Bu karavanın Türkiye'de eşi benzeri yok! 'Şimdi o hırsıza teşekkür ediyoruz'
Karavanda 3 çocuklarıyla birlikte yaşayan Serdar ve Nihan Bilal çifti, İstanbul’da yeni aldıkları evlerine taşınmalarının 3. gününde başlarına gelen olayla neye uğradıklarını şaşırdılar. Hırsızın evdeki her şeyi alıp götürmesi onları da bambaşka bir hayata başlamaya sevk etti. ‘Sıfırdan her şeyi inşa ettik’ diyen Nihan ve Serdar, tam zamanlı olarak yaşadıkları ‘Efsane’ ismindeki karavanlarıyla Türkiye'yi dolaşıyor.
Koronavirüs pandemisi, sosyal mesafe ve izolasyonun ön plana çıktığı tatillere olan ilgiyi artırdı. Karavan hayatı da bu bağlamda popüler olan bir yaşam biçimi haline geldi. Kimileri moto karavan tercih etti, kimileri ise çekme karavan... Ancak, Türkiye’de öyle bir karavan var ki neredeyse tüm karavanların ‘abi’si kıvamında. 'Efsane' ismindeki kamyon karavan, Türkiye’nin en büyük kamyon karavanı. 30 metrekare kullanım alanına sahip bu karavan neredeyse 1+1 ev büyüklüğünde ve bu içerisinde yok yok...
Serdar Bilal babadan karavancı. Babasının 76 model karavanında büyümüş, küçüklüğünden beri de karavanla seyahat ediyormuş. Nihan Bilal ise güzel sanatlar mezunu. Gezgin aile, ‘karadaki yat’ mantığı ile yaptıkları karavanları ‘Efsane’ ile yollarda. Çift, başlarına gelen olayı ve karavana geçme serüvenlerini şöyle anlattı:
"İstanbul Acıbadem'de yeni evimize hırsız girdi ve tüm birikimimiz çalındı. Bu olay bizi İstanbul’dan soğuttu. Şimdi o hırsıza teşekkür ediyoruz. İstanbul’dan çıkıp Ege kasabasında ve karavanda yaşama kararını vermemize vesile oldu."
ŞÖMİNE, KOMBİ, KLİMA, ÇAMAŞIR VE BULAŞIK MAKİNESİ BİLE VAR
2014 model kamyon karavan ile 10 yıldır seyahat eden Bilal ailesinin karadaki yat mantığıyla yaptıkları karavanlarının içi ve dışı maun ağacından. Doğada hiçbir şeye ihtiyaç duymadan kendini uzun süre idame ettiren bu araç, 2 ton temiz, 1 ton atık su deposuna, 8 güneş paneli ve19 jel aküye sahip. Ayrıca şömine, kombi, klima, çamaşır ve bulaşık makinesi de bulunuyor. İnternet güçlendirici sayesinde de doğada şebekeden bağımsız yaşayabiliyorlar. İzmir Dikili’de mevcut bir yazlıkları olan çift, karavan dışındaki yaşamlarını da artık burada sürdürüyor. Yılın 8-9 ayı karavanda, ağır kışlarda ise Dikili’deki evlerinde kalıyorlar.
'DOĞUMA KARAVANLA GİTTİK'
3 çocuk sahibi olan çift, çocuklarının ikisinin tüm hamileliği ve doğum sürecini karavanda geçirmiş ve bu durumun kendilerini ürkütmediğini dile getiriyor. Doğum sürecinin tamamını karavanda geçiren Nihan Bilal, “37 haftalıkken doğum yaptım. Doğuma karavanla gittik ve ben 2 gün hastanede kaldıktan sonra bebekle beraber karavana geçip normal yaşantımıza devam ettik. Karavan hayatı tüm kadınlara ilham olsun istiyorum. Sadece konfor alanlarımızı bozmayı öğrenmeniz gerekiyor, bir adım attık mı inanın gerisi geliyor. Karavanın sunduğu özgürlük, konforlu yaşam ağır basıyor” sözleriyle karavan hayatına yeni başlayacaklara cesaret veriyor. Geçimlerini Dikili’deki atölyede karavan yapımı, bakımı ve motosiklet bakımı ile devam ettiren aile, 'emekçi insanlarız' diyor.
'KARAVANDA ELEKTRİK VE SU DERDİMİZ YOK'
Dikili'de eskiden yazlık olan evleri şimdilerde ikametgah adresleri. Çocukları okula gittiği için, okul dönemi hem ev hem karavanda konaklayarak kışı geçiren çift, yılın büyük bir kısmını karavanda seyahat ederek sürdürüyor. Evin maliyetinin karavana göre çok fazla olduğunu söyleyen aile, “Karavanda elektrik faturası, su faturası derdimiz yok ama ev ona göre oldukça maliyeti” diyor.
Kamyon tercih etme sebeplerinin, her yere, her araziye kolayca girebilme imkanı sunmasından kaynaklandığını söyleyen aile, başlarına gelen en ilginç olayı da şöyle anlattı:
"Uzun zamandır karavandayız. Aslında her yolculuk bizim için ilginç ve özel ama ailecek gittiğimiz Deliklikoy’da başımıza gelen bir başka. Tam bölgeden ayrılacakken aracımızda bir arıza olduğunu fark ettik. Önce yağ filtresinde çıkan sorunu yardıma gelen arkadaşlar halletti ve yine tam yola çıkıyoruz dediğimiz anda, merdivenimizin kapanmadığını gördük. Ardından jeneratörümüzün filtresi kırılmış ve benzin farkında olmadan akıp gitmiş. Derken işler uzadı ve beklemek zorunda kaldık. Yani 'tam gidiyoruz' derken 5 gün aynı yerde kalmış olduk. Bu bizim için unutulmaz bir deneyim oldu."
