05.09.2024 - 18:42 | Son Güncellenme:
İSTANBUL (İHA)
İstanbul Marmara Üniversitesi’nde Eczacılık bölümü öğrencisi olan 19 yaşındaki Heval Pekgöz, iddiaya göre burnunda bulunan etten dolayı nefes alma zorluğu yaşamaya başlayınca ameliyat olmak istedi. Evine yakın olduğu gerekçesiyle Maltepe ilçesinde bulunan özel bir hastanede muayene olan ve ameliyat olma kararı veren Pekgöz, önce aynı hastanenin Kurtköy ilçesinde bulunan merkezine daha sonra bir devlet hastanesine sevk edildi ve o hastanede yaşamını yitirdi. Pekgöz’ün ailesi hastanenin ihmalkarlığı olduğunu belirterek suç duyurusunda bulundu. Hastane ile aile arasındaki hukuk mücadelesi devam ediyor.
Şikayet üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu soruşturma başlattı. Savcılık hastaneden kamera kayıtlarını temin etti. Doktorlar için ise soruşturma izni istedi.
“Yalan, yanlış bilgi vererek hastane hastane dolaştırdılar”
Süreci anlatan baba Ferhat Pekgöz, “Kızımın burun etinde bir sorun vardı horlama ve nefes zorluğu yaşıyordu. Temmuz ayında bir devlet Hastanesi’nde randevu alarak gösterdik ameliyat olması gerektiği kanısına varıldı daha sonra evimize yakın olması nedeniyle Maltepe’de bulunan bu hastanede 10 Ağustos Cumartesi günü için ameliyat tarihi aldık. Ameliyat öncesinde gerekli tahliller yapıldı ve bir problem olmadığı söylendi. Ameliyat günü geldiğinde 08.50 gibi ameliyata aldılar bize de beklememiz gerektiğini söylediler, biz öncesinde hastanede yoğun bakım ünitesi var mı diye sormuştuk her şeyin tam olduğunu endişelenmemiz gerektiğini söylemişlerdi. Yaklaşık 1 saat sonra bizi başhekimin odasına çağırdılar ve kalbinin 1 dakika durduğunu ve kalp masajı ile çalıştığını ama bir problem olmadığını sadece tedbir amaçlı Kurtköy’de bulunan hastanelerine sevk etmek istediler.
O hastaneye gittiğimizde hastayı yoğun bakıma alarak bizi temkin ettiler. Bize kızımızın kalbinde problemler olduğunu söyledi ve anjiyo yapılması gerektiğini söylediler biz gerekiyorsa yapılsın dedik ama yapamayacaklarını ve devlet hastanesine için kayıt açtıklarını sevk edileceğini söylediler. Sevkten sonra doktor dedi ki, kızınızın kalbinde bir problem yok beyninde hasar oluşmuş başka yoğun bakımı olan bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini söylediler. İlk hastane bize kalbin bir kere durduğunu söylemişti ama yalan ve yanlış bilgi vermişler bir kaç defa kalbi durmuş. Beyni uzun süre oksijensiz kaldığı için bütün yetilerini kaybetmiş. Bu özel hastanede ya geç muayene ettiler, ya kalp durduğunu fark etmediler. Ya ekipmanları yoktu. Bunların geç ve ihmalkar tavırları yüzünden kızım 30 Ağustos günü yaşamını yitirdi" dedi.
Anne Özlem Pekgöz, “Kızımı ihmalden dolayı kaybettim. Bize geç haber verildi ve istediğimiz hastanelere sevk edilmedi. Yoğun bakım var denildi ancak yoğun bakım olmadığı ortaya çıktı. Bana panik yapmamam gerektiği söylendi ve sürekli hiç bir şey yok taburcu edeceğiz dediler. Kızımın kalbinde problem olduğunu söylediler genetik kalp rahatsızlığı var mı diye üstelediler sürekli böyle bir şey yok ama. Anjiyo yapıldığında kalbine hiç bir problem olmadığı ortaya çıktı.
2 saat içerisinde çocuğumuz 3 hastane değiştirdi. Ben doktorla muhatap oldum ve her şey var denildi. Biz evimize yakın olduğu için bu hastaneyi tercih ettik. Güle oynaya girdiğimiz hastaneden çocuğumuzun ölüsünü çıkarttık. Yetkililerin ceza almasını istiyorum ben hepsinden şikayetçiyim. Benim çocuğumun mezarıyla okul yan yana, okullar açılınca herkes çocuğunu okula gönderirken ben çocuğumun mezarına gideceğim" diye konuştu.