13.11.2018 - 08:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan - İstanbul
Sanık Brunson’un Türkiye’de bulunduğu 1993 yılından bu yana mensubu bulunduğu Evanjelik Presbiteryen Kilisesi mezhebine bağlı olarak yürüttüğü rahiplik görevinin yanı sıra misyonerlik faaliyeti yürüttüğü belirtildi.
‘FETÖ ile irtibat’
Kararda, “Misyonerlik faaliyetleri sırasında PKK/YPG ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile zaman içinde iletişime ve etkileşime geçtiği, adı geçen örgütler ile ortak menfaatleri bileşkesinde yardımlaşma ve dayanışma sergilediği kanaatine varılmıştır” denildi.
Brunson’un FETÖ firarileri Bekir Baz ve Murat Safa ile irtibatlı olduğuna dair bir diğer önemli ifadenin tanık Ali Daloğlu’na ait olduğu, Daloğlu’nun Brunson’u Suruç’ta bulunan mülteci kampına FETÖ firari şüphelisi KAGİAD Genel Sekreteri Oğuzhan Türkan ile gelirken gördüğünü beyan ettiği vurgulanıyor. Gerekçeli kararda Brunson hakkında şu çarpıcı ifadeler de yer alıyor:
“Sanık, mülteci kamplarında burada misyonerlik faaliyeti yürüttüğünü ve aralıklarla toplam 56 gün Suruç bölgesinde bulunduğunu kabul etmekle beraber daha önceki bağlantılar gibi yine adı geçen bölgesel aktörleri ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü firari şüphelileri Halil Baysal ve Ömer Karagöz’ü tanımadığını, onlarla görüşmediklerini savunmuştur.”
‘Yoğun alaka’
Gerekçeli kararda, şöyle devam ediliyor: “Sanık, bölgede ev tutacak kadar yoğun alaka göstermiş ve mesai harcamıştır, birlikte hareket ettiği aktörlerin devlet içindeki kadroları eliyle ve sivil mensupları ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse varan cüretleri böylesi bir kargaşa ortamında bölgede bulunmalarının hümanist bir inisiyatif almaktan öte amaçlar taşıdığı bir başka gerçektir.”