GündemÇocukları nasıl koruyacağız?

Çocukları nasıl koruyacağız?

02.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Pamir Dikdik, Mert Aydın, Gizem Akdeniz, Umut Zambak... Son bir ayda ya ihmalin ya şiddetin kurbanı oldular. Aileler, öğretmenler ve devlet çocukları korumakla yükümlü. Uzmanlar ailelere çocukların hayatını kurtaracak önerilerde bulundu

Çocukları nasıl koruyacağız

İstanbul Zekeriyaköy’de cansız bedeni havuzdan çıkarılan 3,5 yaşındaki Pamir Dikdik, Kars’ta cinsel istismara uğrayıp vahşice öldürülen 9 yaşındaki Mert Aydın, Adana’da akrabası tarafından intikam bahanesiyle öldürülüp yakılan 6 yaşındaki Gizem Akdeniz ve Manisa’da su kuyusuna düşüp boğulan 9 yaşındaki Umut Zambak Türkiye’yi yasa boğdu. Çocukların kimi ihmal, kimi en yakınlarındakinin kurbanı. Çocukların ailelerden başlayarak korunması gerekiyor; devlet BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuğu korumakla yükümlü. Peki, eksiklikler neler, çocuklarımızı nasıl korumamız gerekiyor. Uzmanlar, Milliyet’e anlattı.

‘Yargı çocukları korumuyor’
Mevcut yasal düzenlemelerin yeterli olduğunu ancak uygulamada yetersiz kaldığını söyleyen İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Aşkın Yaşar Topuzoğlu, durumu şöyle değerlendirdi:
“Toplumun her biriminde her katmanında çocuk hakları kültürünün yerleşmiş, oturmuş olması gerekir. Okullarda, eğitimciler, sağlık kuruluşlarında çalışanların bu bilinçte olması gerekir. En ufak bir şüphede bile ilgili makamlara bilgilendirme yapılması gerekir. Cinsel istismar vakalarında çocuğun beyanlarına itibar edilmesi gerekirken ne yazık ki itibar edilmiyor. Çocuklara yanına yaklaşan, canını acıtan, istemediği bir yerine dokunan kişilere karşı aileler çocukları eğitmeli. Çocukların yargı aşamasında tekrar mağdur edilmemesi için azami özenin gösterildiğini söyleyemeyiz. Çocukları yargı da korumuyor. Bu alanda çalışan hâkim, polis, avukat, tüm personel çocukla ilgili çalışmaya istekli olmalı ve bu hassasiyetle olaylara yaklaşmalı. Bugün ceza avukatı yarın çocuk avukatı yapılmasın. Hep çocuk hâkimiyse hep çocuk hakimi olsun ve isteyenleri orada çalıştırsınlar.”

Haberin Devamı

‘Dokunma’ eğitimi şart
Çocuklara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik şiddet; çocukların evden kaçması veya kaçırılmasının yetişkinlere ait sorunlar olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Ulukol, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuklara öncelikle bedeninin sadece kendine ait olduğunu ve onun izni olmadan herhangi bir dokunma girişiminde bulunulmasına izin vermemesi gerektiği öğretilmeli. Vücuduna dokunan doktor bile olsa izin vermesi gerektiği bilincinin verilmesi gerekli. Ailelere, acil durumlarda nelerin yapılması gerekiyor, diye bir liste hazırlamalarını öneriyorum. Evde kimse yoksa çocuğun nereye gideceği listede belirtilmeli. Çocuğunuzu siz yoksanız kimin okuldan alacağı listede olmalı. Çocuğunuzu listede belirtmediğiniz bir başka erişkinle yalnız bırakmayın.”

Haberin Devamı

‘Çok dikkatli gözlemleyin’
Uzman Pedagog Nilüfer Evgin, ailelere şu önerilerde bulundu:
“Okula gidiş gelişler, alışverişe gidiş gelişler bile uzaktan gözetlenmeli. Bu aşırı koruyuculuk değil, anne ve baba olarak, dikkatli olmaktır. Anne, baba olarak hangi yaşta olursa olsun çocuklarımızla iletişimimiz çok önemli. Çocuk yaşadıklarını, ‘Annem ve babam bana kızabilirler’ düşüncesiyle kendisine saklamamalı. Çocuklarımızı dikkatle dinlemeliyiz. Arkadaş çevresi ve yaşadıkları, gördükleri konusunda kendisinin yargılanmayacağını bilerek her şeyi bizlere anlatabilmeli. Böylece olası tehlikeleri de önleyebiliriz.”

‘Saçının tellerini muhafaza edin’
Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanı Zafer Özbilici ise çocukların kaybolmadan önce ve sonra ailelerin yapması gerekenleri şöyle anlattı:
“Geçmişte aileler emniyete gittiklerinde ‘24 saat sonra gelin, emin olun’ gibi cümlelerle karşılaşabiliyorlardı. Ailelere ilk önerimiz hemen emniyet birimlerine durumu haber verin. Ne kadar hızlı bilgi akışı sağlanırsa, o kadar hızlı çocuğa ulaşılır. İlk 1 saatin çok önemli olduğunu unutmayın.
Ardından el, duvar ilanları hemen dağıtılarak hızla herkese sorulmalı. En ufak bir ipucu çocuğu buldurabilir. Çocukların en çabuk ve kolay gidebileceği yerler öncelikle aranmalı. Çocuk kaybolmadan önce alınması gereken önlemler de önemlidir. Mutlaka elinizde çocuğunuzun son fotoğrafı olsun. ‘Benim başıma gelmez’ demeyin ve sık sık çocuğunuzun fotoğrafını çekin. Saç tellerini nemsiz bir ortamda muhafaza edin. Ailelerin çocuklarının parmak izlerini, diş röntgenlerini saklamaları da çok önemli.”