08.12.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz - İstanbul'da bir düğünde damadın arkadaşlarının takı merasiminde damada pompalı tüfek vermesi tepkiye neden oldu. Türkiye'de bireysel silahlanmada, özellikle de ruhsatsız silah sayısında büyük artış var. Umut Vakfı'nın verilerine göre; Ocak ve Eylül tarihleri arasında 2 bin 592 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Bu olaylarda bin 470 kişi öldü, 2 bin 693 kişi de yaralandı. Sekiz yılda silahlı şiddet yüzde 73 arttı. Ancak bu tabloya rağmen, sosyal medyada birkaç dakikalık yazışma sonrası pompalı tüfeği kapınıza kadar getirtmeniz mümkün. Satıcılar, hiçbir evraka gerek görmeden kargoyla adrese silah gönderiyor. Bu gerçek ortadayken geçtiğimiz haftasonu, İstanbul Beylikdüzü'nde gerçekleşen düğünde, akıllara durgunluk veren anlar objektiflere yansıdı. Muş ve Erzurumlu iki ailenin çocuklarının dünya evine girdikleri mutlu günde takı merasimi başladığı sırada damadın arkadaşlarından biri, kırmızı kurdeleyle bağladığı tüfeği damadın boynuna astı. Merasim sunumunu yapan kişi, "Şeytan doldurmasın, şöyle güzel bir alkış alabilir miyiz?" dedi ve gelinin suratı asılırken salondan alkışlar yükseldi. Düğünde, damada pompalı tüfek verilmesi tepkiye neden oldu.
'SORUŞTURMA AÇILMALI'
İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, ilk defa böyle bir şey duyduğunu belirterek, "Bu da Türkiye'de silahlanmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyor. Üstelik örf, adet ve geleneklerimize de çok ters bir şey. Takılması ya da hediye edilmesi demek de doğru ifade değil. Burada teslim edilmesi söz konusu. İnsanların sonraki yaşamlarında neye sevk edildiği konusunda da acı bir olay. Teslim edilen tüfeğin ruhsatlı olup olmadığına dair de net bir bilgi yok. Ruhsatsız bir silahın verilmesi suç teşkil ediyor. Olayın başka bir boyutu da, kadına şiddetin bir unsuru olarak kullanmak üzere teslim edilmişse bu vahim falan değil, vahim ötesi bir şeydir. Yaşanan bu durum doğal kabul edilmemeli, bir soruşturmanın açılması ve yürütülmesi gerekiyor" dedi.
CEHALET, BİLGİSİZLİK
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ise şunları söyledi:
"Oradaki hediyenin mahiyeti, ‘Evlendiğin kadın sana sıkıntı yarattığında vur, öldür’ anlamına geliyor. O hediye başka türlü bir hediye değildir. Düğünde verilmiş bir hediye olduğu için ben böyle değerlendiriyorum. Düğünde altın takarsın, para takarsın hiç yoksa sevgini verirsin. Ancak onun dışında pompalı tüfek hediye ederek espri yaptıklarını ortaya koyan gençler için bence şikayette bulunulması gerekiyor. Evlilik üzerine kurulan baskıyı, erkeğin dışarıdaki baskısını yansıtan bu tablo için suç duyurusunda bulunulması gerekiyor. Sadece bu yıl 290'a yaklaşan kadın cinayetinin olduğu bu ülkede bu espri de, hediye de değildir. Bu cehalettir, bilgisizliktir. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz; Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atarsa, sokaktaki diğer adam da damada pompalı takar. Tepeden şiddete göz yumulduğu için sahaya yansımasının en vahim örneğidir. O kadın yaşadığı psikolojiyi bir düşünün, bir tartışmaya girdiğinde 'Acaba' diyecek. Bunun bir magandalık olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum."
‘HEDİYE EDİLEMEZ’
Umut Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, psikiyatrist doktor Ayhan Akçan da şunları söyledi:
“Silahın hediye edilmesi yasada yok. Kanunen düğünde silahın hediye edilmesi de suç. Toplumda silahın hediye edilmesi normal karşılanıyor. Bu, özellikle toplumdaki risk grupları için, intihar ya da cinayeti düşünen gruplar içinde kötü bir örnek. Silah sadece yurtdışından gelirse devlet büyükleri taraflıdan kabul edebilir.
Ya da antika bir silah ve miras yoluyla geçme durumu söz konusu olabilir. Ruhsatlı da olsa hediye edilmesinin suçu ruhsatlı silahla aynı. Üç ile altı ay arasında ceza var.”