02.08.2009 - 00:15 | Son Güncellenme:
MİLLİYET AFET UZMANLARIYLA SEL BÖLGESİNDE - 1 / Önay Yılmaz - FOTOĞRAFLAR: Bünyamin Aygün
Başta Giresun olmak üzere Doğu Karadeniz’de yaşamı felç eden aşırı yağmur sonrasında meydana gelen selin nedenlerini, uzmanlarla yerinde araştırdık. Bu çarpıcı araştırma sonunda Milliyet ekibi, gerek geleneksel gerek modern yöntemlerin hiçbirinin uygulanmadığını ve bu nedenle yerleşim birimlerinin göz göre göre felakete nasıl seyirci kaldığına şahit oldu.
Olay yerinde inceleme ve gözlem yapmak için İstanbul’dan Doğu Karadeniz’e ekibimizle birlikte gelen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve İTÜ Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, gördüklerinin karşısında hayrete düştü.
Selden bu ay içinde en çok zarar gören illerden biri olan Giresun’da incelemelerini tamamlayan Kadıoğlu, şunları söyledi:
“Dere yatakları sokak ve caddelere dönüştürülmüş, yatakların içine binalar inşa edilmiş. Dağlardan hızla inen dere suları, 50 ve 100 santim çapında büz adı verilen küçük beton ve plastik borulara sıkıştırılmaya çalışılmış, bazı bölümleri hatalı yapılan sahil otoyolu suların geçişini engelleyerek set oluşturmuş. Böyle altyapısı olmayan, çarpık yapılaşmış bir şehrin selden etkilenmemesi mümkün değil. Felaket buraya göz göre göre gelmiş.”
Yol set oluşturdu
Giresun İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Arzu Topuz, sahil yolunun bazı bölümlerinde denizden gelen taşkınlara karşı yüksek yapıldığını, yerleşim birimlerinin ise yolun birkaç metre altında kaldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Ancak dağlardan gelen taşkınlar hesap edilmeyince bu manzara meydana geldi. Otoyol bir set oluşturarak suların denize rahat akışını engelledi. Köprülerin altı taşkınların getirdiği ağaçlarla, araçlarla tıkanınca sular denize akamadı ve yerleşim birimleri sular altında kaldı. En önemlisi ise derelerin ıslah edilmeyişi. Dere yataklarına yapılan çarpık ve kaçak yapılar da buna eklenince şehir bu hale geldi. Burada 1949 yılında da böyle bir felaket yaşanmıştı. Ancak o günden bugüne hiç ders alınmadı.”
Aksu: Kimliksiz bir yol
Selin başlıca nedeninin küresel ısınmanın yol açtığı görülmemiş yağışlar ve sahil otoyolu olduğunu söyleyen Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu ise şöyle konuştu:
“Giresun yılda metrekareye 1200 kilogram yağış alıyordu. Ancak son bir haftada 405 kilogram yağış aldı. Bu görülmemiş bir afet. İkinci neden sahilden geçirilen otoyol. Bu yol kimliksiz bir yol. Giresun için Trabzon’a gitmekten başka bir anlam taşımıyor. Halkın denizle bağlantısını kesen bir yol bu. Yanlış olduğunu defalarca söyledik ama bir sonuç alamadık. Üçüncüsü dere yataklarının işgali. Yani buralardaki kaçak yapılaşma. Dördüncüsü köprülerin yanlış inşası, yani mühendislik hizmetleri. Köprüler taşkınlara göre hesap edilmeden yapılmış.”
Selin 5 nedeni
Kadıoğlu, Doğu Karadeniz’de selin nedenlerini şu 5 başlık altında topladı:
1- Bölgenin tümünde sel yatağı, sel tehlike sınırı ve sel tehlike bölgesi haritaları mevcut değil, mevcut olanlar ise güncel değil. Bu yüzden meydana gelene kadar sel ve heyelan riskine maruz olan konut, tesis, kamu binaları, altyapı vb. bilinmemekte ve bu bölgelerden sakınılmamaktadır.
2- Küçük dere ve arkların üzerlerinin kapatılmasından dolayı her yıl periyodik olarak yapılması gereken bakım-onarım hizmetleri yapılamıyor. Makine (teknik donanım), vb’nin yetersizliğinden dolayı açık olan dere yataklarında biriken malzeme de zamanında yatak dışına çıkarılamıyor.
3- Yerel yönetimler köprü ayakları arasında biriken malzemeye müdahale edemiyor. Bununla beraber dere yataklarından kontrolsüz malzeme alımı sonucu dere yatağındaki su akımı değişiyor ve dere taban kotunun düşmesi sonucu yapılan koruyucu yapılar yıkılıyor.
4- Heyelanlar, ev, yol ve HES inşaatlarından çıkan hafriyat ve çöpler dere yataklarına kontrolsüz atılıyor. Ayrıca şehir içindeki dereler, yolu kutu menfezle geçmek yerine büzle geçiyor. Liman ve otoyollar nedeniyle menfezlerle gelen taşkın suyu, hızla ve en kısa yoldan denize ulaştırılamıyor.
5- Halk ve yerel yönetimler, sel afetini yönetmek (risk azaltma, hazırlık, erken uyarı, müdahale) için gerekli teçhizat, para, bilgi, vb ile birlikte temel afet bilincinden yoksun. Selle mücadelede “kum torbası” kullanılmıyor ve halkın sel sularında girerek ölmesi engellenemiyor.
KADIOĞLU’NUN İZLENİMLERİ...
Koca koca dereler küçük borulara sıkıştırılmış
Bölgede yıllar boyunca dantel gibi işlenmiş cahillik ve günübirlik yaşam telaşı artık sel ve heyelanları ölümcül hale getirmiş. Dağdan akarak gelip bir evde yatak odasının kapısından hole taşmış olan çamuru görünce hayret ve korkuya kapılmamak elde değil.
Dereye binlerce yıl aktığı yerden denize akmasına müsaade etmeyen hırs ve zekâ, aynı zamanda dereyi ufak bir kutuya hapsederek yüzlerce metre dolaştırabileceğini de sanmış. Dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bir inat ve akılsızlıkla koca koca dereler küçük beton boruların içine sokulmaya çalışıyor.
Duvarla dere dizginlemek...
Halbuki bu, masallardaki cini şişesine sokmaktan zor bir olay! Böylece sonsuza kadar hem deredeki çer çöp görülmeyecek, akan kanalizasyon kokmayacak hem de derenin üstünü yol olarak kullanabileceğimizi sanıyoruz.
Derenin küçük bir kısmında kıyılara beton duvar yaparak dereyi tümüyle dizginlediğinin sananlar, sel olunca sel sularından kurtulmak için ilk önce bu duvarları yıkmak zorunda kalmış. Bu duvarın hemen etrafını da iskâna açmışlar. Daha da önemlisi ise selde insanların kaçıp sığınabileceği okullar da burada.
Sel yatağında yüzlerce öğrencinin okuduğu okullar da yapmışız ama bu okullara sel sularından korunmak için yüksek giriş ile girilmesini akıl edememişiz. Şimdi bu okullardan, dünyanın en pis suyunu ve tonlarca çamurunu çıkarıyorlar.
Nem ve küfler hasta edebilir
Umarım suya doyan bina elemanlarında oluşacak olan nem ve küflerin neden olacağı astım, alerjik rinit, vb. gibi solunum yolu hastalıkları için de önlem alınır.
Ağrıyan başından, bozuk moralinden ve kalkmayan uçaktan hep havayı sorumlu tutup, havayı günah keçisi haline getirenler, şimdi de her şeyi “küresel iklim değişikliği”nin üstüne atmaya çalışıyor. Bu kadar çok hatanın yapıldığı bir yerde iklimin değişmesi filan gerekmez ki, “hafif bir çise” bile sel ve heyelan olmaya yeterli.
Asla sel sularına girmeyin!
- Sadece 15 cm yüksekliğindeki bir sel suyu bile ayaklarınızı yerden kesebilir. Selden korunmanın en iyi yolu daha yüksek yerlere kaçarak sel bölgesini terk etmektir.
- Otomobiller diz seviyesine kadar yükselmiş, yani 60 cm’lik bir sel suyu tarafından sürüklenebilir. Otomobilinizin etrafında sel suları yükseliyorsa otomobili hemen terk edip yüksek yerlere kaçın.
- Sel suları kanalizasyon, kimyasal maddeler vb birçok tehlikeli madde ile temas etmiş olabilir. Sel sularıyla temas eden malzemeleri (çok gerekliyse) çamaşır suyu vb. ile iyicene temizlemeden kullanmayın!
İNANILMAZ ÖRNEKLER
Dere yatağı dibinde 6 okul
- Dere yataklarındaki yapılaşmaya en çarpıcı örneği Büyükgüre Deresi’nin bulunduğu Gaziler Mahallesi’nde gözlemledik. Dere yatağının dibine tam 6 okul birden yapılmış. 6 okul ve 1 yurt da selden nasibini alan eğitim kurumlarının başında geliyor.
- Küçükgüre Deresi’nin bulunduğu Tayyaredüzü Mahallesi’nde ise yine dere yataklarının içinde yüksek binalar ve inşaatlarla karşılaştık. Binaların alt katları tamamen oturulmaz duruma gelmiş. Buradaki yerleşim birimlerinin yaklaşık 2 metre üzerinde kalan sahil otoyolu, bir bent gibi taşan dere sularını tutmuş ve sonunda binalar sular altında kalmış.
- En inanılmaz örneklerden biri ise, Gönep Mahallesi’nde Saydere’nin tam içine yapılan inşaat. Sel inşaatın yarısını alıp götürmüş ve sadece kolonlar kalmış.
- Bulancak’ta üzeri kapatılarak caddeye dönüştürülmüş Sel Değirmeni diğer adı Tabaklar olan dere ise aşırı taşkın nedeniyle üzerinden geçen yolu tamamen çökertmiş.
- Aynı dere sahil otoyolunun altından geçirilmiş ancak liman işletmesi denize akmasına izin vermeyince dere L şeklinde 1 kilometre üstü kapalı olarak kıyıya paralel uzatılmış ve denize öyle akması sağlanmış. Ancak aşırı suları tahliye etmek için sahil otoyolunun bir şeridi yok edilmiş.
- Derelerin taşması sonucu altyapı da büyük zarar görmüş. Bunun sonucu olarak lağım fareleri ortalıkta cirit atarken, bazı yerlerde şebekelerdeki patlamalar ve çökmeler yüzünden içme suyu sıkıntısı yaşanıyor.
YARIN: Trabzon-Rize