30.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Ekşisözlük’te “açıkhava sinemaları” araması yaptığınızda karşınıza çıkan maddelerden birinde şu ifade yer alıyor: “Ayçekirdeğinin en güzel yenildiği mekândır.” Pek çok Yeşilçam filminde, gazoz eşliğinde tüketilen ayçekirdeği sahnesini bu satırları okuyanlar anımsayacaktır. Overteam Yayınları’ndan çıkan ve Tadım’ın desteğiyle hazırlanan ‘Kuruyemiş Ansiklopedisi’nin ilk sayfalarında yer alan ‘açıkhava sineması’ maddesi işte bizi yukarıda sözünü ettiğimiz film sahnelerinin mekânına götürdü. Genel Yayın Yönetmenliği’ni yayıncılığın önemli isimlerinden Raşit Çavaş’ın üstlendiği kitapta 400 yıl öncesinden günümüze ulaşan kuruyemişli çorbalar, yemekler, kuruyemişle ilgili şarkılar, Türk edebiyatından örnekler, deyimler, atasözleri, yöresel bilmeceler, çocuk oyunları, tarihi kavramlar, renk adları gibi birçok ayrıntı bulunuyor. Tarihi çizimler ve fotoğraflarla desteklenen 550 maddeyi ansiklopedide bir araya getirmek için 33 yazar kalem oynatmış. Kuruyemişin asla bir aburcubur olmadığını vurgulayan ansiklopedi bir yılda hazırlanmış ve belli ki bu süreçte epey kuruyemiş tüketilmiş.
Kuruyemişin yüzyıllar süren serüveninin İstanbul ayağı hakkında şu bilgileri edinmek mümkün: Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatnamesi’de yazdığına göre 17. yüzyılda sadece İstanbul’da 1000’in üzerinde yemişçi dükkânı ve yıllar önce var olan bir Leblebiciler Cemiyeti varmış. Bu cemiyet 1930 yılında bağımsız olarak faaliyet göstermek için Ticaret Müdüriyeti’ne müracaat etmiş. Derneğin genel merkezi de İstanbul’da Küçükpazar’daymış.
Şehirde bir de yine 1930’larda Leblebiciler Çarşısı bulunuyormuş.
Piyesin en hisli yerinde
Ansiklopedide Muhsin Ertuğrul’un en çok şikayet ettiği konulardan birinin, seyircilerin oyun sırasında kabuklu kuruyemiş yiyerek gürültü yapması olduğu bilgisi yer alıyor. Tepkisini Darülbedayi dergisindeki birçok yazısında ifade eden Ertuğrul, bir yazısında şöyle diyor: “İnanır mısınız, her temsilden sonra tiyatro süpürülürken dört beş kilo fıstık, fındık, kabak çekirdeği kabuğu toplanır. Ve bu fıstıklar, fındıklar, kabak çekirdekleri hep bir piyesin en hisli yerinde çatır çatır kırılıyor ve yeniyor.”