04.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Kapanmayan Türkmen Dosyası - Bünyamin AYGÜN
Irak’ı işgal eden İngilizler Arapların politikalarını Türkmenleri sindirmek üzerine planladı. Irak’ın yüzyıllık tarihinde sayısız Türkmen katliamı yaşandı. İngilizlerin başlattığı katliamlar zaman zaman Kürtlerin de katılmasıyla çığırından çıktı, Saddam dönemiyle en kanlı zirveye ulaştı. Irak’ın mazlum halkı Türkmen katliamlarında paralı askerler, Kürtler ve ordu kullanıldı. Türkmenler en sonunda DAEŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin kurbanı oldu. Bu katliamların tanığı araştırmacı yazar Erşat Hürmüzlü ve işadamı Ömer Köprülü ile görüştük.
İngiliz katliamı
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde Gül’ün yedi yıl süreyle Ortadoğu’dan sorumlu başdanışmanlık görevini yürüten Erşat Hürmüzlü, Irak Türkmenlerinin son yüzyılda uğradığı katliamların izini, İngiliz arşivlerine kadar sürmüş. “Araştırmacı belge ile konuşur” diyor Erşat Hürmüzlü. Irak Türkmenlerinin yaşadığı acı katliamların tekrarlanmaması yönündeki çalışmalara ömrünü adayan Hürmüzlü, 1924 yılında İngilizlerin kontrolündeki “Levi katliamını” şöyle anlatıyor: “1923’te Lozan Antlaşması oldu. Fakat Musul vilayetinin kaderi bir neticeye ulaşmadı. Milletler Cemiyeti’ne havale edildi. Kerkük’te Türkmen bölgelerinde ciddi bir ‘Türklük’ şuuru vardı, bunu bastırmak gerekiyordu. İngilizlerin paralı asker olarak kullandıkları Levi kuvvetleri getirildi. Ramazan ayının son gecesi Büyük Pazar diye bilinen Karşıyaka’da kalenin tam altında kavga çıktı. Bir Asuri askeri karargaha giderek, İncil’e el basıp, ‘bunlar dinimizi ve dilimize sövdüler’ diyerek katliamı fitilini ateşledi. İnsanlar öldürüldü, evler yakılıp mağazalar talan edildi. Resmi kayıtlarda çok çarpıtma oldu.
14 Temmuz Kahvesi
Çoğunluğu Türkmen, Irak petrol şirketindeki işçilerin insani haklarının iyileştirilmesi yönünde talepleri vardı. Şirketin bu taleplere duyarsız kalması sonucu yaklaşık 5 bin kişilik bir gurup medeni bir eylem başlattı. Iraklı Türkmenlerin katliamla dolu tarihlerine, “Gavurbağı Katliamı” olarak geçen bu eylemde 5 Türkmen, polis güçleri tarafından katledildi. Ölenlerin cenazesinde silahsız insanların üzerine ateş açan polis bu kez 8 kişiyi öldürdü. Tutuklamalar başladı.” Hürmüzlü, 14 yaşındayken bizzat tanığı olduğu 1959’daki katliamı da anlatıyor: “1959’da komünizm dalgası başladı. Devrim Konseyi Başkanı Abdülkerim Kasım, komünistlere fırsat verdi. Sürgüne gönderilen Türkmen aydınlar bir yıl içerisinde geri dönmüştü. Darbenin birinci yıl kutlamaları 14 Temmuz 1959’da yapılacaktı. O sabah Türkmenler de katıldı. Sonradan adı, ’14 Temmuz Kahvesi’ olarak değişecek Türkmenlerin yoğunlukta olduğu kahvehanenin önüne gelinmişti ki, bir grup otomatik silahlarla Türklerin üzerine ateş açtı. Liseye yeni başlamıştım, eve doğru kaçarken kendini ilerici görenlerin nasıl camları çerçeveleri indirdiğine şahit oldum. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ordunun silah depoları açıldı. O zaman komünistlerin halk güçleri vardı. Üç gün boyunca insanlar katledildi. Türkmen liderlerimiz evlerinden alınıp öldürülerek elektrik direklerine asıldı. Üstelik tüm bunları 2. Tümenin Kürt elemanları yaptı. Yaralılar için gelen ambulansları yaktılar, cesetleri motorlu araçların peşinde sürüklendi. Tespitime göre 28 ölü, 102 yaralı vardı. Sonra olaylardan sorumlu tutulan 25’i Kürt kökenli 28 kişinin idamı istendi ve dört yıl sonra infaz edildi. Ancak Türkmenlere karşı ırkçı tutum devam etti, Arapça konuşma mecburiyeti başladı,
isimlerimiz Araplaştırıldı. Misal ‘Erşat Hürmüzlü’ dememiz yasaklandı, baba adıyla ‘Erşat Abdülcabbar’ oldu.”
İdam furyası başladı
Türkiye ile ilişki içinde olduğu öne sürülerek 1972’de tutuklanan Hürmüzlü, iki ay hapis yatmış. Hürmüzlü, Irak Türkmenlerinin unutamadığı en acı olaylardan birinin 1979’da üç liderin gözaltına alınmasıyla yaşandığını ve son yüzyılda Iraklı Türklerin en önemli liderlerinden eski Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Abdullah Abdurrahman, mühendislik fakültesinde Doç. Dr. Necdet Koçak ve işadamı Adil Şerif ile ayrıca tutuklanan Dr. Rıza Demirci’nin Saddam döneminde katledildiğini belirterek şunları söylüyor: “Saddam’ın Irak liderliğine gelir gelmez ilk icraatlarından biriydi. Üç liderimiz alındı. Sonra Dr. Rıza Demirci’yi tutuklattı. Takvimler 16 Ocak 1980’i gösterdiğinde üç liderimiz darağacına gönderildi. Sonradan öğrendik kanaat önderlerini idam ederek Türkmenleri sindirmek isteyen Saddam Hüseyin’in baskıları ve katliamları anlatıyor: “Saddam Kuveyt’e girince hem güneyde hem de kuzeyde ayaklanmalar oldu. Hepsini bastırmaya başladı. Saddam güçleri gelince 500 bin Kürt, İran ve Türkiye’ye kaçtı. Türkmenlerden kaçanlar 15 bini geçmedi. Sonrasında Irak askerleri Tazehurmatu’ya saldırdı, 80 Türkmen katledildi. Güya kalkışma girişiminde bulunmuş. Oysa hepsi gariban köylüler. Kaçanlar güvenli diye Altınköprü kasabasına sığındı. Burada 101 kişi katledildi.”
Çocukları katlettiler