08.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Pandemi döneminde paket ve hazır gıda tüketimindeki artış, insanların sorumsuzluğu İstanbul Boğazı’nda ‘insan kaynaklı’ kirliliği endişe verici boyuta ulaştırdı.
Kabataş sahilinden İstinye’ye kadar uzanan Avrupa Yakası sahil bandı geçtiğimiz günlerde denizanalarının istilasına uğrarken, plastik atık kaynaklı kirlilik ise devam ediyor. Sorumsuz vatandaşlar tarafından gelişi güzel denize atılan plastikler nedeniyle sahil bandı adeta çöplüğe dönerken, temizlik ekipleri ise artan kirlilikle adeta baş edemez durumdalar. Hem İBB, hem de ilçe belediyelere bağlı temizlik görevlileri gece, gündüz demeden çalışmalarını sürdürürken, Boğaz hattındaki kirliliğin önüne geçilemiyor.
İstanbul Boğazı’nın incisi sayılan Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Emirgan ile Anadolu Yakası’ndaki Üsküdar kıyılarını adeta çöplüğe çeviren atıklar arasında pet şişeler, hazır gıda ambalajları, meyve-sebze kasaları, maske, eldivenin yanı sıra çok sayıda kondom olması, duyarlı vatandaşların tepkilere neden oluyor. Bölgedeki olta balıkçıları da kıyılardaki kirliliğin her geçen gün daha da arttığını dile getiriyor.
Plastik kirliliği arttı
İTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce ortaya çıkan manzarayı şu sözlerle değerlendirdi: “İstanbul’un deniz ve kara eko sisteminde pandemi nedeniyle ciddi çöp kirliliği yaşanıyor. Restaurant ve kafelerin sadece paket servis hizmeti vermesi, plastik kirliliğini inanılmaz derece arttırdı. Ne olursa olsun ortaya çıkan manzara insan kaynaklı sorumsuzluğun tablosu.
Yeme, içme mekanlarına müşteri alınmaması, paket gıdaların tüketimi ile beraberinde çöp kirliliğini de arttırdı. Vatandaşlarımız daha duyarlı olmalı. Belediyelerin temizlik birimleri sürekli çalışma halinde ancak böylesi kalabalık bir kentte insanlar çöplerini sokağa atmaya devam ederse, kimse başa çıkamaz.”
‘Kirlilik bize geri dönüyor’
Prof. Dr. Orhan İnce, İstanbul Boğazı’nın yüzeyinde zaman zamana görülen yağ tabakası ile mikroplastik kirlilik riskine de dikkat çekti. İnce, plastik atıklardaki kimyasalların deniz canlılarının bünyesine geçtiğini ve yediğimiz balıklarda toksin birikiminin oluştuğunu vurguladı.