetleri İzmir'den alırız diye düşünmüştük. Yanımıza terminalde kimse gelmedi. Kimse bizimle bir şey göndermedi. Çantalarımızı alıp, otobüsten indik. Birlikteyken Delil Hıso'nun yanına kimse gelmedi. Örgütsel bağlantısına hiç şahit olmadım. 2018'den sonra işlerimiz ayrıldı ve hiç görüşmedik" dedi.
İfadelerin alınmasının ardından sanık avukatı, ek savunma talebinde bulundu. Avukatın talebini kabul eden heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.