GündemErbakan tankın üzerine çıksaydı bunlar olmazdı

Erbakan tankın üzerine çıksaydı bunlar olmazdı

06.10.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Darbe komisyonunda 2.5 saat konuşan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Erbakan tankınüstüne çıksaydı bunlar olmazdı” dedi. Doğan, ne siyasilerden ne de askerden bir talimat almadığını söyledi

Erbakan tankın üzerine çıksaydı bunlar olmazdı

Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 28 Şubat Alt Komisyonu’nda, “Erbakan tankın üstüne çıksaydı bunlar olmazdı” dedi. Doğan ne siyasilerden ne de askerlerden yönlendirilmiş manşet atılması veya yazarların görevlerine son verilmesi konusunda bir talimat gelmediğini açıkladı.
Komisyonda 2.5 saat konuşan Doğan’ın mesajları şöyle:
- SİYASETÇİLER MEDYAYI HASIM GÖRÜR: Demokrasi yoksa biz yokuz. Kısıtlı haber yayıncılığı kökten yok eder bizi. Her zaman medya ile siyasi partiler arasında çekişmeler olmuştur. Ülkemizde ifade ve basın özgürlüğü, iktidar medya ilişkileri hep sıkıntılı olmuştur.
- MİT, EMNİYET KULLANIYOR: MİT’in basın kaynaklarını kullandığı oluyor. Yayıncılık yapıyorsanız haber kaynaklarıyla da ilişki içinde olmak zorundasınız, aksi takdirde yapamazsınız.
- BAŞBAKAN’LA ARAM İYİ: (Başbakanla aranız nasıl): Gayet iyi. Aramızda dostluk, samimiyet, arkadaşlık ilişkisi yok ama medeni ilişkiler içindeyiz. Birkaç yıl önce kamuoyuna yansıyan sertlikler yok.
- ÇİLLER’DEN TAZMİNAT ALDIM: Ben Tansu Hanım’a siyasi anlamda meydan okumadım. Bizi itham etti. Telefonda ‘Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz’ dediğimde, televizyonda ‘sen kartelsin’ diye münakaşa oldu. ‘Açıklayın’ dedim. Keşke olmasaydı. Bacanağım bakanıydı. Çiller ‘Bu kartelin cebine 2 katrilyon koydum’ dedi. ‘Böyle yalan olur mu’ dedim. Cebime 2 kuruş koymadım. Mahkemeye verdim. O dönem 26 milyon lira tazminat kazandım. ‘Canımı yaktın’ dedi. ‘Ben siyasi gücüm, ülkeyi yönetirim’ diye bir şey yapmadım..
- ÇEKİLMEMDE EN UFAK BASKI YOK: (Gazete künyesinden adınızı neden çıkardınız, baskı mı oldu): Ben o dönemde tüm grubumdaki şirketlerden ayrıldım ve kendimi holding yönetiminde onursal üye haline getirdim. Çocuklarım ‘sen artık çekil’ dediler. Bu birkaç yıllık karar.. En ufak siyasi bir baskı ve mesaj yoktur.
- ÇÖLAŞAN’I KOVDUM İYİ ETTİM: Emin Çölaşan’ı ben kovdum. Ertuğrul Özkök ve kızım ‘kalsın’ diye ısrar etti. Sonunda ‘kovacaksınız yoksa ikiniz birden gidersiniz’ dedim. Hiçbir siyasi parti, askerler ‘şu adamı at’ diye bir şey dememiştir. Emin yönetilemez hale gelmişti. ‘Bu gazetenin sahibinin de gücü bana yetmez’ diyordu. Takıntılı hale gelmişti. ‘İ. Melih, İ. Melih’ diye yazıyordu, her yazı için 10 bin lira öder hale geldik. Ağzıma geleni söyledim ‘burası senin çiftliğin değil, takıntı yapma’ dedim. Ben işten çıkardım, çok iyi ettim. 200-500 bin dolar götürüyordu benden. Gazeteler arasında kavga olduğu dönemde ‘beni Cem (Uzan) Bey istedi’ falan diye haber gönderdi. ‘Aman gitme, 300 bin dolar al’ diye müteaddit defalar olmuştur.
- NE ÖZAL NE DEMİREL: Bekir Coşkun’a hakkımı helal etmeyeceğim. ‘Bekir gitme’ dedim. Genel Yayın yönetmenini ve kızımı gönderdim. Bekir’e çok para vermişler. ‘Gel sana İstanbul’da daire alalım’ dedim. Kitabında ‘Rüzgârlı sokaktan geçip Ankara’da iyi ki varsın Hürriyet’ diye yazmıştı. Aradım ‘iyi ki varsın Bekir’ dedim. Sonra ‘iyi ki yoksun Bekir’ dedim. Ne Özal ne Demirel ne askerler ‘bunları işten atacaksın’ diye bir şey yapmadı. Telkinde bulundukları olmuştur..
- POAŞ’I İHALEYLE ALDIM: (POAŞ’ı ihalesiz aldığınız söyleniyor sorusu üzerine): 28 Şubat döneminde hiçbir ihale almadım. POAŞ’ı TV’lerin canlı yayınladığı ihaleyle aldım. Halkın gözü önünde. (İhaledeki rakiplerim) bana ‘180 milyon dolar kazık attık’ diye espri yaptılar. ‘Devlet kazandı’ diye cevap verdim. Kamu bankalarından hiç kredi kullanmadım. 1990-2000 arasında kör kuruş almadım.
- PAŞALARLA GÖRÜŞÜRÜM: (Çevik Bir ve dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır’la evinizde görüştükten sonra Sultanbeyli’de meşhur olaylar oldu sorusu üzerine) Çevik Paşa ile emekli olduktan sonra görüştüm, emekli olmadan önce görüştüm mü bilmiyorum. İstanbul’da 1. Ordu komutanlarıyla resepsiyonlarda tanışırdım. Özkök Paşa, Karadayı ile Çevik Bir’le de Başbuğ paşayla da görüşürdüm. Suç olduğunu sanmıyorum. Beraber karar veririz diye bir şey yok. Bunlar şehir efsanesi.
- ARKADAŞLARIM DEVİRDİ: ‘Canan Barlas ihaleleri götürdüler’ demiş. Refahyol döneminde İstanbul enerji dağıtımı ihalesine girdim, 1. oldum. İktidar değişti, Mesut Bey geldi. 1.5 sene oyaladılar, sonra ihale iptal edildi. Ne Mesut Bey’den ne Tansu Hanım’dan ihale aldım. Mesut Bey’le dostluğum vardı, aram iyiydi. Mesut Bey hükümetinin devredilmesinde en büyük etken Türk Ticaret Bankası olayıdır. Bu olayı benim gazetecilerim ortaya çıkarttı.. (Hükümeti) Benim arkadaşlarım devirdi.
- BİLGİN’DEN ALACAĞIM VAR: Dinç’ten 4 milyon dolar alacağım var, alamıyorum. Ecevit telefon etti, ‘gazeteciler zorda kalacak’ dedi. İşten çıkarılma konularında çok hassastı. Sabah gazetesine o dönemde maaşlarına yardım ettim. Mesleki dayanışma, samimiyetle art niyetsiz yaptık. Sonra ‘gazeteyi yönlendirmek için yaptı’ dediler. (Milliyet’in notu: Bilgin Etibank davasında tutuklanmadan önce Sabah Grubu’nu Mehmet Emin Karamehmet-Turgay Ciner-Murat Vargı konsorsiyumuna devretmişti. Tahliye olmasının ardından konsorsiyum yükümlülüklerini yerine getirmeyince şirketlerini geri almıştı. Bu dönemde Aydın Doğan Sabah-atv grubunun nakit akış sıkıntılarına yardımcı olmuştu) Bu borca ne Ciner sahip çıktı. Çalık’tan da isteme hakkım yok, şirketleri devletten aldı. 4 milyon dolar gitti. ‘Aptal mısın’ hayır. (Milliyet’in notu: Sabah-atv’yi daha sonra Turgay Ciner satın aldı, 2007’de BDDK el koyduktan sonra ihaleyle Ahmet Çalık ve Katarlı ortağına satıldı. Doğan alacağı 4 milyon dolara Ciner’in sahip çıkmadığını, Çalık’tan da istemeye hakkının olmadığını söylüyor)
- MANŞETE ASKER DAHİL OLMADI: Hiçbir manşetimize askerlerin bir dahli olmamıştır. 28 Şubat’ın en ağır manşetlerinden birisi ben attım. Albright ‘Türkiye’de demokrasi dışı yönetimlere karşıyız’ dedi. Böyle manşet attık, bu askeri rahatsız etti. Bana göre iyi gazetecilik yapılmış.
- ERBAKAN TANKA ÇIKSAYDI: Türkiye’de darbeler siyasilerin yönetim tarzlarından kaynaklandı. 27 Nisan muhtırasında hükümet dik durdu. Geri adım atsaydı daha çok üzerine gelinirdi. Erbakan, Yeltsin gibi tankın üzerine çıksaydı, askerler ileri gidemezlerdi.
- VERGİ CEZALARI: Bu cezalar haklı yazılmıştır dedirttiremezsiniz. Dünyadaki en büyük ceza. Hiçbir örneği yok. 5 milyar dolardan bahsediyorum. Hiçbir davayı kaybetmedim. Devlet uzlaşma yasası çıkardı. Af değildi. Gittim uzlaştım. Bunun kan davasını sürdürmek istemediğim için uzlaştım.
- MEHMET-CANAN BARLAS: (Barlas çiftinin ‘Aydın Doğan’ı Mesut Yılmaz ihya etti’ açıklamasının anımsatılması üzerine) Pazar Postası yayınlamış. Derya Sazak’a sordum ‘niye bunu (Canan Barlas) başıma saldın’ diye. Mehmet Barlas entelektüel, birikimi çok iyi olan, çok iyi okuyan bir arkadaştır. Bende 7 sene başyazarlık yaptı. Karısının etkisinde kalarak böyle işler yapıyor. Genel Yayın Müdürü Canan’ın işine son vermiş. Düşmanlık oluşturdu. Şehir efsanesi icat ediliyor.

Haberin Devamı

411 el kaosa kalktı
Yanlış buldum. Ertuğrul (Özkök, dönemin Hürriyet genel yayın yönetmeni) kendine göre müdafaa ediyordu. Hata olduğunu her zaman söyledim.

Olağanüstü bir dönemdi
(Sizce 28 Şubat post modern darbe dönemi miydi?): 28 Şubat olağanüstü bir dönemdi. Sivil yönetim zaafa düşünce, doğrusu koalisyon kendi içinde de şeydeydi, askerler öne çıktı.

Koç, Şahenk daha etkin
Hatadır POAŞ ihalesini almam. Belki Koç, Şahenk alsa daha iyi olurdu. Ha, medyam var diye ben devlette daha mı etkiliyim. Bana kalırsa onlar daha etkin.