25.03.2023 - 21:33 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV yayınında, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler, Yeniden Refah Partisi'nin Cumhur İttifakı'na katılması, Kadına Şiddet Yasası tartışması, bakanların milletvekili adaylığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diploması tartışmaları, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği, ABD ile F-16 görüşmeleri, Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler ile gündemdeki pek çok başlıktaki soruları yanıtladı. Sözcü Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
CUMHUR İTTİFAKI'NIN GENİŞLEMESİ
Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü bir lider diplomasisi devreye girdi. Yeniden Refah Partisi'yle ilkeler konusunda anlaşıldı. Belli ilkeler üzerinde müzakereler yapılıp sonuca varıldı. Kamuoyunda iddia edildiği gibi milletvekilliği pazarlığı ve 6284 yasası gibi konular gündeme gelmedi. Cumhurbaşkanımızın Yeniden Refah Partisi'yle doğrudan bir teması oldu.
KADINA ŞİDDET TARTIŞMASI
Müzakereleri sonlandıran ve sonra tekrar başlatan konu 6284 yasası değildi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde taviz asla söz konusu olamaz ve gündeme gelmez. Konu çok yönlü olarak bütünüyle ele alınmalı. Yalnızca yasayla kadına şiddet önlenemez.
14 MAYIS SEÇİMLERİ
Böyle büyük bir depremin ardından seçimlerin 3 ay sonra yapılması Türk demokrasisinin altyapısının güçlü olduğunun kanıtıdır. Bütün siyasi partiler her zaman sandığa sandıkta tecelli eden sonuca saygı duymuşlardır. Dolayısıyla sandık namustur.
BAKANLARIN MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI
Seçimlerin birinci konusu deprem. Kampanya buna göre revize edildi. Ağırlığı olan siyasi aktörler sahada halkla buluşacak. Bu dokunulmazlık için alınmış karar değil.
FİNLANDİYA'NIN NATO'YA ÜYELİK SÜRECİ
Finlandiya'nın bizim açımızdan NATO'ya üyeliği önünde bir engel kalmadı. Finlandiya tabiri caizse bu oyuna bir sıfır önde başladı. Finlandiya her zaman yapıcı bir tutum içinde oldu. Bizim taleplerimiz konusunda daha şeffaf ve daha yapıcı bir tutum aldı. Ondan dolayı avantajlı bir konumdaydı. Yani bu başvuruları ayırmanın ki zaten teknik olarak ayrı başvurulardı onlar, değerlendirmenin ve Finlandiya'yı onaylamanın daha makul olacağını gördük. Böyle bir süreç ilerledi.
Şimdi İsveç'e kapı kapanmış değil ama sürecin nasıl ilerleyeceği, hızı, ne zaman tamamlanacağı İsveç'in atacağı adımlara bağlı. Yeni gelen hükümet bu konuda samimi ve gayretli. Fakat hukuki olarak adım atmak için elinde yeteri kadar enstrüman yok. Konunun hukuki ve ahdi zemini henüz onlar açısından tekemmül ettirilmiş değil.
ERDOĞAN'IN DİPLOMASI TARTIŞMASI
Her seçim döneminde bu konu gündeme geliyor. Bu kadar bilgi, belge ortaya konduktan sonra hala bunun tartışılıyor olması eğer siyasi kaygıyla yapılıyorsa siyasi bir kayıptır. Buradan bir yıpratma siyaseti izleyelim, milletin zihnine bir şüphe düşürür müyüz gibi bir niyetle hareket ediyorlarsa bilgiler belgeler ortada Marmara Üniversitesi açıklama yaptı, İletişim Başkanlığı açıklama yaptı. Bu tür hamleler siyasetin seviyesini düşürüyor.
KUZEY IRAK'TA DÜŞEN HELİKOPTER
Kim almış, kime vermiş, kim kullanıyor bunların bütün detayları ortaya çıkacak. İstihbaratımız araştırıyor, detaylar netleşirse paylaşırız.
ABD'Lİ KOMUTANLARIN YPG'Yİ ZİYARETİ
ABD tarafı sadece Amerikan askerleri ile görüşüldüğünü PYD/YPG'lilerle görüşülmediğini söylüyorlar. Suriye'deki terör tehditlerini ortadan kaldırmak için bir başka terör tehditleriyle çalışmak mantıksal olarak tutarsızlıktır. Buna gerek yok. Bu Suriye halkına da saygısızlıktır. Bu rahatsızlığımızı ABD'ye ilettik.
ABD İLE F-16 GÖRÜŞMELERİ
Biden yönetimi bu konuda başından beri açık ve net bir tutum sergiledi. F-16 programını destekledi. Fakat Kongre ayağında bunu İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği şartını öne sürenler oldu. Kongre'yi ikna etmesi gereken Biden hükümeti. Olursa iyi olur ama olmazsa alternatifler üretilir.