19.03.2018 - 14:10 | Son Güncellenme:
GAZİANTEP (İHA)
Dünyada sırrı çözülememiş 10 tarihi eser arasında yer alan Voynich’in El Yazması olarak bilinen kitap 600 yıldır gizemini koruyor. Japon ordusunun şifreli mesajlarını çözen Amerikalı bilim adamının bile deşifre edemediği kitabı Türk bilim adamları çözmeye başladı. Toplam 240 sayfa olan ve 30 sayfası kayıp olduğu tahmin edilen kitapta bulunan yaklaşık 40 bin sözcükten, henüz 300 sözcüğü çözülebildi.
1404-1438 yılları arasında yazılan ve 1912 yılında Polonyalı devrimci ve sarraf olan Wilfrid M. Voynich'in tekrar gündeme getirdiği el yazması kitap, yaklaşık 6 asır boyunca gizemini korudu. Dünyanın en gizemli 10 tarihi eserinden biri olarak bilinen kitap, yapılan tüm girişimlere rağmen deşifre edilemedi. İçerisinde çeşitli şifreler barındırdığı düşünülen ve içerisindeki resimler nedeniyle astroloji, kozmoloji, bitki bilimi, ilaç bilimi, kadın, doğum, sezeryan ameliyatları, galaksi, burç, güzellik gibi konularla ilgili olduğu tahmin edilen kitap, dünyanın ünlü dil bilimcileri, kriptologlar, çeşitli alanlardaki uzman bilim adamları tarafından da incelenmesine rağmen sırrını korudu.
40 BİN KELİME BULUNUYOR
Başta Amerika olmak üzere olmak üzere Kanada, Azerbaycan dünyanın bir çok ülkesini dolaşan ve deşifre girişimleri başarısız olan kitapta çözülmeyi bekleyen yaklaşık 40 bin sözcük bulunuyor. Toplam 170 bin karakterin yer aldığı kitabın toplamda 240 sayfadan oluştuğu tahmin ediliyor. Kitabın 30 sayfanın ise kayıp olduğu belirlendi.
JAPON ORDUSUNUN ŞİFRESİNİ ÇÖZDÜ, KİTABI ÇÖZEMEDİ
İkinci Dünya savaşında Japon ordusunun şifreli mesajlarını çözen Amerikalı ünlü bilim adamı William Friedman, tüm çaba ve uğraşlarına rağmen kitabı çözemedi. Japon haberleşme kodlarını deşifre eden Friedman, yazdığı programlar ve geliştirdiği farklı yöntemleri denemesine rağmen bir sonuç elde edemedi. Tüm çalışmalara rağmen gizemi çözülemeyen kitapta şiir diline yakın, kafiye ve uyak kullanımının yanı sıra Avrupa kültürüne uygun bir şekilde yazım kullanılması her dönem ilgiyi daha da arttırdı. Kitabı gündeme getiren Wilfrid M. Voynich, sırrı çözemediği kitabı incelenmek üzere ABD'de bulunan Yale Üniversitesi'ne verdi. Amerikalı akademisyen ve bilim adımları da çabalara rağmen kitabı anlayamaması üzerine ise kitap bilgisayar ortamında taranarak, okulun web sayfasına yüklendi. İnternette yayınlanan kitap için dünyanın dört bir tarafında araştırma başladı.
TÜRK BİLİM ADAMI ÇÖZMEYE BAŞLADI
Kitabı fark eden Kanada'da yaşayan Türk bilim adamı, kitabı çözmek için girişimde bulundu. Dil araştırmacısı ve Bilim Adamı Ahmet Ardıç, yaptığı çalışmalarda kitabın Öztürkçe ile yazıldığını tespit etti. Kitabı çözmeye başlayan Ardıç, yaptığı çalışma ve araştırmalarda kitabın 300 sayfasını çözmeyi başardı. Kelime kelime kitabın sırrını çözmeye başlayan Ardıç, yaptığı ilk incelemelerde kitabın sağlık ve tıp alanında bilgiler yer aldığını belirledi. Kitabın çok yönlü olduğunu şiir şeklinde uyak ve kafiyeye dikkat edildiğini fark eden Ardıç, Türk Dil Araştırmacısı Turgay Tüfekçi ile iletişime geçerek kitabın çözümü için yoğun bir çaba harcadı.
"KİTAP BÜYÜK BİR HAZİNE"
Kitap hakkında bilgi veren Ardıç, "Kitap kabaca 240 sayfa ama 30 sayfa daha olduğu tahmin ediliyor. Toplamda 170 binden fazla karakter var. 37-38 bin civarı kelime olduğu düşünülüyordu ama benim sayımlarıma göre kabaca 40 binin üzerinde kelime var. Bazıları tekrar eden kelimeler ama ciddi oranda şu an Türkçemizde yaşamayan kelimelerde var ki bunların okunması kök anlamlarından yapılacak büyük ihtimalle. Hem yıldız bilimciler, hem doktorlar, bitki bilimciler ve edebiyatçılarımız için bu kitap burada yeni bir kaynaktır" dedi.
Kitabın Türk kültürü açısından da hazine olduğunu vurgulayan Ardıç, "Kitap aşağı yukarı 600 yıllık bir kitap çünkü radyo karbon tarihleme yapmışlar. Bu tarihe göre 1404-1438 yıllarında gidiliyor. Ve bu kitap dünyanın çözülememiş 10 gizeminden biri olarak görünüyor. Çünkü yüzyıldır bilimsel komiteler, üniversiteler ve hatta Amerika’da haberleşme kodlarını çözen ekipleri bir süre gizli olarak ve 2000’li yıllardan sonra o gizliliği kaldırıp internete açtıklarında anlıyoruz ki, çözmeye çalışmışlar. Şimdi bu kitapta tıp ve ginekoloji var. Aynı zamanda çok sayıda hamile kadınların resimleri çizilmiş. Ve üzerindeki resimlerde hamile bir kadının ameliyat olduğu düşünülüyor. Bir sayfada bazı kelimeler bulduk ve bu kelimeler şunu gösterdi kesin olarak söyleyebilirim ki, normal yollardan doğmayan bir çocuğu bugün sezeryan denilen yöntemle çocuğu almışlar bir sayfada ondan bahsediliyor. Aynı sayfada yine ‘Abort’ diye bir kelime geçiyor. Bu kelime Türkçe kökleri olan ‘abarma’ kelimesinin kökünden geliyor aşırı büyümüş anlamına geliyor. Yani ‘abort’ aşırı büyümüş olanı kesip almak ve onarmak anlamına gelir. Halbuki o tarihlerde dikiş yapılmıyordu. En eski bilinen sezeryan yöntemlerinde çocuğu alıp kadını ölüme bırakıyorlardı. Bu kitabın yazarı kadınlara tavsiyelerde bulunuyor. Kadınlara, ‘Sizler çok yemek yediğiniz zaman erkek çocuk olacağına inanıyorsunuz ama bu aslında böyle olmuyor. Çocuk çok aşırı büyüdüğü için normal yollardan alamıyoruz. O yüzden kesip almak zorunda kalıyoruz’ diyor. Mesela yine bu sayfada ‘Piçici bilgisi’ denilen bir şey var. Bu da kesme işlemini yapan kişinin bilgisi demektir. Orada aleti çok derin saplarsan çocuğun yaralanabileceğini anlatıyor. Bugün doktorların bildiği ve o dönemde yapılmış bir çalışmayı ve sonuçlarını yazmış. Bu çok yönlü bir kitaptır. Tıp bilimini ve bilim adamlarını ilgilendiren kitapta bir çok sayfa şiir formunda yazılmış uyak ve kafiyeler var. Bu yüzden edebiyatçılarımız da ilgilendiriyor. Bu kitabın Türk kültürü açısından çok büyük bir hazine olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.